REÇEL

Bir Paravan Evliliğin Düşündürdükleri

“Kadın işlerini yapmayı severdi. Bir gün evlerine gitmiştim dikiş dikiyordu. Böyle davrandığı için ailesi çok döverdi. Allah kimsenin başına vermesin.”

Konuk Yazar: Konca

 16561314277_eef808b697_z

Ben teyzemin şimdiki eşinin onun ikinci kocası olduğunu altı yedi sene önce annemle havadan sudan bir muhabbetimizde öğrendim.  Meğer daha önce bir evlilik daha yapmış. Teyzen bekar olsaydı, dul ve çocuklu bir adamla (şimdiki eniştem) niye evlenmek istesin ki demişti annem.  Peki anadolunun doğusunda, gelinliğiyle çıkan kefeniyle geri gelir anlayışının hakim olduğu bir köyde teyzemin ilk evliliği nasıl bitmişti?

Teyzem ilk kocasıyla on beş yaşında ananemin istemesiyle evlenmiş. Adam annemlerin uzaktan akrabasıymış ve başka köydenmiş. Ananemler adamın durumunu bilmeden teyzemi onunla evlendirmişler. Adamın ailesi de saklamak için damadı düğün gününe kadar gelin dahil kimseyle pek konuşturmamışlar. Odada ikimizden başka kimse yoktu ama annem yine de sesini alçaltıp “Adam teyzenle yatakta bir şey yapamıyordubiraz kadın gibiydi, öyle davranıyordu” dedi. Çocukları olmuyormuş. Adamın ailesinin de baskısıyla yıllarca evli kalmışlar. Sonunda evlilik bitip teyzem baba evine döndüğünde teyzemin evliliğin yatak odası kısmında anlattıkları kadınların arasında gizliden gizliye uzun bir müddet konuşulmuş. Adamın ailesi durumun farkındaydı teyzemle büyük ihtimalle oğulları belki düzelir diye evlendirdiler. “Kadın işlerini yapmayı severdi. Bir gün evlerine gitmiştim, dikiş dikiyordu. Teyzen çok azarlardı böyle davrandığı için, ailesi de çok döverdi. Allah kimsenin başına vermesin” diye devam etti anlatmaya annem. Annem anlattıkça teyzem mi adam mı daha talihsiz karar veremedim. Anadolu’nun bir köyünde kadınlara karşı bir şey hissedemeyen bir adam olmak nasıl bir şey acaba? Kısık sesle kadınların arasında çocuklarına bulaşmaması dualarıyla konuşulan bir özelliğe sahip olmak? Ailesinin başını yere eğdiren, ailenin diğer bireylerinin kısmetini kapamasından korkulan adam olmak? Eğer teyzemle en azından çocuk sahibi olabilselerdi büyük ihtimalle şu anda hala evli olurlardı. Çünkü kimse çocuğu olan bir adamın karısına veya kadınlara gerçekten ilgi duyup duymadığından şüphelenmez, daha doğrusu ilgilenmez. Adamın kimliği bastıralamayacak kadar belirgindi, büyük ihtimal transtı.-Ne olduğu nasıl hissettiği pek de önemli değil, o kendisine verilen rolü, yapılması bekleneni yapamadı.- Bu yüzden bu kısık sesle de olsa konuşulmak zorunda kaldı. Peki o kadar belirgin olmayıp saklananlar, konuşulmayanlar, zoraki/paravan evliliklerden çocukları olan ama hemcinslerinden hoşlanan adamlar, kadınlar?

—-

İnternette böyle evliliklerle ilgili farklı farklı bir sürü haber ve hikaye var. Biraz araştırırmayla onlarcasını bulmak mümkün. Biraz daha araştırmayla eşcinsel olduğu farkedilince babası, abisi, akrabaları tarafından öldürülen, baskılara dayanamayıp intihar eden, işlerinden atılan, bazı ülkelerde idam edilen, hapse atılan, askerde, okulda tacize uğrayan,  insanların hikayelerine denk gelmeniz çok olası. Ben bu yazı için araştırdım. İşte bazıları;

-Diyarbakır’da eşcinsel olduğu farkedilince on yedi yaşında amcası ve babası tarafından öldürülen R.Ç.

