REÇEL

Mağdur Denme İhtimali

En sonunda birilerinin gelip “Heh! Gene Müslümanlar mağdur.” deme ihtimali de çok canımı sıkıyor.

  Konuk Yazar: Komik Kız 

metro 

Bir Cumartesi günü öğlen saatlerinde, Taksim metrosuna biniyorum. O kadar da kalabalık değil metro, hatta çaprazda boş bir koltuk görüyorum, yanında da bebekli bir kadın oturuyor. Koltuğun hemen önünde ayakta bebeği seven bir çift var. Bense, gün içinde yaşadığım bir dolu moral bozucu olaydan sonra yorgunum, gene de biraz bekliyorum çiftin oturup oturmayacağını görmek için. Baktım kimse oturmuyor “Pardon geçebilir miyim?” deyip, koltuğa oturuyorum. Adam bir garip bakıyor, bir şeyler diyor; “Nasıl ya şu an buraya oturuyor musun gerçekten!?” Yanındaki kadının “Boşver boşver, bırak onu…” deyişini “Ya biz bebeğe yer vermiştik geldi bu… oturuyor.” şeklinde bölüyor adam. Hemen yanı başımda, bana bakılmadan hakkımda konuşuluyor, anlamasam da bir şeyler demek zorunda hissediyorum. “Bakın ben de zorunda olmasam oturmazdım bu kadar dar bir yere…” diye açıklamaya çalışıyorum, o an cidden öyle bir haldeyim şimdi uzun uzun anlatmama gerek yok. Anlamıyorum olay ne, boş görünen bir yere oturdum, neyi yanlış yaptım? Adam aynı bakışlarla devam ediyor:

-Çok komiksin sen şu an yaaa.

Tabi ki o an kısa bir şok –anlamama- düşünmeden refleksif cevaplıyorum:

-Nerem komik!?

-Başından (bu kısım vurgulu) aşağı komiksin sen, senin her yerin komik. (Başından kısmı vurgulu, bu cümleyi kuracağım hayatta aklıma gelmezdi ama evet galiba başörtülü oluşumu kastediyor!)

Tepem atıyor artık:

-Say bakalım başımdan aşağı nerem komikmiş hadi tek tek…

-Canımı sıkma, benim canımu sıkma, görürsün. (bağırmalar)

-Sıkarsam nolurr?

-Bana bak seni parçalarım, seni parçalarım görürsün.

Adam bunu derken kadın da “Uyma sen, o bunu istiyor kavga istiyor o.” diyerek araya girme nezaketinde bulunuyor, sağ olsun. En sonunda adam “Ne çirkin bir insan çıktın sen yaaa.” diyerek “Daha fazla senin seviyene düşemeyeceğim.” edasında bitiriyor konuşmasını. “Seni parçalarım diyen adam mı bana çirkin diyor?” sorum kaale alınmıyor. Neyse sonra inip gidiyorlar. Metrodaki bakışlar üzerimde kalıyor.

 Toplu taşımada münakaşaya girmişliğim pek yoktur, etrafına böyle davranan insanla zaten uğraşılmaz der, o insandan uzaklaşmaya çalışırım. Ama “Başından aşağı komiksin.”  kısmı çok dokunuyor, ağlayarak iniyorum metrodan. Şimdiye dek “Başörtülü olduğum için böyle dedi/davrandı.” tarzında anlatılan bir olaya, ya da Reçel’ de okuduklarıma dertlensem de “Bu duruma salt bir ayrımcılık olarak bakmamalıyız, bunda iktidar söyleminin de etkisi var vs…” gibi yorumlar getirirken; kendim yaşayınca ne düşüneceğimi bilemiyorum, bir yandan -böyle düşünen biri olarak kendime- yediremiyorum da bunu. Ben; öteki mahallelerden, kimliklerden insanlarla en başında bireysel hayatında mesafeleri aşmaya çalışan; birbirimizi anlamanın önemli olduğunu ve çaba gerektirdiğini düşünen, dünyayı hayali bir Seküler-Müslüman çekişmesinde görmemeye çalışan biri olarak böyle katı bir tecrübe yaşamamalıydım sanki. Kafamda düşünceler uçuşuyor. İçimden bir ses “Şimdiye kadar yaptığımız her şey, her çaba boşuna mı gitti, böyle mi yaşayacağız bundan sonra?” diye düşünürken, başka ses “Ama böyle düşünürsen arkadaşlarına, seninle oturup kalkan insanlara haksızlık edersin.” diyor. Kendimce bir kriz anındayken dahi “İşte bunlar geziciler, çapulcular, solcular bunlar hep böyle…” diyemiyorum, demiyorum, rastgeldiğim iki insan sadece onlar… Ama bu hikayeyi kime, nasıl aktaracağımı da bilemiyorum. Yaşadığımız bu karşılaşmanın kendisi mi daha büyük şiddet, bunu bu büyük resmin parçası olarak düşünüp kendini sürekli parçalamak mı gerçekten bilmiyorum ama en sonunda birilerinin gelip “Heh! Gene Müslümanlar mağdur.” deme ihtimali de çok canımı sıkıyor.

