REÇEL

Adem Bir Erkek Miydi?

Erkek ilahi bir Ruh’tan gelirken kadını erkekten var edilmiş gören bu bakış açısında Kur’an’la çelişen çok ciddi bir takım sorunlar vardır.

Konuk Yazar: Zeynep Ö.

adam-and-eve-ii

Kadın-erkek meselesini dini bağlamda ele alırken insan‘oğlu’nun kökeniyle ilgili tartışmalara inmezsek bir şeyler eksik kalır. Erkeği insanın atası, kadını da erkekten yaratılmış bir parça olarak gören klasik din anlayışımızı sürdürdüğümüz müddetçe dindar erkekler “fıtraten” kendilerini üstün görmeye devam edecek, dindar kadınlar da hep bir yetersizlik hissine sürükleneceklerdir. Eğer gerçek bir eşitlikten bahsedeceksek önce Adem’in yaratılışıyla ilgili kıssayı doğru anlamamız gerekir.

Öncelikle yaratılış hikayesini çocuksu ve ilkel bir bakış açısıyla tarihsel bir olaymış gibi kabul etmek yerine olaya metaforik yaklaşmalıyız. Kur’an’a göre Adem bir şahıs olmaktan ziyade insan türünü temsil eden bir prototiptir. Ve Kur’an’da Adem kıssasından bahsedilirken asla cinsiyet vurgusu yoktur. Zihinlerimizde var olan “erkek Adem” ve “kadın Havva” tasavvuru tamamen Kitab-ı Mukaddes’ten ayrıntılarla bezenmiş bir yaratılış hikayesine dayanır.

Erkeği özne olarak gören bu geleneksel İslam yorumunda kadın sadece bir yardımcı oyuncudur.  Erkek huzur bulsun diye onun bir parçası olarak yaratılmıştır. Üstelik erkeğin kaburga kemiği gibi eğri ve kırılgan bir tarafından yapılmıştır. Hem eğri hem kusurlu olduğu için gerekli hallerde düzeltilmesi icap eder. Onu düzeltme vazifesi de hiç kuşkusuz Allah’ın suretinde yaratılan ve yeryüzünde halife olan “ademoğlu”na düşer. Allah’ın meleklere önünde saygıyla eğilmelerini söylediği Adem de nihayetinde bu erkektir.

Erkek ilahi bir Ruh’tan gelirken kadını erkekten var edilmiş gören bu bakış açısında Kur’an’la çelişen çok ciddi bir takım sorunlar vardır. Kur’an varoluşsal olarak erkekle kadını hiçbir zaman ayırmaz. Kulluk yarışına her ikisi eşit başlamıştır. Bedenleri, nefsleri ve ruhları ile Yaratıcı’yla eşit şartlarda ve eşit derecede muhataptırlar. Aralarındaki tek üstünlük aracı ise inançlarının ve eylemlerinin bir sonucu olan takvadan başka bir şey değildir. Kadın ve erkeğin doğasıyla ilgili bu eşitlik ilkesi, ikisinin kökeni ve insanlığın ilk örneği olan Adem’e kadar uzanır.

Kitab-ı Mukaddes’in aksine Kur’an’da bahsedilen Adem bir erkek değil, soyut anlamıyla “insan”dır. Adem kıssasında Kur’an hiçbir zaman “erkek” ya da “adam” kelimesini kullanmaz, aksine tamamen cinsiyetten bağımsız “beşer”, “nefs” ve “halife” ifadelerine yer verir. Yaratıcı, insanlığı “tek bir nefs”den var etmiş, ona çamurdan suret vermiş ve kendi ruhundan üflemiştir. Var olan her şey gibi insan da çift kutupludur. İnsanın çifti, eşi veya Kur’an’daki ismiyle “zevc”i kendinden bir parçadır. “Sizi tek bir nefsten yaratan, huzur bulasınız diye ondan da zevcini yaratan” ayetindeki zevc kelimesi hem eril hem dişil manada kullanılır. Bu anlatımda ne cinsiyet söz konusudur, ne de kronolojik bir olaydan bahsedilir. Yani önce erkeğin yaratılması, sonra onun kaburga kemiğinden dişinin var edilmesi, hatta bu dişinin erkeği ayartarak birlikte yasak “elma”yı yemeleri Kur’an’da anlatılan sembolik hikayeyle hiçbir şekilde bağdaşmaz. Hatta Kur’an’da Havva ismi hiç geçmez. Sadece “eş” denilir ve bu eşin de kadın olduğunu ima eden tek bir cümle bile yoktur.

Kur’an’ın ruhuna tamamen aykırı bir şekilde erkeği orijinal sanat eseri, kadını da reprodüksiyon olarak gören bir İslam anlayışı en iyi ihtimalle yüzeysel ancak çok büyük olasılıkla kötü niyetli yorumların bir ürünüdür. Yahudi-Hıristiyan geleneğinin etkisinde, sembolik düşünebilme yeteneğinden yoksun ve erkeği hikayenin merkezine koymaya dünden razı bu yorumlar yüzünden erkek kadının, kadın da erkeğin huzur bulacağı bir “eş” olmaktan çıkıp, “ademoğlu” yeryüzünün halifesi olmuş, “havvakızı” da eksik ve mağlup bir yaratık olarak kalmıştır.

