REÇEL

Normal Doğum: Bir “Kahramanlık Hikayesi”

Oğlum, dünyaya geleli 7 gün oldu, evet tam tamına bir hafta. Bilgisayarın başına oturduğuma bile inanamıyorum.

Yazar: Rumeysa

birkahramanlikhikayesi

 

Oğlum, Kerem dünyaya geleli 7 gün oldu, evet tam tamına bir hafta. Bilgisayarın başına oturduğuma bile inanamadığım şu anlarda, normal doğum maceramı şimdi yazmazsam bir daha yazamayacağımdan, hem hafızamda hem de Reçel’de arşivleyemeyeceğimden çok korktuğumdan hemen başlıyorum. Kerem uyanana kadar yaklaşık 45 dk.’m var… Sanırım… :)

Toplamda 6 buçuk saat süren, bunun da son yarım saati doğumun kendisi olan, görece zorlu bir doğum geçirdim. Keremciğimin pek dünyaya gelesi yoktu, döndü durdu, gelmemek için elinden geleni yaptı, doğum kanalını teğet geçmeye falan çalıştı ama sonunda annesinin inatçılığı, o son anda doğumhaneye gelen, melek falan olduğuna hala inandığım ebe ve özverili doktorum ve pek tabii ki Allah’ın izniyle dünyaya geldi.

Şimdi bile detayların çoğunu pek hatırlamıyorum aslında, ama sürecin belirli yerlerinde “Değer miydi lan!” dediğim çok oldu. Ne gereği vardı sanki bebek falan, kendini bu işkenceye maruz bırakacak ne vardı(!) Tabii insan o kadar komplike de düşünemiyor, o acı resmen ya 5. ya 6. boyut.

Ama süreç bitince ve şimdi evde bilgisayarın başına oturunca, sanıyorum ki kararımdan memnunum. Birkaç dikiş, biraz da tutuk kaslar dışında Kerem’le ve babasıyla beraber kuracağımız yeni hayata uyum sağlama konusunda hemen işe başlayabildik çok şükür. Ama mesele sadece bu değil. Mesele, doğumdan çıktığım andan itibaren tebrik üstüne tebrik almamda. Çok garip geliyor hala ama neredeyse ziyarete gelen herkes tebrik etti durdu beni, sanki dünyanın en komplike işini başarmışım gibi. “Zamane kızlarına” benzemiyormuşum hiç, tecrübeli annelere “taş çıkarırmışım”. Doğumhaneden bir çıkışım varmış, “muzaffer bir komutan” gibiymişim. Burada tebriklerin sebebi, o “kutlu” normal doğum neferlerinden biri olmuş olmam. “Korkaklık” yapmayıp, başka yöntemlere başvurmayıp, “paşalar” gibi doğurmuş olmam.

Şu an dönüp baktığımda, evet öyle “insanlar tarlada kendisi bile doğum yapıyor” basitliğinde bir eylem değil. Hayatımızın hiçbir döneminde ağrı sızıyı hayatımıza sokmak gibi bir gündemimiz yok, ilaçlar, doktorlar,… Böyle sterilize bir hayat yaşıyorken doğum cidden de bir “olay”. Ama hepsi bu. Tekrar da bakınca, bir kadının tercih ettiği takdirde hayatında birkaç kez tecrübe edebileceği bu olayın takdir tebrik vb.’ni ek olarak hak ettiğini düşünmüyorum. Ben kendi adıma normal doğum istedim, evet, ama bunun üzerine ne kadar düşündüm emin değilim. Bu tercihi bilinçli ya da bilinçsiz yapmış olmam da beni anne olan milyonlarca kadından neden ayrıştırsın anlamıyorum. Kadınların yaptığı her tercih, özellikle de doğum aşamasındaki tercihleri, birini diğerinden farklı kılmıyor. Kendimi kahraman gibi falan da hissetmiyorum. Zaten kadınların kendilerine ve etrafındakilere dair verdikleri her karar, düşündükleri ve bu doğrultuda gerçekleştirdikleri her eylem o kadınlara ayrıştırma ve kategorizasyon olarak dönerken, kahramanlık falan hissetmenin doğru olduğunu da düşünmüyorum. Kerem sağlıklı sıhhatli dünyaya geldi o kadar. Benim de bu konuda bir emeğim olduysa ne mutlu. Olmasaydı ya da başka bir sağlık nedeniyle olamasaydı da canım sağ olsundu.