-Bilgisayar biliminin kurucusu, matematik dehası bir kriptolog olan Alan Turing.* (Enigma kodunu kırarak ikinci dünya savaşının ömrünü iki yıl kısaltıp tahmini on altı milyon insanın hayatını kurtardı ama eşcinsel olduğu ortaya çıkınca devlet zoruyla hormon tedavisi uygulandı. Bu tedavi vucudunda titremelere sebep olup kalem tutamaz hale gelince, tedaviye başlandıktan bir sene sonra intihar etti.)

-Boğaziçi köprüsünden atlayarak intihar eden trans birey Eylül Cansın ve geride bıraktığı video

-Eşcinsel olduğu için ailesinden sürekli şiddet gören ve intihar eden Sinan Akyüz

-Şanlıurfa’da dindar ve varlıklı bir kürt ailesinin tek oğlu olarak doğan, Marmara üniversitesi fizik bölümünü bitiren Ahmet Yıldız * (Babasına cinsel yöneliminden bahsettikten sonra tehditler almaya başladı. Arkadaşları yurtdışına kaçması gerektiğini söyledi ama özel ders verdiği üniversiteye hazırlanan öğrencilerinin sınav sonuçlarını görmek için biraz daha Türkiye’de kalmak istedi. Dondurma almaya giderken babası tarafından beş el ateş edilerek öldürüldü. Babası hala yakalanamadı.)

-Eşcinselliğin çok sert bir şekilde yasak olduğu Nazi Almanya’sında eşcinsel oldukları için tutuklanan yüz bin kişi.*(Bunlardan resmi olarak elli bini hüküm giymiş ve resmi olarak yaklaşık on beş bini toplama kamplarına gönderilmiş. Çalışma kamplarında en kötü muameleyi onlar görmüş. Kamplardan en az onlar sağ kurtulmuş tahmini yüzde altmışı o kamplarda ölmüş.)

——

Bir insan grubundan nefret etmeniz gerektiğini düşündüğünüzde veya onların günahları yüzünden helak olacağınız aklınızın hep bir köşesinde olduğunda sanırım onlara karşı işlenen suçları da görmezden gelmeye başlarsınız. Bütün bu insanlar farklı geçmişlerden, sınıflardan, ailelerden, dönemlerden geliyor. Konuşulmuyor, gördükleri aile içi şiddet polis kayıtlarına yansımıyor, onlara karşı işlenen suçların adı geçmiyor. Gözlerimizi ve kulaklarımızı kapadığımızda, sapkınlıklarını düşünüp onlar yüzünden helak olacağımızı düşündüğümüzde onlar yok olmuyor. Her gün onlarcası doğmaya devam ediyor. Ülkenin en doğusunda bir köyde doğup, zar zor okuyup yazayabilen, tarımla uğraşan ama eşcinsel olan bir adam birgün bizim için batının ahlaksızlığının bir parçası olan sapkından fazlası olabilecek mi? Belki de bu konuda biraz daha fazla düşünmeliyiz dediğimiz birgün olacak mı? Acaba onlar ve yaşadıkları üzerine düşününüp empati kurarsak, onlara olan nefretimiz azalır diye mi korkuyoruz?

Müslüman erkeklerin içinde eşcinsellik meselesine mantıklı bir söz üreten çok insan görmedim, çoğu en ufak bir anlayışın bile “yumuşaklık” göstergesi olmasından acayip korkuyor. Eşcinelliği dini kaygılarla eleştirdiğini savunan bir erkeğin birazcık üzerine gidilince “delikanlı olsunlar lan azcık” minvalinde sözler duymak işten bile değil. Eşcinsellere olan tepkinin sadece dini kaygılardan kaynaklanmadığını  ataerkiyle güçlü paraleliğini farketmek için çok dikkatli olmaya gerek yok. Söylemlere birazcık baksak yeterli. Kızlara erkek gibi kız dendiğinde bunun övgü için söylendiği açıkken, bir erkeğe kadın gibi erkek demek hakaret için söylenmiyor olabilir mi? Sanmıyorum. Peki kadının erkeksi özelliklere sahip olması övülürken erkeğin kadınsı özelliklere sahip olması neden bu kadar kötü, kadınlar/kadın olmak çok mu iğrenç? Eğer eşcinsellikten sadece dini sebeplerden ötürü nefret ediliyorsa, doğudaki o ataerkilliğin doruklarındaki ama islamla pek alakası olmayan köyde eşcinsel bir adama hangi kaygılardan ötürü böyle davranılıyor ve batıya geldikçe dindarlık dahil her şeyin şekli değişse de verilen tepkiler aynı şiddette olmasa da neden hep benzer? Kafamda deli sorular…

