Yazar: Huri
Altın günü deyince akla gelen klasik resim hamur işi bakımından zengin servislerin yapıldığı, dedikodunun dibine vurulduğu kadınlar arası ev toplantısıdır. Tabii meselenin ekonomik yanını unutmamak gerek. Son zamanlarda sınıfsal farklılıklara göre bu tarz toplantıların zengin işi kafelerde yapıldığını da duymuştum. Ancak bu yazının doğrudan altın günü ile bir ilgisi yok. Mesele şu; sosyal medya mizahı yaptığını düşündüğümüz bir arkadaş, yeterince fenomen oldum, sağlam takipçim var, ne yapsam beğenilir, deyip olur olmaz her şeyi mizah malzemesi yapmaya kalkmış ve bir kaç ay önce kadına yönelik şiddete karşı İslami bir söylem üretme çabasında olan Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi’ne (KŞKMİ)* dadanmıştı; nihayetinde ortaya şu manzara çıkmıştı.
Feminist mücadele öyleymiş, KŞKMİ de altın günü yapıyormuş. Peki resimde altın gününe dair bir ibare görebildiniz mi? Doğrusu ben pek görmedim. Capsi hazırlayan arkadaş bir grup başörtülü kadını bir arada görünce bunlar yapsa yapsa “altın günü” yapar demiş herhalde. Kadınların her alanda ortaya koydukları emeklerin ne şekilde itibarsızlaştırıldığına daha önce değinmiştim. Capsi hazırlayan üstün zekalı arkadaş hem inisiyatifin çalışmalarına hem de altın günü meselesine emek ve itibar çerçevesinden baksaydı sanıyorum bu capsi hazırlamazdı.
O yüzden meselenin faili (Fatma Büşra’nın yazısından ilhamla) Fındıkzade pazarında bir dolaşıp gelsin sonra da şurada yazdıklarım üzerine bir düşünsün derim. Bir kere para genel olarak erkeklerin elinde dolaşan bir iktidara dönüşürken, altın günü de kadınların buna karşı oluşturdukları bir tür taktik olarak okunabilir gayet. Ayrıca hazırlık aşamasından işleyiş biçimine kadar hem ekonomik hem de sosyal açıdan on numara örgütlenme biçimidir.
Başörtülü kadınlar ve altın günü arasında kurulan ilişkiye gelince; yahu mağarada sosyal medyada takılıp mizah yapacak internet bulmuşsun, kafandaki bin yıllık kalıntılardan kurtulamamışsın. Adamın zihninde nasıl hiyerarşik sınıflandırma varsa mizah yaptığını sanarak iki yönlü itibarsızlaştırma uğraşı sergiliyor. Birincisi konu edindiği resme hakim olan başörtüsü imajı ikincisi kadınlara has bir etkinlik olan atın günü. Gelgelelim bizim kafamızda öyle bir hiyerarşi yok . Kekli börekli toplantılar da yapmışlığımız var. Yani toplantıda altın günü, altın gününde de toplantı yapılır. Bununla meselenin ciddiyetinden de, entellektüel seviyesinden de hiç bir şey kaybedilmez. Zaten altın gününe dahil olmayan kadın hareketi de eksiktir biraz kanımca.
Bu saydıklarımın yanı sıra capsi hazırlayan arkadaşın tek derdi; cinsiyeti yüzünden iştirak edemeyip, kısırı, mercimek köftesini, sarmaları, dolmaları, poğaçaları, pastaları börekleri midesine indirmekten mahrum kaldığı altın günleri ile ilgili bir hesaplaşma da olabilir. Ancak bu konuda kendisine yardımcı olabilecek bir örgüt kurulmadı henüz. Bir başka deyişle altın gününü sabote edecek babayiğit daha anasının karnından doğmadı. Bu da ek bilgi olsun!
*Daha fazla bilgi için bkz. http://kadinasiddetekarsimuslumanlar.blogspot.com.tr/
Yorum Ekle