Konuk Yazar

6 yorum

  • Metroya bilet alıp kart okutup ücretiyle binen her kişinin boşsa bir koltuğa oturma hakkı vardır. 6 yaşından küçük olan bir bebek için ücret alınamıyorsa bu o 6 yaşından küçük veledin anne-babasının kucağında seyahat edebileceğini ifade eder. Kim kime hangi koltuğu bahşederse bahşetsin o hak aslında sizindir. Bunun bir hak olduğunu anlatın ve anlamazsa anlatmaya devam edin.

    Zor durumda olmasam cevabı savunma ancak hakkınızın olduğunu ifade etmek o kişiyi susturmaya yeterdi diye düşünüyorum.
    Geçmiş olsun.

  • tacize uğrayan, haksızlığa uğrayan “açık giyimli” kadının da boğazında aynı düğüm.
    aslında kadın olmak tek ortak yanımız ve mağduriyetimiz.
    bizi insan yerine koymayanların dünyası. iki taraf da dışlanan ve dışlayanla dolu.
    mağduriyetini kalbimde hissettim inan. keşke yaşamasaydın bu gereksiz tecrübeyi.
    ama yine de iletişime olan inancını yitirme. seni duyan ve anlayan insanların hatrına.

  • Amerikada bir arkadasima adamin biri yaklasip fotograflatini cekmeye baslamis, arkadasim dur ne yaptigini saniyorsun dese de aldirmamis, tipik bir musluman asagilama istemi,adam gittikten sonra yanina gelen kocasina durumu anlatinca polisi cagirmislar. Polis maalesef bunun cezai bir yaptirimi yok siZe tavsiyem bir daha bu durumla karsilasirsaniz hic problem yapmayin gel beraber cekelim fotografi deyin demis. Benim aklima cok yatti polis in dedikleri, gercekten bazen fazla alinganlik yapiyoruz ihtiyacimiz olan tek sey aslinda biraz mizah ve kendinden emin bir tutum. Ben olsam bence de komigim hadi beraber bana gulelim derdim.. Ve bu o adami yeterince g.t ederdi.

    • Gerçekten mi? Sizce bunu bi siz mi akledebiliyorsunuz? Başka bir şey anlatmaya çalışıyorum, siz nasıl ders verecek hakkı kendinizde görüyorsunuz anlamadım.

  • Hayatı bu tür tecrübelerle dolu biri olarak size tek bir tavsiyem var, üzülün. Üzülün ve daha sonra iyiliğe daha çok inanarak atın o üzüntüyü üzerinizden ve gülün. Çünkü ne olursa olsun iyiler kazanacak ve yaşadığımız her şey aslında bizi bu yolun sonuna götürüyor. Anlamsız değil yani hiçbiri. Ben sinirden titrediğimi çok bilirim, şimdi bağışıklığım biraz daha güçlendi. İleride bu insanlara nanik yapacak seviyede olmayı çok istiyorum.
    Sevgiler…

  • Boş koltuk hakkınızmış yalnız bu deyimin kullanımını başörtüsüne bağlamanız şaşırtıcı. Siz bu ilişkilendirmeyi yapıp ”bütün geziciler böyle demek istemiyorum” derken tam da bunu söylemiş oluyorsunuz. Siz bu ilişkilendirmeyi bitirdiginizde tartıştığınız adamın yanındaki kadının ve bebeğin annesinin başının kapalı olmadığını anlıyor okurlar. ”Komiksin” gibi saçma bir argumanin mantıklı devam etmesini beklemek zaten yersiz. ‘Baştan aşağı’ pekiştirme amaçlı kullanılan herhangi başka bir söz obeği de olabilirdi. Bu deyimin kullanımı adamın yanındaki kadınlardan birinin başı kapalı olsa sizi yine de bu şekilde rahatsız eder miydi merak ediyorum. Etmez ise bu sizin de o kadınların başlarında örtü olup olmadığına dikkat ettiğinizi göstermez mi? O halde başörtüsüne takılan insanlarla aranızdaki tek fark tuttuğunuz taraf olmaz mı? Başı açık her kadının ve onların yanlarındaki erkeklerin de ‘yönetici elit’ olmadığını hatırlatmak istiyorum.
    Bireyler arası bu tartışma illa genellenecekse bunu yaşadığımız toplumdaki saygı ve iletişim eksikliğine bağlamanın daha doğru olduğu kanaatindeyim. Bebeğe yer veren çift size bunu düzgün bir üslupla söylemiş olsaydı ve siz yorgunluğunuzdan bahsetseydiniz belki de bu tartışma yaşanmış ve toplumdaki önyargılar tekrar inşa edilmiş olmayacaktı. Adam toplumun genelinden beklenecek şekilde kibarca derdini anlatmak yerine sesini yükseltip çirkinleşti. Böyle bir insan karşısında sakin ve kibar kalmanın ne kadar zor olduğunu da hepimiz biliyoruz.
    Umarım derdimi kimseyi kırmadan anlatabilmişimdir.