Kısacası o normal doğum denen şeyin bana sorarsanız abartıldığı kadar bir olayı yokmuş. Bana kalırsa hamileliğin de çok bir “olay”ı yoktu da, o da başka yazıların konusu… 45 dk’m doldu, benden şimdilik bu kadar…

rumeysa |REÇEL

23 yorum

  • yazının beni etkiledigini ve yeni bir noktadan bakmamı sagladıgını soylemeliyim.

    bu zamana kadar ben;
    hem bebege ve anneye gecis sureci olması sebebiyle psikolojik faydası,
    hem insan dogasının en dogru zamanı bildigi ve en dogru kosulları sagladıgına olan inancım geregi normal dogumu hep yuceltmisimdir hala da böyle hissediyorum,
    normal dogumun aklın almayacagı bir mucize olduguna,
    inanılmaz bir sabır, guc ve ozveri gerektirdigine olan inancım hala degismedi.

    ama yazıyı okuduktan sonra sunu da farkettim;
    bir tarafta kadının karar alma hakkı elinden alınıyor,
    acı cekmek istememe (en azından farklı bir sekilde acıyı tercih etme) istegi hor goruluyor, asagılanıyor.
    bu karar uzerinden kadınlıgı, anneligi (ve dahi müslümanlıgı) sorgulanıyor.
    sancı cekmeyen, bebegini dogum kanalından dunyaya getirmeyen kadının dinen lohusa olmadıgına dair fikirler dahi var.
    üstelik dogumla da bitmiyor bunlar, sonrasında da bakıcıyla buyuttu-buyutmedi, zor cocuk-kolay cocuk mevzuu devreye giriyor.
    sanki kadının her gun biraz daha artan sıkıntılarla 9 ay bedeninde bir yavruyu buyutmesi dahi yeterince buyuk bir ozveri degilmis gibi, kendini ispatlamak icin her seferinde biraz daha fazlasını isteyen zihniyet..

  • Beni normal dogum sonrası en çok şaşırtan yorum; “ama çalışıyorsun, planlayamayacağın bir şeye nasıl cesaret ettin” olmuştu.
    Çocuğun ve doğumun planlamasını yapan (ya da yapmaya çalışan) insanları hâlâ anlayamıyorum…

  • normal dogum yapan “kahraman” kadınlar, sahi hangimiz sancı çekerken sezaryan diye yalvarmadık?

  • Öncelikle gözünüz aydın olsun ve Allah, Kerem’inizi hayırlı ve mutlu bir evlat eylesin diyeyim Rümeysa Hanım.
    Ben de 42 yaşımdayken , normal doğumla ilk çocuğumu kucağıma aldım. Hamileliğimin son üç ayında sürekli “sezaryen olacaksın değil mi? ” diyen arkadaşlarımın ve akrabalarımın sıraladığı gerekçeler :
    -Normal doğum çok iğrenç! Temiz temiz sezaryenini ol çık. (Ameliyatla kat kat derini , kaslarını ve sonunda da rahmini kesmek nasıl temiz görünümlü oluyorsa?)
    -Ne gerek var acı çekmeye. Sezaryende hiçbirşey hissetmiyorsun.(hiçbirşey hissetmemek zaten başlı başına ters geliyor bana ama bakış açına göre o acı bizim en iyi yol arkadaşımız doğum sırasında. Ne zaman hazır olduğunu ve ne zaman ıkınacağını sana hep o ‘arkadaş’ bağıra bağıra! söylüyor )
    -Sezaryen normal doğumdan daha iyi ( o zaman neden normal doğum diyoruz ki?)
    -Senin yaşında ve o kadar tedaviden sonra normal doğum yapılmaz. Orada yapmıyorlarsa gel Türkiye’de özel hastaneye yat.( gerçekten gerekli bir durum yoksa sezaryen, para ve zamanlama açısından bazı doktorların tek tercihi malesef ve ben buna alet olmak istemedim.)
    Diyeceğim o ki ben, hele de o yaşta normal doğum yapmak istedim diye aklını yitirmiş muamelesine maruz kaldım. Herkes sezaryenliydi herkes halinden memnundu ve ben de o kervana katılmalıydım. Sonuçta bu “normal” kararımı kendime saklayıp herkese, kendimi tecrübeli doktorumun ellerine bırakacağımı söyledim ve sorgu sualden kurtuldum ( evet kolaya kaçtım ama son üç ayda vücudum beni zaten yeterince bunaltmaya başlamıştı ve dış faktörler eksik olabilirlerdi.)
    Ben burada bir doğum yaptım diye ahkam kesmek istemiyorum çünkü beş kez normal ve ağrı kesicisiz doğum yapmış bir arkadaşımın dediği gibi her doğum farklıdır. Normal doğum, anne olmak isteyen her kadına kendisinin ve bebeğinin sağlığı elveriyorsa kesinlikle tavsiye edeceğim bir şey ve evet yine olsa yine yaparım…sancısıyla ve -benim durumumda- saatler süren doğum aşamasıyla.

