REÇEL

Kendini Prens Sanan Adamlar

Günlerdir sosyal medyada “Senin aklın kesiyor mu 2,5 milyarla benim benzinimi, aksesuarımı karşılayabileceğine?” diyen kadını görüyorum.

Konuk Yazar: Evil Queen

the_frog_prince_by_liga_marta-d3dz2e2

 

Günlerdir aynı kadını sosyal medyada görüyorum. Videoları Twitter’da ve Instagram’da (ki kendisi en tatlış, çiçek böcek sosyal medya ağıdır) dahi kimi zaman dalga geçmelerle, kimi zaman da hakaretlere eşlik eden küfürlerle paylaşılıyor. Video, evlilik programına katılan bir kadının “Senin aklın kesiyor mu benim benzinimi, aksesuarımı karşılayabileceğine. Ben aksesuarına düşkün kadınım 2.5 bin tl bana hayatta yetmez.” gibisinden laflar edişini kapsıyor, evet kadının üslubu küçümseyici ve benim için de bir hayli sinir bozucu.

 


 

Fakat, onun muadili bir şeyler isteyen herhangi bir erkeğin böyle malzeme edilmemesi benim için daha sinir bozucu aslında. Hadi ama hiç mi görmediniz şişmiş egolarıyla, evleneceği kadına dair absürt beklentileri olan adamlar? Beyimiz kendinden memnun olmanın doruklarında evlilik programında sunucuya; evde annesine; Twitter’da takipçilerine ideal kadınını anlatıyor. Yaşına başına bakmadan genç kadınlarla evlenmek isteyenlerden, eşinden tam donanımlı ev robotu nitelikleri bekleyenlere kadar bir sürü şey var ve hiçbiriyle böylesine dalga geçildiğine şahit olmadım. Televizyondaki kadının videoları “2,5 milyarın yetmediği karı” gibi başlıklarla paylaşılırken; evlilikten beklentisini sabahları çay dolduracak biri, kahvaltısının hazırlanması, çorapların yıkanması gibi tarifleyen ya da “X yemeğini yapamayan kızla evlenmem.” diyen erkeklerden hiçbirine;

“Neden kendi işini kendin görmüyorsun?
“Hala bebek/çocuk gibi bakılmak mı istiyorsun, sen büyüyeli çok oldu ama?”
“Kendi işlerini yapmaktan bile aciz, hizmetçi arıyor.”

gibi yorumlar gelmiyor maalesef. Kadın -belki- uç bir şeyler istediği zaman “doymak bilmeyen, şımarık, hırslı” damgasını yerken, erkekler pek garipsenmiyor. “Yapmasa daha iyi tabi ama, erkektir işte ister.” oluyor.

Aslında bu kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Etrafımda evlilikten, düğün masrafından dert yanan, bu konuda yazan çizen bir sürü insan var. Evlilikte kız tarafının ya da bazen sadece ailelerin gelenek adı altındaki taleplerini, harcamalarını, Müslümanların da bu denli tüketim ve israf yapmasını eleştiriyorlar. Kendilerine hak veriyorum tabi ki de, insanların nişan/düğün gibi olaylarda neden hep en güzel, pahalı ve gösterişlisini istediklerini, böyle isteklerle neyi yansıttıklarını ben de anlamıyorum şahsen. Sistem evlilik adı altında bir sürü harcamayı dayatırken ve “Düğün değil mi illa ki yapacaklar.” mantığıyla bir sürü şeyi fahiş fiyatlarla pazarlarken, amacı nikahın duyurulması ve eşe dosta yemek yedirmek olan düğünlerin geleneksel pek çok pratikten arındırılması gerekir. Fakat bu eleştiriyi yapan erkeklerin, düğün bitip aile kurulduktan sonra eşini; aileye hizmet etme, gelinlik vazifelerini yerine getirme gibi hayli geleneksel normlardan koruyup korumayacağından, dahası korumak isteyeceğinden emin değilim. Hiçbiri “Neden bayram sofrasında biz tüm erkekler otururken kadınlar yemeği hazırlıyor, servis ediyor ve sonra bulaşığı yıkıyor ki?” diye ya da “Neden benim eşim gelinliğini ispatlamak, ve bunun için biten çayı önce doldurmak için diğer komşunun geliniyle yarışa girmek zorunda ki?” diye dertlenmediği sürece bu gelenek eleştirisinin sadece kendi rahatına yönelik içi boş bir söylemden başka bir şey olmadığını düşünüyorum.

