Konuk Yazar: Eucak
Görsel: Lottera Lux
Dünya Kız Çocukları Günü’nde İstanbul’un çeperinde bir mezarlık. Bir kız çocuğu ‘anne’ diye bağırarak ağlıyor. Kimse ikna edemiyor yeni kazılmış çukurun başından ayırmaya. Tabutun içinden çıkarılıyor genç kadın. Kızı gibi O da annesinin tek kız çocuğu. ‘Namahrem olanlar arkasını dönsün’ diyor İmam. Sahih bir kaynağı olmasa da böyle bir uygulama var, kadının cenazesini mahremi olan erkekler indirebilirmiş mezara, üzerine toprak örtüldükten sonra diğer erkekler bakabilirmiş. Kızının yürekleri yakan ağlamalarının fonunda bitiyor defin işlemi.
Duaya geçiyor İmam. ‘Öldürülüş biçimi şehitlik makamıdır’ diyor. Cemaatten ‘inşallah’ sesleri yükseliyor. Adını andığında ise kızının hıçkırıkları bir kez daha yükseliyor. ‘Trafik kazasında öldüğünü’ söylemişler kıza. İmamın ‘şehitlik’ dediği ise, korkunç bir cinayet. Giderek artan kadın cinayetlerinden biri. Eski kocası tarafından evinin önünde öldürülmüş. Hakkında yakalama kararı olan adam, elini kolunu sallaya sallaya gelip güvenlikli sitenin içinde öldürmüş kadını, sonra da kendi kafasına sıkmış. Muhtemelen de bu yüzden tv ve gazetelerde yer bulmuş haber.
Haberlerin hepsinde aynı bildik dil; katili flulaştıran, cinayeti normalleştiren. ‘İflas eden iş adamı, işleri kötü geçtiği için bunalıma giren iş adamı, maddi sorunları yüzünden sıkıntılar yaşayan iş adamı’. Kadının cephesinde ise ‘ayrılıp-barışan, ayrıldığı kocasıyla birlikte yaşayan’ . Hiçbir araştırmaya gerek duyulmadan yapılmış yalan yanlış haberler. Ama tüm bu haberler bile, kadın cinayetlerinin neden arttığının sebeplerini göstermeye yeter. Adam kendisini de öldürmese muhtemelen ‘cezasında indirime sebep olacak’ bir bakış açısı, gazetelerden mahkeme koridorlarına süzülecek.
İşin diğer ucunda ise, yaptığı iki kötü evliliğe rağmen ayakta kalmaya çalışan genç bir kadın var. Kızına kendisininkinden daha iyi bir gelecek bırakma isteği onu ayakta tutan. Ama tüm bu çaba o karanlık el tarafından yok ediliyor. Geride Dünya Kız Çocukları Günü’nde yeri göğü delen bir ‘anne’ nidası kalıyor. ‘İyi ki ilk kocası değil’ konuşmaları çalınıyor kulağıma mezarlıkta bekleyen kadınlardan. ‘Ne yapardı bu sabi annesiz babasız’. Babaları annelerini öldürmediği için kız çocukları adına sevinen bir toplumdayız. Kadınların en yakınları tarafından öldürülmedikleri için her gün şükür ettiği bir toplum.
Ölülerin ardından mezarlıklarda rahatlatıcı konuşmalar yapan, geride kalanlara müjdeler veren hocalar ise hayattaki kadınlar için parmak sallıyor sürekli… Giyimlerine, sokakta yürümelerine, okula gitmelerine her konuda…
[…] hiçbir yasanın olmadığı, tecavüz davalarının suçlu erkek lehine sonuçlandığı (artık elimizde yüzlerce örnek vardır biri bu , bu da diğeri )bir Türkiye gündeminde, bunları hiç konuşmayanlar tarafından, sanki […]