  • “Katıldığım katılmadığım yerler var. Normal doğum kahramanlık değildir ve doğum tercihlerine göre kadınların ayrıştırılması (annelik tercihleri, beslenme tercihleri vs hiç bir konuda) ayrıştırmayı doğru bulmuyorum. Doğum acı değildir bu konuda ders çalışmayan özellikle ilk doğumuna hazırlıksız giden her anneye üzülüyorum. Öyle güzel doğumlar var ki çok kolay, güzel vajinal doğumlar biraz hazırlıkla, eğitimle, nefesle, gevşemeyle mümkün iken kadının kendine ve bebeğine sıkıntı verip bunun için doğumu suçlamasına mutsuz oluyorum, manasız buluyorum. Son olarak doğumun Şekli nedeniyle kimseyi kahraman olarak görmezken, istediği doğum için çaba harcayan, emek sarfeden, çevresinin yada doktorunun yanlış yönlendirmelerine izin vermeyen, baskılara direnen anneyi kahraman olarak görüyorum. Ssvd grubun ise ayrı bir özelliği var. Orada doğumları özel kılan normal vajinal olması değil Ssvd olması. Bazı doğumlarda sonu sssd yada ssvd bitmiş farketmez annelerimiz gebelik/doğum süreci boyunca yaşadıkları yüzünden birer kahraman haline geliyor.”

  • Normal doğum yapmış biri olarak yazıda katıldığım nokta şu, evet normal doğum yapmak bir kahramanlık değil, Allah’ın bir lütfu.. Katılmadığım yanı ise sezaryenin bir doğum şekli imiş gibi yansıtılması.. Yazarın bunu murat etmediği anlaşılıyor tamam, sezaryen doğum yapanların anneliği diğerinden daha az da değildir buna da eyvallah fakat isteyen istediğini tercih eder demek sanki sezaryen de normal doğum şekillerinden biri gibi bir anlamı da içinde barındırıyor.. Halbuki zorunlu hallerde hayat kurtaran sezaryene evet ama ihtiyaç yoksa Allah’ın o muhteşem lütfuna ve mucizesine mazhar olmak tüm kadınların hakkı..

  • gercekten ne cok severiz ayrismayi. normal doguranlar doguramayanlar, sezeryan olan modernler sanci ceken koyluler. epidural olan risk almayi sevenler aman olmayin felc kalirsiniz diyen cok bilmisler.
    kadinlarin guc yarisi annelik yarisi dogurabilme yarisi.
    herkes kendi cocugunu kendisi dogurduguna gore kime ne nasil dogurdugundan. (ikili diyalog yaziyorum yazara senli benli yorumlar degildir- son gunlerde feci sekilde yanlis anlasiliyorumda yorumlarimda) sen seninkini normal dogur ben anormal dogurayim. sen azcik kahraman ol bana savasta er olmakta yeter simdilik. artik dogurmusum bi sekilde gelip heleki yorum yapmak niye. lohusa yatagimdan kalkip sacini basini yolasim var. Allahin lutfuna karsi gelme kismina hic girmiyorum.
    heleki daha sinir bozucu agizlarina legenle vurmak istegim kandinlarin dogumu hakkinda ahkam kesen erkekler. kadinlar artik normal dogursun… anayasa karari yapsalar bide super tatmin edici olur.
    dogumu bizzat sahsen biberibir kendisi yapacak kadina soz versek artik, nasil istiyosa oyle yapsa, pek karismasak, hele sonrasinda hic yorum yapmasak. hayaller hayaller…

  • normal dogumu canli canli seyredip neler oldugunu onden goren bir kadinin normal dogumu tercih etmesi kahramanlik bence. hastanedeki kadin dogum staji esnasinda normal dogumu gordukten ve surece mudahil olduktan sonra artisini eksisini iyice bellememize ve pek de taraftari olmamamiza ragmen yasasin sezeryan nidalari atmistik. duyunca sasirmayacaginiz uzere erkek doktor arkadaslarimiz “abi, kizlar seyretmesin. sonra normal dogum yapmiyorlar” diyerek bizi sakayla karisik engellemek istemislerdi.

