REÇEL

Özgecan’ın Gömleği

Merak ediyorum görmek nasip olur mu kadınların da erkekler kadar yaşadığı bir dönemi?

Konuk Yazar: AyşenurÇ.

 

Ekran Resmi 2015-01-20 22.20.16

 

Hala aynı havayı soluduğumuz canilerin içlerindeki pisliği yansıtmaları sonucu artık aynı havayı soluyamadığımız Özgecan; zaten farkında olduğumuz koca bir problemin son kurbanı. Yaşarken olduğu gibi öldükten sonra da bedeni katilleri tarafından rahat bırakılmadığı için gündemde biraz daha kalma fırsatı buldu. O öldü ama ölümü biraz daha yaşayacak. Onun ölümü üzerinden kadınların sorunları için eylemler yapılacak, birçok insan -sahte veya gerçek- tepkiler gösterecek sonra sıradaki sansasyonel kadın cinayetine kadar aynı düzende yaşamaya devam edilecek. Ama maalesef bu olaya tepki gösterenler vicdanlı olsalar da çaresizler. İstatistiksel olarak mağlubuz, hayatta kalamıyoruz.

Nedenlerine inmek zor değil bu problemin. “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisi başlamadan önce iştahla o sahneyi bekleyenlerle aynı dünyayı kullanıyoruz ve sayıları hiç de az değil. Oysa ki hemen hepimiz duymuşuzdur Hz. Yusuf’un arkadan yırtılan gömleğini, o iffet kıssasını. İffet deyince aklına o dizi gelenler parmak kaldırsın! İzlemedim ama benim bile aklıma geliyor o sahnelere sahip diziler ne güzel değil mi, tam istedikleri gibi…

Neyse kıssaya dönelim. Kıssadan hisse erkeğin de bir namusu olduğu değil kadınların ne fena olduğu, icabında adamın gömleğini yırttığıdır(!). Zaten bizde bazı kadınlar tecavüzü hak ederler bazıları da hak etmese de o kadarı da olur canım, her şeyi mesele etmeyelim. Özgecan’ın ise gömleğinin söz konusu olamayacağı kadar iğrenç bir hikayesi var ama yine de kadınlardan korkulur azizim maazallah gömleğini yırtarlar adamın.

Merak ediyorum katillerin iştahını kabartan bu düzene ne zaman bir ayar çekilecek? Topluma “anana bacına yapsalar hoşuna gider mi?” diye anlatmak yerine daha büyük adımlar atılması lazım, hemfikiriz. Görmek nasip olur mu kadınların da erkekler kadar yaşadığı bir dönemi bilmem ama biz yine de susmayalım, elimizden geleni yapalım.

#ÖzgecanİçinAdalet

Konuk Yazar

3 yorum

  • Aslında Hz. Yusuf kıssası bugün feministlerin söylediklerinin kısa bir özeti gibidir. Birinci ders pek kıymetli din alimlerinin söylediği gibi bir cinsel anla da bir fıtrat farkı olmadığı, kadınların da en az erkekler kadar seksüel varlık olmalarıdır. Yoksa onca kadın parmağını kıskıançlıktan kesmedi herhal. İkinci ders tecavüzün tacizin bir kadınlık-erkeklik meselesi değil bir güç iktidar meselesi olduğudur. Öyle ya bir köle olarak satın aldığı adamın bedeni üzerinde hak görmesinin sebebi Zülayha’nın aşkında başının gitmesi değil sahip olduğu güç ve mevkidir. Sonrasında istediği alamadığında verdiği cezanın da sebebi budur. Pembe otobüscülerin dolmuşta kadı kalırsa inmeyelimcilerin bu kıssayı iyi bellemesi lazım geliyor, çünkü Züleyha Hz. Züleyha olmaya gücünü erkini kaybettikten sonra nail olmuştur. Tecavüzcüler de ancak kadın erkek ilişkilerindeki bu ataerkil, erkeğe egemenlik iktidar veren toplumsal kodların silinmesiyle mümkün olur.

  • bugun Hindistanda yapilan bir belgeselin yazisini okudum. bildigimiz gibi ne yazikki hatri sayilri bir cogunlugu musluman olan bu ulkedede bu taciz tecavüz olaylari cok sayida yasaniyor.
    deginilen nokta suydu ki erkeler kadinlari (genelde fakir, savunmasiz, guclu bir ailesi olamayan) zaten insan yerine bile koymuyor. dolayisiyla o kadina, kiza hatta ne yazikki kiz cocuklarina tecavuz etmek normallesiyor gozlerinde. kucuk bir kiz cocuguna tecavuz eden birisiyle roportaj yapilmis ve verdigi cevaplar kan dondurur cinste. adam o zaten dilencinin kiziydi ne olmuski yani diyor.
    Allahim ulkem insanlarini bu duyarsizlasmadan korusun. Ama ne yazikki bence isin temelinde az cok bu sebepler yatiyor. kendi istegini ihtiyacini karsinindakinden ustun gorme kendini bir sekilde hakli bulma cabasi buralara kadar getiriyor bence.