Konuk Yazar

53 yorum

    • Algısından ötürü koyamayabilir ama bu sizin tek cümleyle yazıyı altedebildiğinizi göstermez. Örneğin çekirge kaç kişi yiyebilir Türkiye’de yaşayan hiç kimse yiyemez ama haram mıdır değildir. Ama algımız bu şekildedir….

  • Tek bir Nefisten yarattım ayetinde ki nefsiha müennesdir yani dişidir.Yazınız genel itibariyle doğru ama iyice incelemeden yazılan bir çalışma yaradılışla ilgili ayetlerin tefsirlerini okumanız ve düşünmeniz sağlam bir kurgu oluşturmanız gerek.

  • Evet müslüman geçinen aciz feministler o kadar peygamberin içinde bir tane kadın ismi zikredilmeyen bir kitaba inanıp sonrada adem kadınmış aslında diye ciddi ciddi oturup yazı yazmışsınız bravo. Sonraki adım olarak kadın peygamberler, female mehdi, kadın tefsiri tarzı çalışmaları bekliyoruz. Herşeyden öte 1400 yıldır onbinlerce alim fakih ve müçtehidin aklına gelmeyen bu mükemmel fikirlerinizden ötürü sizi tebrik ederim.

      • Bal arısına, Musa’nın annesine ve pek çok şeye vahiy gelmiş. Peygamberlik müessesesi ayrı.

        • Biliyorum Bal arılarına da vahy geldiğini ayet mevcut. Kastettiğim peygamber erkek yoktur bu yüzden kadın değersizdir mantığı…Bu yazıda öyle bir şey yok demeyin sakın.

          • Benim kastettiğim de kadının değeri vahiy gelmesiyle ölçülmez. Hacer annemiz dışlanmıştı ama biz bugün onun sebatı sayesinde doğru inanç üzerineyiz.

  • “Sizi tek bir nefsten yaratan”
    “Sizi”
    ”Bu anlatımda ne cinsiyet söz konusudur”

    wait a minute

  • yazıda bahsedilen zevce kelimesi bakara 35 te geçiyor. zevc kelimesi bir cinsiyeti belirtmiyor doğru fakat kelimeye gelen ek, müzekker.
    yani muhattabı erkek. “zevcuke” diye geçiyor. “zevcuki” diye değil. pic.twitter.com/xyF6WVzIvD
    ayette geçen “Ademe dedik, sen ve eşin cennette oturun” daki adem için de tek kişilik erkek zamiri “ente” kullanılmış. Buradan soyut anlamda
    bir “insan”dan bahsedildiğini düşünmek tahrif olur sanıyorum. Kitabı Mukadedes ve Kuran karşılaştırması için de çok iddialı cümleler var. Henüz tartışılan bir konuyken ve kaynaklara salimen inemiyorken bu kadar kesin hükümlü cümleler kurmak savunulan tezin çok rahat çürütülebilmesine kapı aralıyor.

    Yazı çok haklı bir eleştiri ve amaçla yazılmış fakat temellendirmeler sıkıntılı.

    • Bravo Zeynep Hanım. Ancak burada yapılan hata dediğiniz gibi ” savunulan tezin çok rahat çürütülebilmesine kapı aralıyor” değil olayı tamamen çürütmüştür.
      Haklı bir sebeple yapılan eleştiri yazıyı yazan kişinin yazdıklarının verdiği duyguya bakarsak niyetinin iyi olmadığını düşündürüyor ki bu bile kadınları haklıyken haksız duruma düşüren bir sonuç doğuruyor. Bunu yapanda nihayetinde bir kadın olunca gelin de iyi niyetten bahsedin.
      Ahmağın sevgisi onun kinidir (S.Mirzabeyoğlu).
      Bu yazının; yazarı hakkında oluşturduğu yorum şudur: eleştirdiği herşeyin, bilinçaltında aslında kendi zihniyeti olduğudur. Bir bakıma kendi kendini eleştirmiş oluyor ki aslında bu iyi bir şey.
      Psikoloji böyle diyor :))

  • bu kadar alınma bu kadar eziklenme hissine karşı yazdınız heralde :d çünkü dayanak gösterdiğiniz maddeler(!) pek de sağlam değil-hatta islam alimleri gibi”burdaki ayetler müteşabih ayetlerdir,zamana ve feminizm ortaya çıkınca anlamı değişir” gibi bir algı oluşturmuşsunuz. Tamam adem erkek olmasın ama siz de bu kadar alıngan olmayın lütfen. Hea bu arada kadınsal olaylar haricinde şahitlik için 1erkek=2kadın mıydı ?

    • Lutfi Bey yazinin icerigi hatali olabilir fakat sizin erkeklik gururunuz boylesine ufacik bir yazidan bile baya hasar almis, incinmis gorunuyor. Sahitlik konusunda cirkeflestiginize bakilacak olursa. Annenize gidip yakinin biraz derim nazlasin sizi, incinen gururunuzu oksasin, tamir etsin :(

    • yazi ne kadar sorunluysa sizin yorumunuzdfa o kadar sorunlu ,hatta sorununuz ayni diyebilirim.:)bazi davalar vardir 2 erkek 1 kadin yada bazen sadece kadin sahit kabul gorur.sizin verdiginiz ornek tek bir mesele icindir. o konuda da 1 kadin sahit ihtiyac hissetmezsde ikincisinin sahitligine gerek duyulmaz. yaninda (ilmi-manevi)destek icin hazir bulunur