  • Kızmak istemiyorum ama kızıyorum işte tüm kadınlıklarını çocuk ve mutfak üzerindeki yetkinliklerine bağlayan teyzelere. Onlar yapıyor hep bunu. Mesela ilk altı ay bebeğine su dahi vermek istememek sadece anne sütüyle beslemek istemek ananın en doğal hakkıyken, “kaç tane çocuk büyüttüm ben, hem de prematüre. çapa da ki proflar bana sen çocuk prof usun hanfendi dediler” diyerek 4 aylık bebeğime salçalı çorba suyu vermek isteyen teyze! Neden böyle yapıyosun? O zaman nasılsın?
    Onca saat suni sancı çekip normal doğurucam diye zorlayan ve apar topar sezaryana alınan güzel bacım, doğum sonrası “normal olmadı ama olsun, artık bida normal de yapamazsın” diye mi karşılanmalıydı kayınanası tarafından? ya da “yavruum bebeğin sağlıklı gözün aydın allah analı babalı büyütsün” diye mi. kendisi doğumun gerçekleştiği gün sezeryandan dolayı hiç mutlu olamadığını söylemişti. düşünsene 9 aydır heyecanla beklediğin oluyor, bebeğini kucağına veriyorlar ama sen mutsuzsun. niye? çünkü normal doğuramadım. hadi lan ordan. tamam bence de herşeyin doğalı güzel. normal doğurmak için 12 saatte üç hastane değiştirdim ben, sonuna kadar normalciyim orası ayrı. ama böyle mi olmalı? insanlar bebeklerini sağlıkla kucaklarına aldıktan sonra o dikişin nerede olduğunun ne önemi var?
    bence sağlık kurumları, doktorlar hastalarını normal doğuma teşvik etmeli ve bu konuda bilgilendirmeli. lakin teyzeler bu işe karışmamalı. herkes de istediği gibi doğurmakta özgür olmalı. doğum başlı başına mükemmel bi olay, çünkü allahın sizin rahminizde ruhuna üflediği şeyi artık öpüp koklamanın vakti bu.
    insanlara nasıl doğurdun diye sorulduğunda sezeryan demekten utanmamalı ya da yanındaki kadın sezeryanla doğurdu o üzülecek diye normal demeye de utanmamalı.
    budur.

    • çok haklısınız ah o teyzeler .. bende 37+3 haftalık hamileyim herkes normal diye diretiyor henüz çatı kontrolu bile yaptırmadım normal mi sezaryan mi belli değil ama herkeste bir baskı

  • Bence dogum sonrasi kadinin biraz “kahraman” gibi hissetmesi kendisine iyi gelir. Siz de oyle hissedin ve tadini cikarin derim. Zaten gecici bir duygu. Onemli olan otekilestirmemek hava atmamak :) zorunlu durumlarda sezeryan hayat kurtarir fakat sezeryan bir tercih olmamali hele ki cocugun bagisikligini vs. etkiledigi soyleniyorken.

  • Sizde tersi olmuş herkes tebrik etmiş belki de o yüzden abartmayın canııım moduna girmişsiniz, fakat ben normal doğum yapmak için öncesinde ciddi bir emek harcadım ve Allah şükür her şey yolunda gitti de “başardık” ama çektiğim sancıları sonrasında hatırlayıp ağladığım olmuştur, gelin görün ki beni doğumumun her anında yanımda olan ailem ve eşimden başka tebrik eden olmadı, sanki herkes yapıyormuş, ne var canım ne kolay iş gayet de doğal gibi davranan eş dostu geçtim, lohusalığımın ilk günlerinde, ben dördünü de normal doğurdum, çocuğu doğurup elimde gügümle su taşımaya gittim diyen bi kayınvalidem bile vardı, he bir de kendi normal doğumunun ne kadar zor geçtiğini anlatanlar, sanki zorluk yarışındaymışız gibi, en zor doğurana kırmızı kurdele takıcaz(!j, neyse kısacası evet normal doğum benim gibi keyfini çıkarmayı bilemeyen rahatlayamayan ve o berbat doğum sancısına maruz kalan kadınlar için bir kahramanlık hikayesidir, en azından kendi hikayenizin kahramanısınızdır, bunu kabullenmenin ve tebriğin kimseye zarara olmaz kanımca hele ki lohusalık döneminde insanın her güzel söze ihtiyacı oluyor malum:)

