REÇEL

Kaldı Bu Silinmez Başörtülü/Şortlu Suçu Üzerimizde

Onu özgüveninden tanırdınız. Bir gün aşık oldu. Sonra ani bir kararla başını örttü. Simsiyah giyinmeye başladı.

Konuk Yazar: Haşime Kılıçarslan

Görsel: Soody Sharifi

 

Bugün ofiste yoğun bir çalışma ortamında arkadaşım aradı. Kayıtsız kalamadım sözlerine. Arkadaşlarımın şaşkın bakışları arasında söylediğim şeyleri burada biraz kamufle ederek tekrarlayacağım.

Neredeyse onu çocukluğundan beri tanırım. Bizim sohbetlere gelir, ilginç hatta tuhaf sorular sorardı. Hayata sorularla bakan, öyle algılayan bir kadın. Onu özgüveninden tanırdınız. Bir gün aşık oldu. Sonra ani bir kararla başını örttü. Simsiyah giyinmeye başladı.

İlk şaşkınlığı “Artık bir mekana girdiğimde bana geri zekalı muamelesi yapıyorlar. Ortamdan ortama farklı davranışlar görüyorum.” olmuştu. Yıllar sonra başını açan bir arkadaşım bunu “Kimliksiz gezmek o kadar güzel ki.” diye ifade etmişti.

Siyah giyinmesi yetmezmiş gibi, kocası sosyal medyaya fotoğraf koymayı da “hafiflik” nedeni saydı. Artık onun olduğu fotoğrafı facebook’a koymuyorduk. Sonra en yakınları herhangi bir şey sorarken “Sen ister misin?” yerine “Kocan kızar mı?” diye sormaya başladı.

Bir gün “Ben kadınım, bu hayat benim, beni yok sayıyorsunuz.” diye kocasına, ailesine çevresine itiraz etti. Büyük gürültü çıkardı. İki senedir boşanmaya uğraşıyor. Nedeni mi? Siyah giyinmeyi bırakıp; gömlek, pantolon, renkli kıyafetler giymeye ve takı takmaya başlamasını kocasının “orospuluk” olarak görmesi yüzünden.Giyinişini değiştirdiği için sözleri sakit oldu. Ağırlığı kalmadı. Bu kadar saçma işte…

Rüyalarını illa anlatır bana. Bugün de anlattı. Rüyasında çocukları kaçırılıyor. O, şortuyla dışarı fırlıyor ve ona orospu (!) muamelesi yapıyorlar. 2 senedir rüyalarında hep kıyafeti nedeni ile orospu oluyor.

“Yeter!” dedim bugün, “Yeter! Sil şu adamın sözlerini zihninden, sil toplumun bakış açısını… Sen ne giyersen giy, muhteşem bir kadınsın.” 

“Biliyorum.” dedi. En acısı da bu. Biliyor ama yine de bunları yaşıyor.

Sigara içen başörtülü kadın, pantolon giyen başörtülü kadın, çalışan ve çalışarak aile kurumunu dinamitleyen başörtülü kadın… Bunlardan bahsedip duran hocalar bu zihniyetin ulu mimarları. Bu hocalara maruz kalmaktan sıkıldık. Her gün eserlerini görüp, tatmin oluyorlardır, sanırım.

Bir yarılmanın tam orta yerindeyiz. Bugün twitter’da aydın(!), sol (!), entelektüel(!) bir kadın bir fotoğraf paylaştı. Aydın arkadaşları ile iyi eğlendiler. Gece gittiği barda votka içen bir başörtülü görmüş. Hemen gizlice fotoğraflamış. Bütün kin bir fotoğraf karesine sığabiliyormuş.

Bugün arayan diğer arkadaşım ise şunu anlattı. Sosyal medyada birlikte fotoğraflarımız var. Ben başörtülü, o başı açık. Entelektüel arkadaşı ona “Sende muhafazakar bir yan var, biliyordum.” demiş. Benimle arkadaşlığını yadırgamış.

“Yobaz hoca” diye yaygara koparanların içinden küçük küçük değil, devasa yobazlıklar çıkıyor. Aydın geçinip, kadını kıyafeti ile ülke de yaşanan her hak ihlâlinin biricik sorumlusu ilan edenlerden sıkıldık. Sizin zavallılıklarınızı görmekten asıl biz sıkıldık!

