Zannediyordum ki anne olduğum gün ben de büyük bir dönüşüm geçireceğim, artık “sıradan” bir kadın olmayacağım.
Zannediyordum ki anne olduğum gün ben de büyük bir dönüşüm geçireceğim, artık “sıradan” bir kadın olmayacağım.

13 yaşımdan beri elimde bir gitar, benzer yaşlardan beri başımda başörtüsü, içimde müzik yapma dürtüsü… Bunların Türkiye’nin o döneminde ne kadar büyük bir çelişki olduğunu sürekli deneyimlemem, sürekli gündelik...
Yazar: Anonim Görsel: Emmanuel Orain Yazarken insan kendine bakar derler ya da ben böyle olduğunu düşünüyorum. Yıllarca yazdım, kendime baktım, kendimi iyi etmekle uğraştım ama görüyorum ki hep etrafından dolanmışım...
O gün ölmedim evet. Tek farkım oydu sanırım. Toplumun sandığı gibi hayır demiyor değiliz. O ‘‘HAYIR’’ sözcüğünün hayır olmadığına inanan çok insan var.
Harika bir yazı, muhteşem.
Yazının üstünden iki ay geçmiş. Yani biraz daha rahatlamışsınızdır şimdi. Ben de o yollardan geçtim, derdinizi çok çok iyi anlıyorum. Bizler kedi olmadığımız, insan olduğumuz gibi, her şeyi, anneliği de dahil, içgüdüsel olarak değil öğrenerek yapıyoruz ve yaşıyoruz. Bunu hep hatırlayın. Şimdi bir rampa çıkıyorsunuz, birkaç ay sonra rampanın tepesinde durup, vitesi boşa alabileceksiniz. Her şey biraz dha kolay ve zevkli olacak. Sevgiler…
Artık genç kızlara o bahsettiğiniz yalanları anlatan kadınların devri bitti. Ben de kimseden utanmadan, kendi günlüğüne ablam için gizlice “Görür görmez seveceksin dediler, kukla gibi bir şeydi, nasıl büyüteceğim bilemedim” diye yazabilen annem sayesinde uyandım bu duruma. “Herkesin yaşaması gereken bir durum benceeee”nin de mantıksızlığına inanıyorum. Gerçek (!) kadın ve anne olmak değil, istediği şeyi yapıp onun mutluluğunu yaşayan kadın vardır. Korkmadan ve dürüstçe yazdığınız yazınız için teşekkürler, yavrunuzla olan yolculuğunuzda şans, sabır ve bol gülücükler dilerim.