Kısacası her birimizin aniden aşık olmadığı sürece (ki böyle bir dünya da pek yok) gelecekteki eşinden, evlilik görüşmesinden kimi zaman geleneksel, kimi zaman cinsiyetçi, kimi zaman da hayli egoist ve gerçekdışı beklentileri var. Evlilik kurumu hele ki görücü usulüyle gerçekleşmişse tüm bunlardan soyutlanamıyor maalesef. Bu beklentilere dair eleştiri ve mizah, iki taraf için de yapılmadığı sürece, ben o evlilik programında “2.5 milyar bana yetmez.” diyen kadını gayet normal buluyorum ve bir yerlerde “Büyük gözlü, sarışın, yoğurt yapabilen ve genel kültürü olan bir kadınla evlenmek isterim.” diyen erkeğin karşılığı olarak görüyorum.

Konuk Yazar

18 yorum

  • “Büyük gözlü, sarışın, yoğurt yapabilen ve genel kültürü olan bir kadınla evlenmek isterim.”
    ben buna videodaki kadinin besyuzbin kati derim :)
    buyuk derken ne kadar buyuk goz ( hos goz kucuk olsa koca gobegini daha az gorur belki, isteklere dikkat azcik)
    sarisin derken, original mi boyalimi (simdi sizin ultra irlanda beyaz tenli sari sacli soyunuza yakisacak nitelikte bir sarisinsa bulmak zor olabilir)
    yogurt yapmak derken heralde ultra kraliyet ailesi vanilya esansli yogurdu kastediyor evlenmek isteyen erkek kisisi.
    genel kulturrr Allahim evlenmek isteyen erkek kisizi burada isten yorgun argin gelip cizgili pijamalarini giyip tv karsininda ses yarismasi izlerden bir yandan gobegini kasiyip bir yandan dunyanin ekolojik sorunlariyla ilgili fikir muzakeresi yapabilecegi bir es adayi sitemektedir ZAAR.

    sanirim artik bu tarz yazilari okumaktan vazgecmeliyim zira sinirlerim zipliyor, agresiflesiyorum, bu kendini PRENS zanneden erkek kisilerini biraz hirpalamak ister kivama geliyorum.

  • Hanımefendiyi destekliyorum. Keşke her kadın onun gibi olsa. Böylelikle evliliği bitireceğiz inşallah.

  • Ben yaptığınız karşılaştırmayı doğru bulmuyorum. Günümüzde bir ailenin geçindiği bir parayı benim mazotuma yetmez diyerek küçümseyen bir kadınla, eşinin, kendisine yemek yapmasını isteyen bir adam bir değildir.

    • Ne kadar mazot parası normal mesela? 300 lira? Çünkü o para aylık gelirlerinin yarısı olan aileler de var da. Günde 1 doların altında çalışan tarım işçileri var dünyada mesela. Ayrıca tuvaletsiz, mutfaksız bekar odalarında yaşayanlar da var. Tüplerin üzerinde makarna kaynatıp, tek yemeği bu olanlar var. Erkeklerin eşlerinden istedikleri yemekleri yapmak için gerekli mazleme pazarda kaç liraya satılıyor, o fiyatlar yüzünden kaç aile bunlara ulaşamıyor haberiniz var mı? Sizin mantığınızla, bu koşullarda yaayan bir toplumda erkeklerin kendilerine yemek yapılmasını istemesi küstahça olmuyor mu o zaman?

    • Hııı oldu, ben de bunh diyorum zaten karısının yemek yapmasını isteyen erkek ne de masum di mi :’))))) gözlerim yaşardı.

  • Kendisine yemek yapılması için evlenen erkek hiç evlenmesin daha iyi. Dünyanın en iyi aşçıları erkektir.

  • EDİTÖR NOTU: Yorum ibretlik diye yayınlanmıştır. (Yoksa aslında, yazıdan uzun yorum yaparak korsan yazarlık peşinde olanlara müsade etmiyoruz.)

    Sevgili kızım!

    Bugün yuvadan uçtun. Artık kendi yuvanı kurma zamanı. İnşallah çok mutlu olursun. Mutluluğuna katkısı olsun diye bir baba olarak sana nasihatlerim var. Bunları sana söylemeyi düşündüm fakat “Söz uçar, yazı kalır…” derler. Kalıcı olsun diye yazmaya karar verdim.

    Belki diyeceksin ki “Baba senin çok mutlu bir evliliğin mi vardı ki bana nasihat ediyorsun?” Biliyorum kızım, mutlu bir evliliğimiz yok, zaten bunun için yazıyorum sana.