Bir taraf başörtülü sigara içiyor yaygarası koparadursun diğer taraf “Vayy başörtülü bacım barda.” diye kadını aşağılama hakkını kendinde görebiliyor. Bir yazar bozuntusu da Gülhane Parkı’nda öpüşen başörtülüleri yazmıştı. Ne çok seviyoruz toplumsal rolleri. Kadını illâ kıyafetinden dolayı tahtaya kaldırıp, had bildirmeyi. Erkek ne yaparsa belli olmuyor. Hatta şık duruyor.

28 Şubat’ta aynı imanda, fikirde arkadaşlarım üniversite kapısından girerken biz kapının dışında kalmıştık, yapayalnız… Bugün fikren değişime giren erkek yine hiçbir yerde belli olmuyor. Başını açan kadın ise illâ bedel ödüyor.

“Yine mi başörtüsü?” diyecek birileri. Çok sıkılmışlar! Ya biz? Hayatına başörtüsü ile devam edenler, başörtüsünü çıkarmaya karar verenler, şort, mini etek, ve benzeri kıyafeti nedeni ile yargılananlar olarak her defasında sizin garip şekilciliğinizden, çizdiğiniz sanal, baskıcı sınırlarınızdan sıkıldık. Kadının hayatın her alanında puanlanmasından, kendini onay mercii görenlerden inanın çok sıkıldık.

İster örter, ister açar. Hiçbirinizin haddi değil, bir kadını kıyafetinden dolayı yargılamak. O küçük beyinlerinizi, sinsi algılarınızı, yüklediğiniz çirkin anlamlarınızı da alıp, başımızdan gidin! Biz ise zihinleriniz tamir olana kadar buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz!

Konuk Yazar

16 yorum

  • Ya sahiden o kadar sığ yazmışsiniz ki yazıyı ..
    Ben müslüman ama başörtüsü kullanmayan bir kadınım … Başörtüsünun ayrı bir ağırlığı vardır.. Eğer onu taşımayı kıçın yemiyorsa kullanmazsin… Senin ahmak işlerine eşarp gibi maneviyat ve kutsallık taşıyan bir şeyi içki masasinda bulundurman senin o kalbinin ve eşarp taşımamasi gereken dini yorumlayis seklindir…
    (Sen dili yazıda oluşturduğunuz aşağılandigini, sekilcilige uğradığını düşünen aciz bireye sevgiler )

    • sayın esra kadına ağırlık veren başörtüsü değildir.kadının hal ve hareketleridir.başörtüsü sadece Allahın verdiği emirlerden birini kabul edip yaptığını göstermendir.mesela namaz kılıp kötülük yapan çok erkek var içki içen ama kimse ona laf etmiyor.neden devamlı kadınların yaptıkları batıyor gözlerinize.yazıda buna değinilmiş.kadını kadın yapan onu taşıyan onu dik tutan kendisidir başörtüsü değil

  • o kadar güzel yazmışsınız ki…okurken ohh be birileri de var benim gibi dedim.eşimden yeni boşandım sözde dindardı başımı açmak istediğimde karşı çıkmıştı, kısa pantolon giyemezdim kap ve pardesum olmadan da çıkamazdım dışarı hele ruj asla süremezdim.ve bu tutucu adam beni aldattı bir kere de değil.yakaladığım halde inkar etti yalanlar söyledi.benim kız arkadaşım başını açıp sigara içiyor diye veya içki içiyor diye görüştürmedi ama kendisi sigarada içti içki içen kızlarla gönülde eğlendirdi ama ben kadındım ve eşim ne derse doğrudur zihniyetiyle yetiştim.bende başladım sigaraya dalga geçti.çünkü o erkek ve o doğru yolda hala kendini öyle görüyor.ve ben artık rahatlamış durumdayım.çünkü beni hergün daha da geri çeken içime kapatan haklarımı alan o adam yok hayatımda.hala seviyor muyum evet ama artık sadece aklım ve kişiliğim ile yaşayacağım.
    ve bende başımdaki örtüyle değil davranışlarımla Allahın dinine inancımı devam ettireceğim.ne derseniz diyin ben böyleyim artık!