    • Lütfü bey Tanrı’ya inanmayanlar için sizin erkekliğinizinde şahitliğinizinde bir manası olmaması çok acı erkekler kadının doğurganlığını ve dirayetini kıskandığı için binlerce Yıldır din ve toplumsal kaiderle baskı altına Al ya çalışıyorsunuz ama erkeklerin gücü kitaba kadınların ki doğasına dayanıyor

  • yazar hanıma bir kitap tavsiyesi vermek için yazıyorum bu yorumu, bahsettiği konuda ehil kimseleri okursa konuya daha iyi vukufiyet kesbeder. böyle konular tartışılırken, olaya belli bir metodolojiyle yaklaşılır. yazınızda bir iddia ortaya koyuyorsanız şayet, bu iddianıza yönelecek soruların cevapları da yazınızda bulunması icab eder. fakat anlaşılıyor ki, yazarın bu konuda ciddi bir vukufiyeti yok. halbuki bu adem bahsi tasavvuf literatüründe fazlasıyla işlenmiş. Muhyiddin Arabi hazretleri Füsus’ da Ahmed Sem’ani Ravhul Ervah’ında Adem bahsini işler. William Chittick Varlığın Boyutları kitabında Ahmed Sem’ani’ ye atıf yapar. Yazar şayet bu literatüre hakim de bundan bahsetmediyse o zaman böyle mühim bir konuya nasıl yaklaşması gerektiğinin idrakine varamamış demektir. Böyle hayati bir konuya sözlük yazarı edasıyla, ciddi bir zemin kurmadan bodoslama girmek en hafif tabiriyle hamlıktır, acemiliktir.

    tavsiye kitabım da şudur; http://www.kitapyurdu.com/kitap/adem-kelimesindeki-ilahi-hikmet-fassifususul-hikem/322967.html&filter_name=adem

    kitap kendisine hem bir metodoloji sunar, hem de kalem oynattığı konunun muhteviyatını gösterir, belki o zaman yazar bodoslama girdiği konunun ehemmiyetini idrak edebilir.

    saygılar.

    • Ömer Bey siz bu yazarın tasavvuf literatürünü doğru kabul ettiğine inanıyor musunuz ki bunu öneriyorsunuz? Adem A.S a direk ismiyle hitap eden bir üslupla yazılmış bir yazı var burda:)

  • Araf suresi 189. ayette: ” .. Böylece, onu (sarılıp) örtünce, hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı).” geçmektedir.Erkeklerin hamile kalamadığını sizde takdir edersiniz.

  • 7:189 – Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah’a şöyle dua ettiler: “Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.”

  • A’raf 189’da geçen nefs kelimesi müennes yani dişildir. Ayette geçen “sizi tek bir nefsten yarattık” cümlesinden sonra “ve ceale minha zevceha” ifadesi gelir. Eğer bu ayete sırf kelimelerin müennes veya müzekker olmaları bağlamında bakıp Adem’in cinsiyetini tespit edecek olsaydık -ki yazıda bunun aksi bir yöntem benimsenmiştir- şöyle bir tablo çıkardı. “Sizi tek bir -dişil- nefsten yarattık ve o dişiden de (buradaki “ha” da müennestir ve nefse atıf vardır) kocasını -müzekker zevc ifadesi vardır- yaptık”. Dolayısıyla bu ayet Adem’le erkeğin kastedildiği iddialarını desteklemez aksine çürütür -eğer sırf nefs kelimesi üzerinden inceleyecek olsaydık.

    Ama yazıda iddia edilen şey, Adem’in erkek veya kadın olması değil aksine Adem’den bahsedilen ayetlerde tek bir bireyden söz edilmeyip kadınları ve erkekleri içine alan insan soyunun kastedildiğidir. Ayrıca Adem’in tek bir birey olduğunu ve ondan da kadının yaratıldığını iddia edenlerin Adem’in çocukları arasındaki ensest ilişkiyi nasıl tevil edecekleri de merak konusudur.

    Araf:11’de geçen “sizi yarattık, size biçim verdik ve sonra meleklere ‘Adem’e secde edin’ dedik” ifadesinde de görüldüğü üzere “siz” zamiri çoğuldur. Yani ayette “siz insanları yarattık ve meleklere, insanlığın sembolü olan Adem’in -ya da beşeriyetin- önünde saygıyla eğilmelerini söyledik.” manası vardır.

    Arapçada her bir kelime ya eril ya da dişildir. Mesela pencere müennesken kapı müzekkerdir ve bu tamamen dilin yapısıyla alakalı bir durumdur. Nefs kelimesi de esasında nötr iken dilbilgisi açısından dişildir. Buna benzer yapıya sahip diğer dillerde olduğu gibi eğer muhatabın cinsiyeti belli değilse veya genel bir durumdan bahsediyorsak eril ifade kullanırız. İngilizcedeki “he” gibi. Arapçada Yaratıcı için “huve” denilir ama bu onun erkek olduğu anlamını taşımaz. Zevcuke ifadesindeki “ke” zamirinin veya “ente” kelimesinin ifade ettiği anlam da budur. Nasıl Fatiha suresinde “iyyake” derken Rabbimizin erkek olduğunu kastetmiyorsak zevcuke derken de muhatabın erkek olduğunu kanıtlayan bir delil yoktur.