    Biz annenle birbirimize âşık olarak evlenmiştik; fakat aşkımız pek uzun ömürlü olmadı. Ben de annen de hata yaptık. Bu aşkın neden bittiğini, neden sevgisiz bir evliliğe kendimizi mahkûm ettiğimizi ben ayrı izah ediyorum, annen de kendine göre açıklıyor. “Kızlar annelerini model alır.” derler. Beni annenden soğutan hataları bu yüzden yazıyorum ki sen de aynısını yapma. Çünkü sen bir kadın olarak erkeklerin nelerden çok incindiğini bilemezsin. Bu sözlerim kulağına küpe olsun.

    Yavrucuğum, erkeği üç şey çok incitir:

    Birincisi: Karısı tarafından saygı görmemek, adam yerine konmamak erkeği çok incitir ve karısına olan sevgisini bitirir. Kadın kocasını evin reisi olarak değil de terbiye edilmesi gereken bir çocuk olarak görür, tenkit eder, azarlarsa yani erkeğin erkek olmasına izin vermezse karı-koca arasında muhabbet olması mümkün değildir. Aman kızım, kocana saygılı ol ki o da sana sevgisini göstersin.

    İkincisi: Bir kadın kocasının ailesini sevmiyorsa, saygı duymuyorsa erkek karısına çok kırılır.

    Canım kızım, eşinin ailesine saygılı ol ve onları sevmeye gayret et. Arkalarından konuşma. Hataları elbette olacaktır, hepimizin olduğu gibi. Hatalarına takılma, gözünde büyütme.

    Hiçbir erkek “Seni çok seviyorum aşkım ama anneni sevmiyorum…” diyen bir kadının sevgisinin gerçek olduğuna inanmaz. Kadınların çoğu bu ifadeyle söylemese de eşlerine annesini sevmediğini her vesile ile anlatırlar. Bir erkeğe “Annen dedikoducu, annen cimri, annen arkamdan konuşuyor, annen temiz değil…” denmesi erkek için “Sen dedikoducu, kötü bir kadının kötü oğlusun…” demektir. Erkekler bunu “Sen kötü kadının iyi oğlusun…” diye anlamazlar.

    Erkekler korumacıdır. Vatanı aileyi korumak bizim vazifemizdir. Sadece eşimizi ve çocuklarımızı değil; annemizi ve kız kardeşlerimizi de korumak isteriz.

    Kocanın annesi hakkında söyleyeceğin her kötü söz; kocanın kalbine attığın kocaman bir ısırıktır. O ısırık yüreğini kanatır, içini sızlatır. Isırık izleri yan yana çoğaldıkça büyük bir yaraya dönüşür. O yaralı yürekle seni ne kadar sevmesini bekleyebilirsin?

    Erkeğin kalbi kadınındır; kadının kalbi de erkeğindir. Eşin kalbinde senin sevgini taşıdığı için o kalp sana aittir. O kalbi kırma, yaralama, iyi bak ki sevginiz zarar görmesin.

    Kocana annesinin hatalarını göstermek için boş yere uğraşıp onu kırma. Kadınlar zannederler ki biz erkekler annelerimizin hatalarını görmüyoruz. Oysa annelerimizin bütün hatalarını görürüz; fakat eşlerimize itiraf etmek zorumuza gider. Annemiz nasıl küçükken bizi koruyup kollamışsa biz de onu koruyup kollamak isteriz. İşte bu yüzden kadın kayınvalidesinin hatalarını söyleyince erkek hatasını gördüğü halde annesini savunur.

    Kayınvaliden senin arkandan konuşsa bile sen onun için kötü bir şey söyleme kızım. Birbirini kötüleyen iki kadının ortasında kalan erkek daha çok annesinin tarafında olur, ona inanır. Onunla kan bağı ve uzun bir geçmişi vardır. Onu doğuran, büyüten, üzerinde o kadar emeği olan annesine sırtını dönüp karısının yanında yer almak istemez. Akıllı bir kadın hiçbir zaman kocasını annesi ile kendi arasında bırakmaz.

    Kocana annesinin hatalarını göstermek istiyorsan ona annesini öv, annesi hakkında iyi şeyler söyle. Mesela annesi:”Karın kötü, dağınık…” diyor; sen “Annen çok iyi bir kadın, onu seviyorum” diyorsun. Ne düşünür erkek? “Karım ne kadar iyi bir kadın, demek ki annem onu kıskandığı için arkasından konuşuyor.” O zaman annesi senin için ne söylerse söylesin kocan ona inanmaz, tam aksi, güzel tutumundan dolayı seni takdir eder.