  • Belki de meseleye kocasının kimliğine göre şekil alan/almak zorunda kalan kadın zihin dünyasına bakarak başlamak lazım. Bunun hiçte kolay olmadığını kadını incitebilecek yanları olduğunun farkındayım bu yüzden yazarken kelimelerimi dikkatli seçmeye çalışıyorum.
    Yazıda söz konusu edilen “aşık olduktan sonra aniden başını örtüp siyah giyinmeye başlayan” kadın örneğine o kadar sık rastlıyoruz ki. Başörtüsünün bir temsiliyeti olmasına karşı çıkılsa da aşk ve evlilik gibi çok özel durumlar sonrasında “aniden” olan bu değişiklik karşı olduğumuz bu temsil durumunu onaylamış oluyor.
    Hiç sevmezken aşkın hatrına zeytinyağlı pırasa yemek gibi olabilecek bir insan hali değil. Başörtüsünün toplumdaki karşılığı var . Dini anlam yüklenmesi ve dinin kadına yüklediği anlam durumu var ki meseleyi oldukça vahimleştiriyor.
    Yani demem o ki aşkın hatırına başını örtmeye karar veren kadın hayatının nasıl radikal bir değişime uğrayacağını bilmeli, bu durumun olumsuzluklarıyla mücadele etmenin de kadınlar için önemli olduğu düşüncesi moral motivasyonu olmalı.
    Yılgınlık yok kendimiz gibi olmak için, aşık olurken de evlenirken de boşanırken de mücadeleye devam!

  • Yahu istemiyorsan açarsın başını… açma diyen varsa ayrılırsın sahiden neden ortundugunu tam olarak kavrayamiyorsan zaten kapatma … O eşarpla meyhane masasına oturan insani asla savunmazsin akılcı birşey olmaz
    Neden açıyorsun demiyorum … Kadını ağır yapan eşarptir demedim !!!! Maneviyatı yüksek birseyi sen alet edemezsin diyorum
    Ki içkiyi ben açık olmama rağmen oturup rahat içemem, sen dini sembol eden birşeyle bunu nasıl yapiyorsun
    O eşarbı kullanma ne yapıyorsan yap.. Biliyorsundur umarım dini vecibeler ekstra sorumluluk ister ? Bunlardan biride görsel olarak dinini yansıtırken hakkıyla başını kapatan insani aşağılar şekilde davranamazsin
    Aç saçını sonra ne yapıyorsan yap … Ben neden kapanmiyorum ? Tam olarak sorumluluklarini taşıyamadıgim için !! Biraz oturup düşünün herşeyi feminizme ayrımcılığa yüklemeyin şu yazı şurada yer almamali resmen kaliteye hakaret eder nitelikte

    • Hahaha çok iyiymiş. “Bikini bana günah değil ki, başörtülülere günah” diyen Seda Sayan gibi olmuş bu yorum :D

      “Dini vecibeler sorumluluk ister” dediğiniz yerde mavi ekran verdim. Başörtüsü vecibeyse sana da bu yazıyı yazana da aynı. O sorumlulukları taşıyamadığım için X vecibesini yapmıyorum ve bu bana X vecibesini yapanları gönlümce eleştirip içimi rahatlatma lüksü veriyor diye bir dünya yok. Sorumluluklar açığa kapalıya ayrı dağıtılmıyor. Sorumluluksa herkes aynı şeylerden sorumlu. Kusura bakma.

      Başörtüsünün nasıl takılması ve kullanılması gerektiği konusunda fikirlerin mi var? Hmm… o zaman yap ve göster!

      Bu yazının “sıkıldık”larına bir ekleme ben de yapayım. “O sorumluluğu alamayan”ların “o sorumluluğu alan”lara akıl vermesinden sıkıldık.

      • ““O sorumluluğu alamayan”ların “o sorumluluğu alan”lara akıl vermesinden sıkıldık.”
        Hay yaşayın, evet peki o zaman neden şöyle düşünmüyorsunuz. Benim sorumluluğunu almaya bile cesaret edemediğimi kısmen de olsa yapabiliyorsa bana susmak düşer.

        Yazıda güzel anlatılan psikolojik baskıyı, ön yargıları ancak bir başörtülü tam olarak anlar zaten, kimliksiz gezmeye özendirilmenin suçunu kime atabiliriz ki başımızı açsak:(

  • Bir şey soracağım: Hiç başörtüsünü neden taktığını, Allah’ın bu emri neden kadınlara verdiğini düşündün mü? Bu feminik özgür cümlelerle İslâm değer kazanmaz; bilakis, kaybeder. Yazık… Toplumun geldiği hal. O aydın(!), sol (!), entellektüel(!) denen kişinin, bardaki votka içen türbanlı bacıyı kötülemesi iyi olmuş. Hem kafada türban hem de barda votka, öyle mi? Yuh!

