Zannediyordum ki anne olduğum gün ben de büyük bir dönüşüm geçireceğim, artık “sıradan” bir kadın olmayacağım.
Zannediyordum ki anne olduğum gün ben de büyük bir dönüşüm geçireceğim, artık “sıradan” bir kadın olmayacağım.
O gün ölmedim evet. Tek farkım oydu sanırım. Toplumun sandığı gibi hayır demiyor değiliz. O ‘‘HAYIR’’ sözcüğünün hayır olmadığına inanan çok insan var.
kendi bireysel tarihlerimiz, kadınlar olarak her birimizin biricik yaşamları özgecan’dan münevver’e, ayşenur’dan ikbal’e çözmesi mümkün olmayan düğümlerle bağlı.
Akıllı da olsa deli de olsa, cahil de olsa eğitimli de olsa, erkeklerin kadınları kendileriyle eşit, eşdeğer, aynı insani vasıflara sahip görmediği bir dünyada, kadınlar her zaman harcanabilir olur.
Harika bir yazı, muhteşem.
Yazının üstünden iki ay geçmiş. Yani biraz daha rahatlamışsınızdır şimdi. Ben de o yollardan geçtim, derdinizi çok çok iyi anlıyorum. Bizler kedi olmadığımız, insan olduğumuz gibi, her şeyi, anneliği de dahil, içgüdüsel olarak değil öğrenerek yapıyoruz ve yaşıyoruz. Bunu hep hatırlayın. Şimdi bir rampa çıkıyorsunuz, birkaç ay sonra rampanın tepesinde durup, vitesi boşa alabileceksiniz. Her şey biraz dha kolay ve zevkli olacak. Sevgiler…
Artık genç kızlara o bahsettiğiniz yalanları anlatan kadınların devri bitti. Ben de kimseden utanmadan, kendi günlüğüne ablam için gizlice “Görür görmez seveceksin dediler, kukla gibi bir şeydi, nasıl büyüteceğim bilemedim” diye yazabilen annem sayesinde uyandım bu duruma. “Herkesin yaşaması gereken bir durum benceeee”nin de mantıksızlığına inanıyorum. Gerçek (!) kadın ve anne olmak değil, istediği şeyi yapıp onun mutluluğunu yaşayan kadın vardır. Korkmadan ve dürüstçe yazdığınız yazınız için teşekkürler, yavrunuzla olan yolculuğunuzda şans, sabır ve bol gülücükler dilerim.