REÇEL

Gitmelerine Nasip, Mücadeleye Kısmet

Toplam on altı senedir oy kullanabiliyorum. On altı senede denk gelen tüm seçimlerde bir şekilde oy kullandım ama hiçbir seçimde bu kadar kritik bir eşikte olduğumuzu hissetmemiştim. Tüm seçim süreçleri kritik muhakkak, bir sonraki dört sene kendi şehrimizde ya da ülkede neler yaşadığımızı belirliyoruz ama bu sefer tamamen farklı. Bu seçim ya bir şeyler değişecek ve yeni bir mücadele başlayacak ya da yıllardır her geçen gün bizi daha fazla boğan mücadelemize bir şekilde devam etmenin yolunu bulacağız.

Yazar: Rümeysa Çamdereli

14 Mayıs günü, seçim günü, acayip bir şey yaşayacağız hep birlikte. Bir süredir en baskın hissim: “Uyusam ve 15 Mayıs sabahı uyansam!” Yaşanan ve yaşanacak olan her şeyle ilgili inanılmaz bir huzursuzluk ve gerginlik hissediyorum. Her an kötü bir şeyler olacak, birilerinin canı yanacak ya da “söz verenler,” “pot kıracak” ve bizlerin canı yanacak diye diken üstündeyim. Bu yazıda da bu huzursuzluk ve gerginlikte ortaklaştığımız kadınlara, ortak bir sağalma alanı olur mu acaba diye yazıyorum.

Yukarıda bahsettiğim gerginlik ve huzursuzluğun altında asıl bir de “bu son seçimimiz” hissi var. Toplam on altı senedir oy kullanabiliyorum. On altı senede denk gelen tüm seçimlerde bir şekilde oy kullandım ama hiçbir seçimde bu kadar kritik bir eşikte olduğumuzu hissetmemiştim. Tüm seçim süreçleri kritik muhakkak, bir sonraki dört sene kendi şehrimizde ya da ülkede neler yaşadığımızı belirliyoruz ama bu sefer tamamen farklı. Bu seçim ya bir şeyler değişecek ve yeni bir mücadele başlayacak ya da yıllardır her geçen gün bizi daha fazla boğan mücadelemize bir şekilde devam etmenin yolunu bulacağız. Yani bu seçimin sloganı olsa olsa geçen gün arkadaşımın hatırlattığı Brezilya’daki yakın dönem seçim sloganlarına benzer bir şekilde “Cennete ulaşmak değil, cehennemin kapılarını kapamak,” olurdu. Bu kapının ardında cennet yok belki ama cehennemden kurtulmaya da çok ihtiyaç var.

Bizleri son dönemde bu kadar çaresizliğe iten süreci sadece son yirmi seneyle sınırlandırmayacak bir hafızaya sahibim. Çok daha uzun zamandır, her gün yeni bir dehşete gözlerimizi açıyoruz. Arkadaşlarımız parmaklıklar ardında kendini buluyor, kendi güvenliğimizden ve dolayısıyla çocuklarımızın güvenliğinden endişe duyuyoruz ve daha nicesi. Ama artık bu aklın değişmesi, mağduriyetlerden beslenen ve sadece karşısındakini ezerek kendisini var eden bir iktidar mantığından kurtulmamız gerekiyor. Yirmi yıl önce bu iktidar mantığından dolayı zorluklar çeken bir grubun, aynısını başkalarına ve hatta kendi çocuklarına yaptığı, hatta daha beterini yaptığı ve artık “pes” dedirttiği bir zaman çok daraltıyor içimizi belki, ama yeni bir değişim sürecinin de habercisi (İnşallah!) gibi. Tüm bu değişim sürecinin başını mazlumdan zalime büyük dönüşümüyle, “Müslüman” kardeşlerimin çekmiş olması gönlümde bir yara, ama artık daha kolay söyleyebiliyorum: “Lekum dînukum veliye dîn(i)” (Sizin dininiz size, benim dinim banadır.)

Bu cehennemin son bulmasından başka hiçbir şeyi talep edemeyecek kadar sıkışmış hissettiğim bu zamanda, bir yandan da geleceklerin kaygısına düşen bir ben değilim sanıyorum, görüyorum. Tam da bu noktada kalan enerjimle vaatlerin takipçisi olmaktan, “ensenizdeyiz” demekten başka bir yol göremiyorum. Bir sürü söz veriliyor bize şu an, her seçimde olduğu gibi. Zira artık o sözlerin tutulduğunu görmeye her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Başka bir seçeneğimiz olmadığından değil cidden demokrasiye katkı sağladığından birilerine oy verecek bir Türkiye için adım atacak birilerine oy vermiş olmayı istiyorum. Pişman olacak gücüm kalmadı.

Uzun lafın kısası: Ne olur yıllardır kendilerine zulmeden aklı kendilerine devşirip herkesi düşman addeden bu deliliği iktidardan alalım. Sonrası… Sonrası da tekrar mücadele. Ama en azından sıfırdan bir mücadele. Eski yüklerini bir nebze silkelemek durumunda kalmış yeni yüzlerle mücadele. Mücadele bitmeyecek, ama en azından mücadele edecek, nefes alacak yer kalacak gibi. Defterlere not edildiğimiz her gün, daha da daralan her alanın, giremediğimiz sokakların, atamadığımız sloganların acısını çıkara çıkara tekrar başlayacağız mücadeleye. Var mısınız?

rumeysa |REÇEL

3 yorum

  • bunlar gidince bize yine muhaliflik dusecek. yine haksizliklarin karsisinda ve unutulmuslarin yaninda olacagiz. ama en azindan daha umut dolu bir mucadele, daha az nefret dolu bir cabayla.. iki ileri bir geri adim atsak da hic degilse bugunku gibi dizlerimiz kirilmayacak. hadi insallah.

  • Üzgünüm ama batılın yanında (biz iktidar olursak diyaneti kapatacağiz diyen, kutsalimiz olan aile mefhumunu ortadan kaldırmaya yönelik sapkın lgbt ye destek veren başında bulunduğu kurumu batırmaktan başka bir marifeti (!)bulunmayan kasetle gelen hesap uzmanı daha bir çok skandalla gündem de olmayi başaran zihniyet)olduğunuz sürece hep mücadele eden durumunda olacaksınız.