  • cidden bir arkadaşın bahsettiği gibi; acaba kadın peygamber olmamasını neye bağlıyacaksınız?

    • Hahaha kız bebeklerin diri diri gömüldüğü Mezopotamya da mı kadın peygamber komiksiniz kadın çıkıp peygamberin dese o dakika öldürürler

  • Bu arada yazar hanıma diyelim ki müslümansan eğer Adem değil, Adem A.s veya Hz. Adem diyeceksin. O senin babanın oğlu değil. Babanın oğlu bile olsa yaşı büyük olanlara ağabey derken Allah’ın Peygamberine (mevzu yaşsa, ilk insandır hatırlatalım !!) sade ismiyle hitap etmek hangi ahlakın ya da edebin ürünüdür?
    Müslüman değilse bu kısmı üzerine alınmasın…

    • Pardon ama bu nasıl bir üslup! Müslümanlıktan anladığınız bu mu sizin? Bir insanın müslümanlığını nasıl yargılama yetkisini kendinizde buluyorsunuz? İslam dinine çok hakimseniz bir insan günah işlediğinde dahi bu şekilde uyarılmayacağını peygamberin hayatından bilmeniz gerekir. Ayrıca öyle diyeceksin miyeceksin ne oluyor, o zaman yüzlerce ilahiyi çöpe atalım öyle ya edepsize, terbiyesize bak müslüman olsa Adı güzel kendi güzel Muhammed diye ilahi mi yazar? Cık cık cık

  • Eziklenme ,alınma hissi değil de ezerim seni diyenlerden dolayı, bıktım usandım sizin bu kendinizi bir halt sanmanızdan,o zamanın Adem’i ile kendinizi bir sanmanızdan ,yazmışsınız gibi okudum.Geçiniz vallahi: Ezukkk senuuuu demeyi, artık sırf erkek olarak doğdunuz diye bu dağların tepelerine çıkıp da gerinip gerinip başkalarının tepesine düşmeniz,iyi beceriyorsunuz bunu da.Bugüne kadar kolladığınız tek meziyet ne? İYİ TEPELERİM HA! Çok güzel tepeliyorsunuz da zaten.

  • Ne soylediginizin farkindasiniz ne de ilminiz var.Sadece tek sey soyluyorum Allah bu serli dusuncelerinizden tum toplumu ozellikle de erkek evlatlarinizi korusun.
    Bu kompleksle bir erkek evladi saglikli sekilde nasil buyutursunuz hic bilemedim.
    Adem asm tum diger peygamberler gibi erkekti.
    Hadi kuran dan bunu cikaracak kadar ilminiz yok,hadiste mi bakmadiniz?
    14 asirdir yasamis tabii olmamiz Kuran i kerim de emredilen ulu’l emrin soyledikleri de mi bir sey ifade etmiyor?
    Ummetin kadinlarina kendi cinsimize bolca dua etmemiz gerekiyor;tahrifat buyuk.

    • Sen git dua et. Okuma bu siteyi zaten. Biz üstünlüğün takvada olduğuna inanan, üstünlüğün, insanın akıl ya da dininin eksik olmasının cinsiyetle ilgili olmadığını tamamen kişisel birşey olduğunu düşünen erkek çocukları yetiştiriyoruz zaten. Bu arada biri 18 diğeri 16 yaşında iki oğlum var.

  • Ayetlerdeki hitaplardan Adem’in sembolik olduğu sonucu çıkmaz. O ayetlerin bir muhatabı var. İnsanlığın iki kişiden türediğini anlatan ayetler var. Son olarak bu kadar duyarlıysak neden insanlığa hitap eden ayetlerde hitap hep müzekkerdir ve Allah neden böyle bir dili seçmiştir bunlar tartışılabilirdi.

  • Yazıyı okuduktan sonra yorumlara güldüm doğrusu…Herkesin eşit olduğunu belirten bir dine inandığını söyleyen insanlar “islam barış dini, kardeşlik dini” diyen insanlar…Sizin bu kibirlice yaptığınız yorumları okuyanlar, islama sempati yerine antipati duyuyor bilin istedim. yazıyı yazan ararkadaşımız perspektifi genişletmiş ne güzel, empoze yok, agresiflik yok…Benim gibi müslüman olmayan bir insanda merak uyanıyor islama karşı ama yorumları okuyorum ciddi anlamda nefret var kibir var bu şekilde yorumları yapanları kınıyorum.Yazı için de araştırmaya teşvik ettiği için teşekkür ediyorum.

    • Katiliyorum. Arkadas kendi fikirleri dahilinde bir analiz yapmis, yanlis ya da dogru. Ama ortaya bir urun cikarmis. Dine gore yanlis taraflari varsa da usturuplu bir sekilde duzeltmek, katkida bulunup yaziyi gelistirmek bizim sorumlulugumuzda. Yazari linc etmek de neyin nesi Allah askina!

      • Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz hanımlar. O beğendiğiniz yazıda yanlış ve sanki özellikle saklanmış eksik bilgiler var !!
        Ancak siz siz olun insan nedir bilmeden erkek ve kadın nedir kendi tarifiniz olmadan ve cinsiyetinizin hakkını vermeden başka şeyler olmaya bakmayın, derim ben :)

  • “birbirinizde huzur bulun diye size cinsinizden esler yaratan o ‘dur” hem kadin hem erkege hitap ediyor bu ayeti kerime .ademin esi adem gibi insan olacak elbette,bunu neden kadin adem icin yaratildi diye anlayalim?kadin manasindaki “nisa” kelimesi insan demek zaten ,fazla alinganlik yapilmis yazida bence.kadin kaburga kemigine benzer hadisi serifinde hedeflenen mana,o yamuktur duzeltin degil;onun tavirlari kadinligina munhasirdir onu duzeltmeye kalkip kirmayin incitmeyin dir.

    hersey akil yurutmek degildir.akil sinirlidir.din teslimiyet ister kalp gozuyle bakilinca hikmetlerine tabi olunulur.
    ibni arabi ne guzel demis”erkek kadini,bir seyin kendisini sevmesi gibi sever,kadin erkegi bir seyin vatanina hasret duymasi gibi sever.”dolaysiyla erkek kadini daha cok sever,onu yedirmeden kendi yemez.ama kadin erkek onu doyurmazsa onu bosayabilir,ozgurdur.iste fitrat ve hikmet..

  • Okuduğum en doğru yorum. İbni Arabinin (İbni Arabi derken Muhyiddin Arabi Hz.leri mi kastediliyor?) sözünde geçen kadının erkeğe meyli vatan hasretindendir, sözünün temelide kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmış olması manasıdır. Vatan hasreti denmesinin sebebide budur. Velhasılı kelam manalr çok güzelde bakanlar kütük olunca olaylar böyle saptırılır…

  • Adem, kıssası semboliktir ve her insan şahsında yaşanmaktadır.

    Ama vahyi değil de bir zihniyeti kuşananlar, muharref kültürlerden gelen rivayetleri (ki bunu nas olarak nitelendirmektedirler) akliyatın önüne koymaktan çekinmemişlerdir.
    Bu tutum, kadın, kader, şefaat… gibi konularda hep böyle süregelmiştir.

    Mesela Kur’an’ın bağlamı ve lafzı itibariyle reddettiği şefaat (kayırıcılık, arabuluculuk) bu gün neredeyse iman esası konumuna getirilmiştir. Oysa Mekkelilere ‘müşrik’ denilmesinin sebebi putlarını ‘Allah’ın kızları’ olarak nitelemeleri ve onları aracı olarak görmeleriydi.

    Böyle bir yol kazasına maruz kalan Adem kıssasında da aslında her bir insanın emaneti (irade-yeryüzünün halifesi: adaleti sağlayacak) yüklenmesi ve eşyanın insana musahhar kılınması (melaikenin secdesi) resmedilmekdedir.

    Peki müslümanlar nereye bağlamış: Adem erkekti (insaniliği söz konusu edilmez). Kadın kaburga kemiğinden. Havva(!) yüzünden günah işlendi, o yüzden cenneten(!) kovuldular. Çocuklarını çapraz evlendirdiler (ki Kur’an ile çelişen bu söylemlerin ekseriyeti israiliyyat)…

    İmdi bir yazar, yaratılış kıssasının insani yönüne vurgu yapıyor (ki kadını dövmek-ezmek, bir kereye mahsus yaşandığı var sayılan bu olaydan itibaren başlatılıyor); gayet önemli bir vurgu. Oysa ‘ilk insan’ ile ilgili söylem Kur’an inzal olmadan (ki Platon da bu konuya değinir) dillendirilmiş bir meseledir.

    Dinin insana bakan yönünün gayesi ‘Adem’in nasıl yaratıldığı’ndan çok ‘neden/niçin yaratıldığı’dır.

    Peygamberleri seçen Allah’tır, takdir Allah’ın. Bunun yazı ile alakası görünmüyor. Arapça, dil olarak tarihsel bir olgudur, vahiy değildir, evrensel değildir. Onun jargonu, vahyin evrenselliğinin önüne geçemez.

    Ve en önemlisi 1400 yıl değil 14000 yıl da geçebilir, ama her çağın alimleri vahyi kendi çağının idraki ile okumalı/okumaktadır. İnsanlık düşüncesi tekamül etmektedir.

    Evet, düşünsel geleneğimizde yaratıcı tekamül, tabiatçı mutasyon, teolojik düşüş gibi konular konuşulmuştur. Ama bazı ekoller akla (dolayısıyla düşünceye) kuduz kopek muamelesi yaptıkları için bu söylemler onların bahçesine uğramamıştır, varsa nas/rivayet, yoksa nas/israiliyat…

    Tasavvufa gelince, sufizm önce üzerindeki hermetik gölgeyi temizlesin… Atıl akıl’dan sıyrılsında mürid (iradesini kullanan) olmaklığını gerçekleştirsin
    Vesselam…

    • Günah keçimiz İsrailiyyat yine yardımımıza koştu. Hucurat 13 vahiyden sayılmıyor. Hey Allahım ya…