  • Sanırım siz epidural almışsınız ya da ağrı eşiğiniz gerçekten düşük:)
    Yoksa benim gibi canından can giderek, bağırma eşiğini son raddesine kadar kullanarak bir Doğum yapsaydınız “o kadar da bişi yokmuş yaa” demez 40 gün penguen gibi gezmenize sebep olacak Doğum sonrası aldığınız tebrikleri haklısınız valla diye karşılardınız :)
    Ama nihayetinde geldiğim nokta yine normal Doğum mu ?
    “Evet”
    Epiduralsiz mi?
    “Çok çok iyi bir Anestezi uzmanı varsa hayır”

    • Yok vallahi epidural almadım ve bayağı zor bir doğumdu aslında (en son iki kişi üstümdeydi :))
      Ama yine de o tebrikler benim için bayağı yabancılaştırıcıydı, hala da öyle :)

  • Normal doğum yaptım aslında bebeğimin küçük olması nedeni ile doktorum ailemim zorlaması ile. Korkudan sancıyı kat be kat hissettim. Kabus yaşıyorum sandım o yedi saat. Doğurmak istemiyorum bebek falan istemiyorum bas bas bağırdım. Sesim kısıldı. Kimse sakinleştirmeye çalışmadı. Zaten gözüm hiç birşey görmüyordu.Sezaryen olanlar iyiki sezaryen olmuşuz daha doğum yapmayanlar normal istemeyiz dedi hastanede bağırışlarımı duyanlar. Kesilen dikilen vajinam bir aydan fazla ağrıdı ve hala ağrıyor cinsellikten soğudum tekrar hamile kalırsam diye korkuyorum. Eşimi.annemi doktoru suçluyorum hala.Bebeğimi bile sevemiyorum Psikolojim bozuldu. Kolay falan değil normal doğum.

    • Çok geçmiş olsun! Ama yazıda normal doğumun kolay olduğunu değil, sezeryanden üstün görülmemesi gerektiğini söylemek istemiştim. Yazı sizi incittiyse özür diliyorum.

  • Herkes normal doğumu teşvik etmeye çalışıyor ama kadının hazır olup olmadığını psikolojisinin nasıl olduğunu pek önemsenmiyor gibi geldi. Benim doktorum da hatalı idi. İçinizden canlı canlı üç.kilo civari birşey çıkarmak kolay değil ki her bünyede farklı oluyor. Teşekkür ederim sizin kendi tecrübe ve fikirleriniz tabi ki

  • Normal doğumlarda aktif rol almakta olan bir ebe olarak düşüncelerimi paylaşmadan geçmek istemedim. Evet iki farklı seçenek olması durumunda hangisini seçeceğine karar vermek bireyin kendi hakkıdır. Fakat dikkat etmemiz gereken nokta şudur ki sezaryen bir doğum şekli ve seçeneği değildir. Vajinal doğumun mümkün olmadığı durumlarda uygulanan kurtarıcı cerrahi operasyondur. Ayrıca belirtmem gereken bir diğer nokta ise doğumun hangi yoldan gerçekleşeceğine karar vermek bebeğin hakkıdır. Bizzat şahit olmamın verdiği rahatlıkla söyleyebilirim ki gereken eğitimlerle, destekle ve egzersiz vb. Çalışmalarla normal doğumu acı çekmeden tamamen doğal olarak (suni sancı vs. Olmadan) gerçekleştirmek mümkündür.

    • Ben korkunç bir ebeyle doğum yaptım ve keşke her ebe sizin kadar bilinçli olsa… O kadar travmatikti ki muamelesi ancak bu kadarını yazabiliyorum :(

  • En onemlisi bilinc bence. Cok dogru her kadin hamile kalmadan bilinclenmeli. Aslinda psikolojik olarak doguma hazir olsa zaten Allahin nimeti cok guzel o sancilar ile mutluluk hormonlari bir arada geliyor ve dogum sonrasinda bebeginizi kucaginiza alinca her sey geciyor.