Konuk Yazar

8 yorum

  • Eşcinsellik konusu hassas bi konu. bu konuda çok kafamızın karışmaması için bize rehber olarak indirilen kitaba bakmanın en sağlıklı yol olduğuna inanıyorum. zira islamiyete göre net yasaklardan helak olma sebeplerinden biri.. ve tabii ki insan hakları çerçevesinde hiçbir bireyin şiddet görmesini desteklemiyorum, lakin bu şekilde tehlikeli ve Allah tarafından lanetlenmiş bi konunun meşrulaştırılmaya çalışılmasını doğru bulmuyorum. tehlikeli dedim çünkü eşcinselliği desteklemek yada sempati yada saygı duymanın sonunun peygamber eşi dahi olunsa helak olmak olduğunu inandığım kitaba göre biliyorum.

  • çok çok güzel değinilmiş bu konuya.ilk başta o yadırganan düşünceler savunuluyor sandım ama annenizin ve çevrenin tepkileriymiş sanırım.bu insanlar allah vergisi o şekilde ne bileyim benim burnum yamuk mesela yaradılışları öyle onlarında.lut kavmi bence cinsel yönelimden değil herşey bol iken şükür etmeyip o boşluktan sapkınlığa düşmüş insanlar topluluğuydu.çok bir bilgim yok ancak sırf cinsel yönelimleri farklı insanlar yüzünden kahrolacağımızı düşünmüyorum.zira kahrolmamıza sebep olacak daha çok şeye sahibiz

  • “Lut,suphesiz ki temiz kalmak isteyenlerden” diyor kavmi, yani yaptiklari seyin dogru olmadiginin farkindalar. Yalniz bu kavmin trans olmadigi cok malum sadece azginliktan ne yapacaklarinj sasirmis bir insan toplulugu, oyle ki Lut a misafir olarak iki yakisikli genc in geldigini duyunca( ki bunlar insan kiliginda melekler, helak emri uzere gelmisler) hemen oraya yonelip evi kusatiyorlar, evi basip gencleri almak istiyorlar.( en dogrusunu Allah bilir.)demekki tek cesit bir escinsellik ve tetikleyici kosullardan soz edemeyiz.
    Diger yandan bir insan escinsel duygular elinde olmadan duyabilir, bu gunah degil. Gunah olan eyleme dokmek; gencliginde escinsel hayati olup bunu birakabilmis yuva sahibi olmus, kimi dine donup tevbekar olmus cok insan var. hislerinden kurtuluyorlar mi bilmiyorum, ama bu imtihanla yasamayi ogreniyorlar belki.

  • Burada karıştırılan iki konu var gibi.. Birincisi cinsel açıdan vasat yaradılışlı olmak; yani ne kadın nede erkek olamamak..
    İkincisi bu duygularını cinsel özgürlük olarak haram olan bir şekilde kullanmak!!
    Yani demek istediğim allah tarafından var olan , kişinin kendi kendinde var olan bir tür rahatsızlık olan farklı yaradılış-dıygular!!
    Bu durumun sorumlulugunun oldugunu ve günah oldugunu dusunmuyorum.. Ve bu durumda olan insanlara duyulan nefreti tamamen kınıyorum..(benim onlara karşı düşüncem sadece üzüntüdür.. Ve tedavi edilebilir bir durum olsugunu düsündüğüm için dua ederim)..
    Lakin içinde var olan bı duygu bozuklugunu eşcinsel özgürlüğü diyerek toplumun fesadına yol acan kişileride şiddetle kınıyor- bunların başımıza bela açacagına inanıyorum..

  • Muslumanin eli klavye tutaninin bile fikri bu. sonra insanlar niye muslumanlardan korkuyor diye magdur edebiyati yapiyorsunuz. Hayat islah etsin sizleri, umarim cocuklariniz escinsel olur