  • Kur’an’ı Arapça orjinalinden okuyup anlama imkanı olamayan sevgili yorumcular bir bilseniz… bu yazar aslında ne kadar insaflı davranmış hatta sevgili erkekleri en az üzecek şekilde yorum yapmış :)) çünkü, sadece ayetlere bakıldığında ve gramer kuralları doğrultusunda ilgili ayetlere bakıldığında ifadelerin dişil olduğu görülecek hatta ilk insanın kadın olduğu şeklinde yorum yapmanın karineli bir şekilde mümkün olduğu görülecektir. üstüne üstlük dünyada bilimin ulaştığı en son aşamada kabul gören evrim anlayışı da insanın ilk başta dişi olduğunu, sonra bir kısmının erkeğe dönüştüğünü hatta erkeklerin dişil organları bünyelerinde taşımalarını bu şekilde izah etmiş olmasına rağmen… Neyse ki, bazı hadisler var ki, “kadın olmak gerçeği”nden çok korkan erkekleri “kadın” olmaktan kurtarır görünüyor :))) hadi “bilime inanmıyoruz” deyin, sonuçta bilim de mutlak gerçeği sunma iddiasında değil artık… ya da hobi olarak yine “ilk insan erkekti” deyin, demeyin demiyorum. ama yazara haksızlık etmeyin… din bilim destekli bir şekilde, “ilk insan veya ilk insan topluluğu kadındı” diyebilecek imkanı varken dememiş işte…:))))

  • Hatice hanım ille de Adem’in cinsiyeti gerekiyorsa İsra 62 orada duruyor. Araf 27 hakeza çiftten bahseder.
    Dinin baskın cinsiyetle veya evrimle uyumlu olmak gibi bir derdi yoktur. İnanç rasyonel olmak zorunda değil.

  • Magenta Bey/Hanım, cinsiyetinizi belirtmediğiniz için öncelikli hitap size genelde “Bey” olacaktır. Dillerin kuralı genellikle böyle işler. Delil olarak gösterdiğiniz ayetlerde de cinsiyete vurgu yapılmadığı için öncelikle zamir olarak erkek tipi zamir kullanılmıştır. Başka ayetlerde dişil zamir kullanıldığı bile olmuştur. Size “bey” diye hitap etmek erkek olduğunuzu göstermez. “Allah”a hu zamiriyle söz etmek de onun cinsiyetini göstermez. Söylediğiniz ayetlerdeki zamirler de cinsiyeti vurgulamıyor zaten. Ayrıca, İlk insanın cinsiyeti özelde benim için varoluşsal öneme sahip değil ama, önemseyen insanlar için yazdım bir şeyler…Ayrıca, sizin inancınız rasyonel olmak zorunda olmayabilir. Özel hayatınızda tamamen “saçma” görünen şeylere inanmayı başarabiliyor olabilirsiniz. Ama bazı insanlar rasyonel olmayan şeylere hatta vicdanlarına ters düştüğünü gördükleri şeylere bir türlü inanamazlar. Onların irrasyonel davranmalarını veya vicdanlarının yanlış işlediğini kabul etmelerini bekleyemezsiniz. Çünkü, bu haksızlık olur.

    • Hatice hanım bey doğru tahmin. Nefs dişil bir kelime ki Zümer 42’de görülebilir. Dillerin kurallarından genel sonuçlar çıkarılmaz. Allah’ın veya nefsin cinsiyetsizliği Adem’e ve eşine aktarılamaz. Hucurat 13’ü ve Araf 27’yi boşuna yazmadım. Siz Kuran’da insanın bir erkek ve bir dişiden türediğine inan(a)mıyorsanız yapacak bir şey yok. İrrasyonellik doğamızda var. Kuran cinlerden ve meleklerden bahseder. Daha Adem’i ve eşini kabullenemiyorsak belki de dinden beklentilerimizi gözden geçirmeliyiz.

  • Yahu niye bu kadar yuklenme yazara; alti ustu herkesin istedigi gibi esitlik ve ozgurluk istiyor.

    E hadis ve gelenegi kolayca reddetmek mumkunken ortada kutsal-vahiy sanilan, erkeklerin kaleme aldigi, bir suru parcasi esitsizlik iceren tevil edilmesi gereken bir metin var; bunu yapmaya calisiyor… birakin yapsin yaw…

    Bu da bir insanlik durumudur; kimligi ve benliginin bir parcasi haline gelmis Islam’i (aslinda Kur’ani) reddetmeye hazir olmadigi icin boyle bir okuma yapmis ; okusun sakincasi ne?

  • zeynep bir kadın mıydı?

    sevgili yazarımız hakemlik yaparak tartışmaya son noktayı koymuş böylece. ne de iyi yapmış erenler ne de iyi. yazının özü (ya da özeti) adem’in bir tekil değil cins olduğu iddiası. hal böyle olunca da havva’nın adem’den sonra ve adem’in bedeninden yaratıldığı iddiası yazarımızın doldurduğu koskoca bir boşluk. adem-havva kıssası sembolik bir hikaye yani. tüm bu müslüman erkeklerin kadına uyguladığı fiziksel (ve duygulasal diyelim) şiddetin temelinde bu inanç varmış. yani madem ki erkek kadından öne yaratılmıştır ve madem ki havva adem’in kaburgasından yaratılmıştır o halde biz daha üstünüz kadınlardan diyormuş müslüman erkekler ve sonrasında vurun abalıya! çözüm? mefhum-ı muhalif tarikiyle çözüm yaratılış kıssasını hikayeye çevirmek ve sonrasında kadın-erkek ilişkisi günlük gülistanlık. (aslında gayr-i safi milli hasılaya katkısı olacaksa fena fikir değil bu)

