Otobüste, metrobüste tutunacak iki santim yer bulmuşsun, elinin üstünde bir el arsızca geziniyor. Oturmuşsun karşında bi çift göz.
Otobüste, metrobüste tutunacak iki santim yer bulmuşsun, elinin üstünde bir el arsızca geziniyor. Oturmuşsun karşında bi çift göz.
O gün ölmedim evet. Tek farkım oydu sanırım. Toplumun sandığı gibi hayır demiyor değiliz. O ‘‘HAYIR’’ sözcüğünün hayır olmadığına inanan çok insan var.
kendi bireysel tarihlerimiz, kadınlar olarak her birimizin biricik yaşamları özgecan’dan münevver’e, ayşenur’dan ikbal’e çözmesi mümkün olmayan düğümlerle bağlı.
Akıllı da olsa deli de olsa, cahil de olsa eğitimli de olsa, erkeklerin kadınları kendileriyle eşit, eşdeğer, aynı insani vasıflara sahip görmediği bir dünyada, kadınlar her zaman harcanabilir olur.
vallahi hak ediyorlar.
Bence şu uyuyan yöneticileri bir gün tam arabalarına binerken taciz etmek iyi bir fikir. Elinde plastik bi bıçak, elin kolun nerede belli değil..:) adam neye uğradığını anlamadan azıcık hırpalamak… Bak işte taciz bu! demek.
Bu tür heriflerin arsızlığı kadar minibüste bacaklarını evinin divanında oturur gibi ayıranlara ne denecek diye düşünmeden edemedim.Onlar mı bunların atası yoksa aynı malın kuruşu mu bilmiyorum?En son olayımdan sonra(hem ayırıp oturdu hem de o zaman taksiyle gidecen diye böğürdü.)koca minibüste benden başka kimse azıcık bacaklarını toplayacaksın kardeşim lafını diyememişti.Her kesimden insan olmasına rağmen.
evet dişi köpek olayı dini bir yere gitsen kapalı kendi halinde kadınsın otur evinde ibadetini yap diyecekler yine kadın suçlu iyiki kadınlar var erkekler napardı nasıl temiz kalırlardı sonra
Bunların erkeğin cinsel güdüleriyle, yok karısının çalışıp ev işlerini aksatmasıyla (!), kadının neresini açıp neresini kapattığıyla HİÇBİR alakası yok. Eğer mesele nefs ve sergilemek olsaydı hepşmiz pastane vitrinlerini kırıp döküp pastane çalışanlarını kandırmaya çalışıyor olurduk.
Burada mesele kadına “Sen burda istenmiyorsun” demek. “Sokaklar senin yerin değil” demek. Senin benden farklı olman ve öyle görünmen bana dokunuyor, demek. Ben senin sadece varlığına kendime tehdit görüyorum ve bu yüzden seni ezerek egemenliğimi pekiştirmek istiyorum demek. Hala milletin aklında dişi köpek de kışkırtma da bilmemne. Gidin Allah aşkına, her şey cinsellik sanki. Burda “Aklımız şeyimizde” gibi başlığı olan bir yazı vardı, ona da işte “insanın fıtratında cinsellik var” vs yazılmıştı yorum olarak, hadi ordan. Basbayağı otoriteyi yeniden üretmenin adına cinsel güdü diyorsunuz, sonra da fıtrat var. Kadının fıtratı ayartmak erkeğinki ayartmak, her şey bu kadar basit? Sonra da İslamofobinin nasıl oluştuğuna şaşırıyorsunuz. Ne kadar saysam rahatlayamam.
Ellerinize sağlık Huri hanım, zevkle ve öfkeyle okuduğum, güzel bir yazı.
5 aylık hamileyim. Karnım yeni yeni çıkıyor.Sabah doktora gidiyoruz eşimle ve nihayet cinsiyetini öğreniyoruz. Doktor çıkışı bir birine yakın olan iş yerlerimize doğru sohbet ederek keyifle yol alıyoruz. Her zaman ki büfeden atıştırmalık bir şeyler alıp ayrılıyoruz.Önce eşimin iş yerine uğruyoruz. Ardından beni kapıya kadar yolcu ediyor. Her zaman ki gibi bir süre arkamdan bakıp işinin başına dönüyor. Belki yüzlerce kere geçtiğim yedek parça dükkanlarıyla dolu sokaktan iş yerime doğru yürürken arsızın birinin mide bulandırıcı laflarını duymak zorunda kalıyorum. La havle çekerek hızla uzaklaşıyorum. Yazınızda anlattığınız ruh halinden ne eksik ne fazla…Yok diyorum yok bu işin tesettürlü giyinmekle açık giyinmekle alakası yok! Niyet bozuk olunca Akşam oluyor, iş çıkışı evimin yakınındaki çarşıya uğruyorum. Heyecan, umut ve hayallerle bebeğim için alış veriş yapıyorum. İlk giysilerini, ilk ayakkabısını, emziğini, biberonunu alıyorum… Mağazadan elimde poşetlerle çıkıp, ruhumu saran mutlulukla evime yürürken. “Yavrum seni şeker gibi yalarım!” diyen ve giderek çirkinleşen cümleleri sıralayan bir sesle buz kesiyorum. Sabah ki soysuz yeniden karşımda. Bu defa la havle çekemiyorum, bedenim dilim benden bağımsız hareket ediyor ve elimdeki poşetlerle kafasına gözüne neresine gelirse vurmaya başlayıp galiz küfürler savuruyorum. Pislik karşılık vermiyor. Muhtemelen hışımla dışarıya çıkan esnaftan korkuyor ve bu kez o hızla uzaklaşıyor. Bense etrafa saçılmış kızım giysilerine kırılmış biberonuna bakarken göz yaşları içinde kala kalıyorum. Elim karnımda aklımdan geçen tek şey: DAHA KENDİMİ KORUYAMAZKEN KIZIMI NASIL KORUYACAĞIM?!
Kendinizi koruyamadığınızdan ziyade koruduğunuz anlaşılıyor. moral bozmaya gerek yok. kız çocuklarımızı kaplan gibi yetiştirmemiz lazım. toplumda rahatsız eden tiplerin kaplanlardan çekinmek gibi bir psikolojileri vardır…
Söz konusu yurt İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kız Öğrenci Konukevi. Bıçağın kemiğe dayanması sonucu öğrencilerin topluca isyan etmesiyle her yarım saatte bir koymak zorunda kaldıkları canpark servislerini 2018-19 eğitim dönemi itibariyle kaldırıp sadece akşamları belli bir saatten sonra koyacaklarını açıkladılar ağustos 2018 itibariyle.* Saatin kaç olacağı da belirtilmemiş, orda da kesin bir çakallık (!) yaparlar. Mesai saatleri dışında çok tenha olan bölgeyi görmezden gelip nerden parayı kısarız sorusuna cevap bulmuşlar. (Malum yeni kampüs yapılıyor, koskoca TDV ülkenin en çok fonlanan kurumlarından biri olmasına rağmen fakir) Yine afedersiniz ama boktan kurum stratejileri ile hareket ediyorlar. Kızlara ne olacağı umurlarında değil, yeterki ceplerine para gitsin
*Tam olarak şöyle demişler: “Canpark ile yurt arası ring servis sadece akşam hava karardıktan sonra belirlenen saatlerde olacaktır”