İnsanın teslim aldığı koli kutusu ile beyninin büyüklüğü arasında korelasyon varmış!
İnsanın teslim aldığı koli kutusu ile beyninin büyüklüğü arasında korelasyon varmış!
“Şapka takmamak için direnen, hatta ölen insanlardan baş örtüsü takmak için mücadele eden insanlardan geldiğimiz nokta” yazmış biri, bir başkası ise “İlke ve inkılaplara uygundur,” demiş —güldürdü, yalan yok.
Günümüzde köy the new black olduğu için köye giden insan sayısı da artmaya başladı. Bunun sebebi köyde yapılacak bir işin kalmaması sanırım. Gerçekte köyde işler hiç bitmez ancak o işlerin yapılacağını buyuran...
Küçüklüğü Kuran kurslarında ve sohbet ortamlarında geçmiş biri olarak böyle yerlerde sürüden ayrı olarak var olmanın hiç de kolay olmadığını söylemeliyim.
Zekanın beynin büyüklüğüyle değil kıvrımlarıyla orantılı olduğunu söyleseydiniz ;)
hakaret davası açın. ne güzel, şahidiniz de var. arkadaşınızdan rica edin, sizin için önemli olduğunu söyleyin.
Ekmek kelimesinin halkımızda büyülü bir etkisi var.
Bir keresinde mektebimin kütübhanesinin giriş katında, güvenlik kabininin iki-üç adım ötesinde birinin sigara içdiğini gördüm. Fotoğrafını çekdim, bir kağıd alıb anında şikayet dilekçesini yazdım. Söylenmelerimi duyan güvenlikci gelib dedi: “Arkadaşlara bazen ben izin veriyorum burada sigara içmelerine. Şimdi sen o dilekçeyi verirsen ona bir şey olmaz, ben ekmeğimden olurum.” Dekanlığa dilekçeyi verdikden sonra da beni odasına çağıran dekan yardımcısı “Dilekçeni geri al, adamı ekmeğinden etmeyelim durduk yere.” dedi. Farklı kurumlara farklı konularda verdiğim şikayetnamelerin hepsinde de benzer cevablar geldi.
Tabağındaki yemekleri bitirme alışkanlığı olmayan arkadaşlarım tarafından ekmek kırıklarını yemek yerine kuşlara atmamın israf olduğu ve günaha girdiğim konusunda defalarca uyarılmışımdır.
Dolandırıcı, yankesici, gasbcı vs. mesleklerde olanların savunma çıkışları da hep aynıdır: “Ekmeğimin peşindeyim.”
Konuyu dağıtabilecek yorum yaptım, kusura bakmayın. Hepinizin bileğine sağlık.