    adem’in somut adem olduğu inancı (ve dolayısıyla havva’nın; senin, benim, büyük annem de başörtülüydü benim diyenlerin, ahâdis’in ve geleneğin bildiği üzre somut havva olduğu inancı) kitab-ı mukaddes menşe’liymiş aslında. öyleymiş yani. hemi de büyük puntolarla müjdeliyor bu muştuyu yazarımız. nasıl mı? şöyle örneğin:”Kur’an’da bahsedilen adem bir erkek değil, soyut anlamıyla insan’dır.” ihtimal kaydı da yok yani. ne diyelim biz de “küllü dır dırın haberun” diyelim geçelim. ( ve haberin sıdka ve kizbe ihtimali olduğunu ve dolayısıyla muhbirin de öyle olduğunu ve yazarın da muhbir olduğunu ve konuk yazar zeynep ö.’nün de yazar olduğunu) yazar bu iddiasını Kur’an üzerinden temellendirmeye çalışır. Kur’an-ı Kerim değil, Kur’an. hangi ayete örneğin, hangi ayetten hangi delalet yöntemiyle çıkarmış bu hükümleri bilemedik. söyleyeydi keşke, mahrum kalmazdık cümbür cemaat. peki hadisler ne diyor bu hususta. ah, evet hadisler insan ürünüydü değil mi? peki, ayetlere direkt muhatap olanlar nasıl anlamış bu kıssayı? bir önemi var mı peki onların nasıl anladıklarının? peki bunca yüzyıldır bu ayaetlere muhatap olan İslam toplumu nasıl anlamış bu yaratılış kıssasını? evet, evet hurafeydi bunlar, hatırladım.

    adem’in havva’dan önce yaratılması ve havva’nın adem’in kaburga kemiğinden yaratılması havva’yı ötekileştiriyor ve adem’in havva üzerindeki tahakkumuna zemin hazırlıyor. neden? kronoloji tertip mi ifade eder illa ki ablacım, neden? sen metrobüse ön kapıdan binince amirimiz mi oluyorsun yani bizim. nazal öncel de olsan bak sembolik düşünebilme yetisinden yoksun olmakla itham ettiklerinin yanına oturdun şimdi oldu mu?

    ah ne olacak bu ergen müctehidlerin hali ah! aslında o kadar çok şey söylüyor ki yazar ne söylediğini bilmeden. adem-havva kıssası sembolik bir kıssadır demek ilk etapta tefsir, hadis usulu, hadis, usul, fıkıh ve tabi ki münazara ilimleri üzerinden konuşulacak bir konudur. ve bunların terminoljisi üzerinden pek tabi ki. haydi gıcık olacağın tarzda söyleyeyim: gelenek’ten. (hayır zeynep hanım, gelenekselcilik değil) evet böyle bir iddiayı savunulabilirsiniz tabi ki. ama bir şey iddia ediyorsanız bunu temellendirmeniz için gereken asgari donanıma da sahip olmanız gerekmez mi? gerekir! yazıyı entelektüel kurguya yaslayınca veya “prototip” “reprodüksiyon” “sembolik düşünce” kelime-kavramlarını serpiştirince oluyorsun fakih, oluyorsun müctehid ve oluyorsun entelektüel. ne güzel. islami ilimlerden bî-haber münevverlerimiz var her adımda ne güzel.

    tüketiyoruz güzel kardeşim tüketiyoruz. aforizma mücahidleri mütercim aydınlardan geçilmiyor çarşı-pazar. (üstadımız fazlıoğlu hocamızın demesiyle) konfor marifet ve hikmetimize göz dikti haberin olsun!

    ha unutmadan, haydi diyelim yarı feminiz kaygıyla insanın yaratıılşını sembolik bir hadiseye indirgedin. peki ontolojik bir boşluk açtığının farkında mısın şimdi? deyılsın. bizden deyılsın.

  • […] “Adem Bir Erkek Miydi?” yazısına gelen tepkiler, bu konu üzerine ne kadar az düşündüğümüzü, dahası bu ve buna benzer mevzulara duygusal tepkiler vermeye ne kadar hazır olduğumuzu gösteriyor. Yazara veya yazıyı sosyal medyada paylaşanlara hakaret içeren tepkilerle ilgili Büşra Aytekin’in gerekli ve yeterli cevabı verdiğini düşünüyorum. Bu yazıda ise şahısları hedef alan uygunsuz tepkilere cevap vermekten ziyade yazıyı anlama çabalarını gösteren veya bir tez içeren yorumlara karşı kendi fikirlerimi paylaşmayı hedefliyorum. […]

  • […] “Adem Bir Erkek Miydi?” yazısına gelen tepkiler, bu konu üzerine ne kadar az düşündüğümüzü, dahası bu ve buna benzer mevzulara duygusal tepkiler vermeye ne kadar hazır olduğumuzu gösteriyor. Yazara veya yazıyı sosyal medyada paylaşanlara hakaret içeren tepkilerle ilgili Büşra Aytekin’in gerekli ve yeterli cevabı verdiğini düşünüyorum. Bu yazıda ise şahısları hedef alan uygunsuz tepkilere cevap vermekten ziyade yazıyı anlama çabalarını gösteren veya bir tez içeren yorumlara karşı kendi fikirlerimi paylaşmayı hedefliyorum. […]