    Benim hikayem biraz uzucu cunku bizim bebegimizin dogum sonrasinda yasama imkani yoktu bir kucuk ihtimal birkac ay yasar dyorlardi ki bu beni korkutuyordu… alismak… Ama ona ragmen aldirmadik kesinlikle ve doktorlara kulak tikadim.
    Cok merakli ve inceleyici oldugumdan da surekli okudum arastirdim . En cok sunni sanci vs ve sezeryon istemiyordum.O kadar cok dedim ki sezeryan istemiyorum diye doktor artik merak etme kesmicem seni dedi. :) zaten cok bilmisligim hepsini bezdirdi biliyorum ama dogum sonrasi cok sabirliymissin dediler. Ki oyle oldugumu sanmiyorum inlettim ortaligi :)
    Velhasili kelam sancilarim baslayinca hastaneye gittik baska doktorlarin ilk tepkisi sen neden aldirmadin ki bilmiyor muydun bu durumu vs vs oldu. Yahu biliyorum bebegiin durumunu diyorum, ben gayet iyiyim, onlar benden kotu oldu. Beni cahil hic bir sey bilmediginden bebegi aldirmamis vah vah moduna soktular.
    Sonra direk serumlar ile geldiler hop dedim ne oluyor istemiyorum ben sunni sanci falan.
    -Bak icinde kalir sonra haa!!! dedi ebenin biri… o psikoloji ile gulsem mi aglasam mi.
    Neyse gelip giden 3 mu 4 mu oldu en sonunda pes ettiler. Hih diyip gittiler. (sunni sanci hem daha fazla aciya sebep oluyormus, cunku normal sancida salgilanan oksitosin hormonu sunni sanci alininca vucutta salgilanmiyormus, hem de bebegin kalbini yorarak asiri yuklenme sanci vs sonucu sezeryan ihtimali artiyormus bunu bir cok ebe arkadar ile vs gorustukten sonra ogrendim, ne yazik ki simdi sormadan hoop takiyorlar her hamileye sanki hasa Allah(cc) onu dusunemiyor da, sagolsun hastanede ekleme yapiyorlar… sinir oluyorum…)
    24 saatlik sanci sonrasinda comelerek dogum yaptim. Kuzum bebegimi bir kere opebildim
    Ve sonrasinda yogun bakim ve 3,4 saat icinde vefat etti…Ne guzel cennette bekleyenim var artik uzuldugum zamanlari atlattim sanirim cok zaman gecti…

    Dogum sureci, ozellikle bebek hasta oldugu icin zor gecti cunku saglikli bebek dogum kanalinda ilerlemeyi gerceklestiriyormus, bizimkinin kendine hali yoktu melegim…
    Ancak dogum sonrasinda ooh o nasil oluyor, her sey geciyor (ki kac dikisim vardi bilmiyorum coktu…) Eger bir de bebegim saglikli olsa idi gercekten normal dogum gibisi yok.
    Ama psikolojik hazirlik sart ve de doktor vs leri takmamak lazim ya da iyisini bulmak… bulabilmek.

    Dogum ve hamilelik surecinde sunu farkettim herkes size hasta muamelesi yapiyor. Halbuki hasta degilim oyle her ay ultrasona da gerek yok bosa zarar diye dusunuyorum, 3,4 yeterli
    En onemlisi de hastanede olan her sey normal dogum surecune aykiri asiri parlak isiklar, o serumlar elini kolunu bagliyor annenin halbuki dogumun kolay olmasi icin yurumesi sart oyle yata yata olmuyor ki. Sonra o dogum sandalyesi tam bir fecaat. Fizik kurallarina aykiri. Neden zaten uuf cekilin be demedim hayret ediyorum ne guzelmis eski usuller.
    Zaten ben hastaneye gec gitmek istedim ama esim zaten problemli bir durum diye hemen goturdu. Gec gitmek anne psikolojisi icin daha iyi bence..
    Imkanim olsa evde dogurmak isterim bir dahakine kapida ambulans beklesin acil bir sey olursa diye. Beni de rahat biraksinlar…