Yazar: Huri
Birini kendinden çok sevmeye inanıyorum
Melek Aslanbenzer
Züğürt Ağa’yı biliriz; atı, avratı, silahı olan bir ağa işte. Atı soylu; cebinde gümüş sigara tabakası, çakmağı; elinde tesbihi…
Birini kendinden çok sevmeye inanıyorum
Melek Aslanbenzer
“Şapka takmamak için direnen, hatta ölen insanlardan baş örtüsü takmak için mücadele eden insanlardan geldiğimiz nokta” yazmış biri, bir başkası ise “İlke ve inkılaplara uygundur,” demiş —güldürdü, yalan yok.
Günümüzde köy the new black olduğu için köye giden insan sayısı da artmaya başladı. Bunun sebebi köyde yapılacak bir işin kalmaması sanırım. Gerçekte köyde işler hiç bitmez ancak o işlerin yapılacağını buyuran...
Küçüklüğü Kuran kurslarında ve sohbet ortamlarında geçmiş biri olarak böyle yerlerde sürüden ayrı olarak var olmanın hiç de kolay olmadığını söylemeliyim.
ya görsele seçilen sahne çok güzel, çok tatlı, bakıp bakıp sırıtıyorum; sonra da hayatın gerçeklerine geri dönüyorum :((
gerçekler değil mi? Çünkü hayat bu resimdeki çok güzel, tatlı sahnede donup kalmıyor. Hep bir şeylerin kavgasını vermek zorunda kalıyoruz. İnancımızla, aşkımız, fikirlerimizle deneyimlerimiz karşı karşıya geliyor bazen, onlarla kavga ediyoruz, kendimizle kavga ediyoruz, insanlarla kavga ediyoruz. Ama yine de bir şeylere inanmaya devam ediyoruz. Dürüst olmak gerekirse hayatın gerçekleri noktasında ben Kiraz’a da, Züğürt Ağa’nın karısına da inanıyorum. (ekstra bir ayrıntı olarak,dikkat edersen Züğürt Ağa evdeki eşyaları satarken, karısının bilezikleri kolunda beşi bir yerdesi de boynundadır.) Hayatın gerçekliklerine dair hiç bir şey görmeden, deneyimlemeden yazmadım bu yazıyı. Ama bir yandan da yukarıda alıntı yaptığım şairin o sözüne de inanmak istiyorum, tüm gerçeklere rağmen. Selamlar. :)
özellikle köyde sesi çıkmayan köylülerin, şehre geldiğinde yaşadığı değişim de muhteşem anlatılmıştı.