İnsanın teslim aldığı koli kutusu ile beyninin büyüklüğü arasında korelasyon varmış!
İnsanın teslim aldığı koli kutusu ile beyninin büyüklüğü arasında korelasyon varmış!
Çünkü ben yüksek ökçelerdeki kadınım, söylenen şeyler yüzüme denmeyip arkamdan söylense, onlar hiç yokmuş gibi yaşayabilirim.
İslami Feminizm benim için bilinmez bir dünya idi. Kadın mücadelesini, kadının özgürlüğünü savunurken kadının silinmesinin sembolü o başörtüsünü nasıl takıyorlardı? Nasıl bir erkeğin şahitliğinin iki kadının şahitliğine...
Genç bir kadın, tamamen doğasına, yaradılışına uygun bir şekilde regl oluyor ve bununla ilgili bir ihtiyacını temin ediyor. Ne ayıp! O yaşlarda biri size bunun utanılacak, saklanması gereken bir şey olduğunu söylerse...
Zekanın beynin büyüklüğüyle değil kıvrımlarıyla orantılı olduğunu söyleseydiniz ;)
hakaret davası açın. ne güzel, şahidiniz de var. arkadaşınızdan rica edin, sizin için önemli olduğunu söyleyin.
Ekmek kelimesinin halkımızda büyülü bir etkisi var.
Bir keresinde mektebimin kütübhanesinin giriş katında, güvenlik kabininin iki-üç adım ötesinde birinin sigara içdiğini gördüm. Fotoğrafını çekdim, bir kağıd alıb anında şikayet dilekçesini yazdım. Söylenmelerimi duyan güvenlikci gelib dedi: “Arkadaşlara bazen ben izin veriyorum burada sigara içmelerine. Şimdi sen o dilekçeyi verirsen ona bir şey olmaz, ben ekmeğimden olurum.” Dekanlığa dilekçeyi verdikden sonra da beni odasına çağıran dekan yardımcısı “Dilekçeni geri al, adamı ekmeğinden etmeyelim durduk yere.” dedi. Farklı kurumlara farklı konularda verdiğim şikayetnamelerin hepsinde de benzer cevablar geldi.
Tabağındaki yemekleri bitirme alışkanlığı olmayan arkadaşlarım tarafından ekmek kırıklarını yemek yerine kuşlara atmamın israf olduğu ve günaha girdiğim konusunda defalarca uyarılmışımdır.
Dolandırıcı, yankesici, gasbcı vs. mesleklerde olanların savunma çıkışları da hep aynıdır: “Ekmeğimin peşindeyim.”
Konuyu dağıtabilecek yorum yaptım, kusura bakmayın. Hepinizin bileğine sağlık.