  • Türkiye’de yaşayan bir Ateist olarak dışarıdan (Islami çevrelerin dışından) gözlemlediğim kadarıyla Türkiye’deki Sünni normatif baskılarını (hem biz ateistlere, hem başka dinlere ve mezheplere mensup bireylere hem de kendi kişiliklerini farklı ifade etmek isteyen Sünnilere) bitirmek için çalışan bu blog gibi İslam’ın içinden gelen ve çok sesliliği dişiyle tırnağıyla kazıya kazıya oturtmak isteyen grupları taktir ediyorum. Kaç kere yorum yazasım geldi ama vazgeçtim. Bu yazı gerçekten çok özel, gerekse içeriği gerekse de aldığı tepkiler ve diğer medya kanallarında duyuruluşuyla. Bir feminist olarak İslam’ın bu şekilde yeniden düşünülmesi beni mutlu ediyor. Büşra Aytekin’in bu yazı üstüne düşünme şekili, mülkiyet hakkı ve tecavüzle bağdaştırması da ayrı bir hoşuma gitti. Saldırılar karşısında vazgeçmeyin kimse adına söz veremem ama ben yanınızdayım.

  • Yazı için teşekkürler. Bu arada yazarı acımasızca eleştirenler zahmet edip kısa bir literatür taraması yapsalar bu konunun İslam aleminde yüzyıllardır tartışıldığını ve bu konuda onlarca makale bulunduğunu görebilirler. Yazının bişimsel verilerle desteklrnmediğini söyleyenlere gelince; Reçel yazarlarının zaten ilmi makaleler yazmak derdinde olduğunu sanmıyorum. Ben bu yazıyı okuuğum zaman sadce konuya farklı bir açıdan da bakılabileceğini düşündüm ve araştırdık. Siz de itiraz – hatta bazıları hakaret- etmeden önce bir araştırın bence.

  • önce erkeğim bunu belirteyim, bunu övünme olarak değil yorum içindir yukarıda yazarın yorumu bir görüştür bunu kurana dayandırmıştır, kuranda Adem AS dişil veya erkek olduğu belirtilmez, havva ismide yoktur, ama meleklerin “Kendileri Rahmân’ın (itâatkâr ve şerefli) kulları olan melekleri de dişi saydılar. Onların yaratılışlarına şâhid mi oldular? Onların (bu asılsız) şâhidlikleri yazılacak ve (bu hususta) sorguya çekileceklerdir.” (Zuhruf, 19) fakat insanlar melekleri dişi gibi görür iş Azraile Mikaile İsrafile geldiğinde erkeğe dönerler, dursun halası yaşar teyzesi olan bir insan oğluna bu isimleri verebilirmi yada kızına İsrafil Mikail yada Azrail ismi veren varmı olursa ne olur kafanız karıştı Adem AS yaratıldıktan sonra eşini yaradan yaradan bu ikisi arasındaki zaman ne kadardır biliyormusunuz Cennette kaldıkları süre ne kadardır ne kadar zaman geçti ne yaptılar biliyormusunuz Annem bir melektir dediğinde insan neyi kasteder, Kuran bozulmadığına bozulmayacağına göre bize Adem As. ile ilgili bir cinsiyet belirtmediğine göre bizimde bu bilgiye yorum yapma imkanımız yok gerekseydi yaradan bildirirdi, diğer iki görüşede girme olanağımızda yok sorguya çekilmemek için, kibir kötüdür şeytan kabul etmedi yaradılanı, üstünlük öne sürdü aynı şeyi yapmamak lazım, kadın ve erkek birbirine eştir kuranda bunu söylüyor “eş”, “eşi” sahi eşi ne demektir, erkekler ayrı kadınlar ikiside birbirine muhtaçdır, , tevratı ,incili bozulmuş kabul edip sonra kuranın bildirmediğinide oralardan ek yapmanında mahiyeti yok, yada çeşitli kaynaklarla kurana ek yapmanında anlamı yok .üstünlük şeytani bir düşüncedir kibir dir yaratılanı yaradanın bildirdiği gibi kabul etmeli hani meleklere isimleri sorduğunu bilememiş Adem AS bilmiştir niye yaradan öğretmiştir, Öğretmedi ise bildirdiği kadarla yetinilmelidir çünkü kuranda yaradan ne diyor her şeyi apaçık açıkladık Yemin olsun! Biz bu Kur’an’da, insanların anlamaları için, her türlü örneği ayrıntılı bir biçimde verdik. (İSRA,89) Biz Kitapta / Kur’an’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (EN’AM,38)
    Anlayan bir toplum için, ayetleri en ince ayrıntısına kadar / tam bir biçimde ayrıntılı açıklamış bulunuyoruz. (EN’AM,98)
    Biz, öğrenmek isteyen bir topluluk için, ayetleri çeşitli şekillerde sunuyoruz / ayetlerimizi herkesin anlayabileceği bir şekilde ayrıntılı olarak açıklıyoruz. (EN’AM,105)
    Allah size Kitabı / Kur’an’ı en ayrıntılı bir şekilde / açıklanmış olarak indirmişken, Allah’tan başkasının hakemliğine / sözlerine mi uyayım? (EN’AM,114) düşünce tamam bu Allahın bir emridir fakat kesin hükme koyarak bunu söyleme yada yazma riskli biri durumdur, yaradan sorarsa cevaplarsınız iki ayrı görüş sahibinedir son sözüm düşüncem budur en doğrusunu Allah bilir.

  • “Adem kizmis!!!”, kizar tabi, benim hakkimda da boyle ileri geri yorum yapsalar, ben de kizarim. Lutfen, ayip oluyor, mecbur kalmadikca birbirimizi kizdirmayalim.