    • La Orhan bırak şu kadınları. Sıkılmadın mı burada darlayıp durmaktan? Biz senin paçana, sakalına, bıyığına laf ediyor muyuz evladım? Din-i mübîn bir hatunlara mı farz? Sen biraz ümmetin başka sorunlarıyla meşgul ol. Allah kimseyi taşımayacağı yükle imtihan etmez. Kadınlara güven, esas kendini sorgulamaya gayret et.

      • Mustafacım, minik kuşum, kadınları bırakmayan ben değilim, İslâm. Bu bir. İkincisi, kadınlar bizzat ümmetin problemlerindendir. Bakınız: bara giden türbanlı bacı, cigara tüttüren türbanlı bacı, daracık kot pantolon giyen türbanlı bacı… Say say bitmez. Böyle İslâm mı olur? Üçüncüsü, “kadınlara güven” demişsin. Türkiye’de kadınlar kadar İslâm’ı mahveden başka biri yok. O kadınlar var ya o kadınlar, İslâm’ı öyle kendilerine çeviriyorlar, İslâm’ı öyle bir büküyorlar ki… Bir görsen… Hem, sen neden erkek halinle kadınları savunuyorsun ki? Komik olma.

        • Buralarda kadınları darlamakla laftan anlamayacaklar gibi. Direkt Allah’a dua edin helak etsin? Tüm sorunlar biter.

          • Emine Hanım, lafım size değil. Anlayan anladı. Yarası olan gocunur. Allah, İslâm’la oynayan İslâm’ın hükümlerini hiçe sayan, Kur’an ayetlerini kendine çeken ve İslâm’ı dünyevîleştiren erkeklerle kadınların belasını verecektir. Ben İslâm’ın yozlaşmasında korkuyorum.

  • Düşünce yapısı bozuk insanların yaşadıkları olaylar karşısında verdikleri tepkilerde haliyle bozuk oluyor ve bu bozuk fikirlerini doğru zannedip ölesiye savunuyorlar şahsında temsil ettiği zümreyi düşünmeden gerçi şahsında demiyelim de görünüş olarak diyelim zira insan hem tesettürlü hemde bar bar gezip içki içemez inancında bozukluk vardır tesettürü ailesine ve çevresine karşı kamuflaj olarak kullanıyordur ve gizli gizli her türlü çirkinlik ve günahı işliyordur aklı ve beyni berrak insanlar bunu anlayamaz çünkü onlar oldukları gibi gözükür nasıl inanıyorlar sa öyle yaşarlar içi dışı bir bu bahsettiğiniz başörtülü ama içki içen baş örtülü ama bara diskoya giden baş örtülü ama sosyal medyada hergün 30 fotoğraf paylaşan başörtülü ama kocasını aldatan iki yüzlü bir hayat süren insanları anlamak ve bunları toplum baskısına maal etmek çok yanlış toplum yalnızca senin dış görünüşüne bakar seni tanımaz yaşantıla görünüşün çelişiyor sa eleştirir seni tanıyan insanlarsa sana tepki gösterir inanmıyorsanız takmayın kardeşim biz takanların günahı ne eşi subay olan biri olarak ünüformasıyla gidemediği yerler var çünkü o ünüformasıyla TSK yıl temsil ediyor söyliyeceyi veya yapacağı bir yanlış oraya maal ediliyor…

  • Diline, gönlüne, aklınasağlık Arkadaşım. Bu yazıları okumak bana bu ülke için umut veriyor. Selam ile.

    • Allah askina ülke demeyin. Basima dogru bir alev topu surukleniyor. Bizim ulkemizde bir sikinti yok, bizim erkeklerimizde problem var. Yanlis yetistirilmis ruh hastasi narsist bir topluluk. Bugun Tum turk erkekleri ulkeden bir hafta gitse, huzur baris gelir. Kadinin vicdani merhameti var olsun, ogullarina da bunu aktarsin artik.

      • Hak vermiyor değilim ama o erkek dediklerimizi yetiştiren de yürü be oglumcu kadınlar ve de maalesef çoğunluklar. Artık öğrenilmiş çaresizlik mi , Stokholm sendromu mu ne dersek diyelim, gidişleri de çözüm değil vesselam.