    İşte böyle güzel kızım. Kocanın ailesi ile uğraşma. Sevginize kendi elinle zarar verme. Kayınvaliden ne yaparsa yapsın, sen doğru davranışı gösterirsen mutluluğunuza gölge bile düşüremez.Gelinler yardım etmezse kayınvalideler evliliklere zarar veremezler.Kocanla yapacağın hiçbir tartışmaya ailesini karıştırma. Ailelerimiz bizim zayıf yanlarımızdır. Onlara gücümüz yetmez, istesek de değiştiremeyiz onları. Bu yüzden kocanı hiçbir zaman zayıf noktasından vurma ki senden nefret etmesin.

    Üçüncüsü: Bir babanın kızına söylemesi ne kadar uygun olur bilmiyorum ama erkeğin yatakta karısı tarafından reddedilmesidir. Bu da erkeği çok fazla yaralar, incitir, karısından soğutur.

    Sevgili kızım Mehlika’m,

    Benim söyleyeceklerim bu kadar. Sözlerimi okuyup geçme, bu sözlerde yılların tecrübesi var. Bunları annene anlatamadım, biz mutlu olamadık; ama sen anla ve mutlu ol kızım.
    Seni çok seven baban

    Bedeninizde taşıdığınız ve erkeklere karşı “kin ve nefret yüklü” kalplerinizi ne derece yumuşatır, sevgi ve merhamet dolu bir YÜREK’e dönmesine yardım eder bilmiyorum ama yine de sizler ile paylaşmak istedim…

    Umulur ki faydası olur….

  • Hareketlerinden psikolojik sorunlarının hat safhada olduğu net bir şekilde anlaşılan bu kadının beklentisi nasıl normal bir tavırmış gibi kabul edilebilir ve bazı konulara örnek olabilir ki? Egolları tavan yapmış erkeklerin ve kadınların, aşk ilişkilerinde veya evlilik beklentilerinde ki tuhaf davranışlarını hepimiz tabii ki görüyoruz. Erkek var erkek var ve kadın var kadın var, psikolojik dengesi yerinde aklı başında insanların örnek alınarak konulara örnek olması daha doğru değil mi? İlişkilerden bahsedeceğiniz zaman sanki tüm erkekler ya da tüm kadınlar böyleymiş gibi değil, bazıları şeklinde konuya dahil edilmeli.. bazı erkekler, bazı kadınlar şeklinde bir antalım daha doğru bir yaklaşım şekli.. hepsi böyleymiş gibi genelleme hatasına düşmemeli.

  • Basliga bakilinca anlasiliyor zaten kadinin neden tepki aldigi ; ” kendini prenses zanneden..”
    Yani kadin bir Algiya gore soylu yada guzel olsa bisey demiyecekler,nitekim boyle cok kadin cikti bu programlara hicbiri gundem olmadi, hatta bi tanesinde prog. sunucusu damat adayina donup ” e kiz hakli, hic evlenmedim, guzel de bi kizim diyor, bana gelenlerin maddi durumu iyi olsun diyor, e dogru ama..”deyiverdigi oldu.

    Kadin mehir olarak saraylar istese kimsenin kinamaya hakki yok, ama evlendiginde kocanin sartlarina ayak uyduracaksin, kocan borc bile bulup sana mehrini odese, yasam kosyllarini artik basina kakma hakkin yok. Ha adami begenmedin, o zaman o kucumseyici mimiklerle ne kendini ne adami rezil edeceksin.

  • Kadin resmen kūçūmsūyor karşısindaki insani bunu bir çay servisiyle kıyaslamakta neyin nesi?
    Ayrıca haremlik selamlik uygulamasina gecerseniz erkeklerin kendi aralarinda bu servisi yaptigini da goreceksiniz :)
    Kisacasi sizin probleminiz sūnnet kaynaklı.

  • Erkeğin kalbi kadınındır; kadının kalbi de erkeğindir. Eşin kalbinde senin sevgini taşıdığı için o kalp sana aittir. O kalbi kırma, yaralama, iyi bak ki sevginiz zarar görmesin.
    Kocana annesinin hatalarını göstermek için boş yere uğraşıp onu kırma. Kadınlar zannederler ki biz erkekler annelerimizin hatalarını görmüyoruz. Oysa annelerimizin bütün hatalarını görürüz; fakat eşlerimize itiraf etmek zorumuza gider. Annemiz nasıl küçükken bizi koruyup kollamışsa biz de onu koruyup kollamak isteriz. İşte bu yüzden kadın kayınvalidesinin hatalarını söyleyince erkek hatasını gördüğü halde annesini savunur.