En zor kısmın kabullenme ve minnettar olma kısmı olduğunu düşünmüştüm, fena halde yanılmışım.
En zor kısmın kabullenme ve minnettar olma kısmı olduğunu düşünmüştüm, fena halde yanılmışım.
O gün ölmedim evet. Tek farkım oydu sanırım. Toplumun sandığı gibi hayır demiyor değiliz. O ‘‘HAYIR’’ sözcüğünün hayır olmadığına inanan çok insan var.
kendi bireysel tarihlerimiz, kadınlar olarak her birimizin biricik yaşamları özgecan’dan münevver’e, ayşenur’dan ikbal’e çözmesi mümkün olmayan düğümlerle bağlı.
Akıllı da olsa deli de olsa, cahil de olsa eğitimli de olsa, erkeklerin kadınları kendileriyle eşit, eşdeğer, aynı insani vasıflara sahip görmediği bir dünyada, kadınlar her zaman harcanabilir olur.
ceren hanım bu yazı için minnettarım, bebek bekleyen ikiz kardeşime okuyacağım. doğum yaklaştıkça onda da bu “yetersizlik” hissini gözlemlemeye başladım çünkü.
Annelik, ne yaparsan yap ‘eksiklik’ hissetmenin bitmeyecegi bir yasam surecidir bence. Ve butun bu stres de bunu anlayana kadardir. Ben de bahsettiginiz ‘romantik annelik’i kendime yakin bulmasam da butun bu bloglari gezdim, okudum ve yararlanilAbilesi buldum acikcasi. Bebeginin kakasi hakkinda bile forumlarda paylasilan tecrubeler insani strese sokmak yaninda rahatlatiyor da:) bence bilgiye ulasma keyfini yasayalim zira ikinci cocukta bu eksikligin tamamlanamayacagi gercegiyle yuzlesip rahata kavusacak anneler :)
Yazıyı sevdim. Devamı da o yetersizlik duygusunun yol açacağı vicdan azabı. Hele ki doğum sonrası annelik hüznü ile birleşince işte size cillop gibi lohusa depresyonu.
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş, 7 aylık bir bebeğim var ve benim hikayemde normal doğum yapamamakla zaten başlıyor, bekleyemedi, dayanamadı söylemleri altında her gün aynı sorgulamalardan geçiyorum, burada böyle yazıyor ama ben yapmadım o dönem de geçti, nasıl bir anneyim ben diye düşünmekten, çoğu konuda vicdan azabı hissetmekten kendimi alamadım hala da alamıyorum. Elinize sağlık…
Arkadaşımın attığı bu linki işte şimdi gecenin 03:30 unda bebeğim içerde uyurken ve ben de yds çalışmaya çalışırken okuyorum. Cidden çok güldüm çünkü hakkaten bu oluyor ama siZin de farkettiğiniz üzere çocuk yaşını geçince. Çocuk kritik çizgiyi atlatıp normal insan görünümüne girmeye başlayınca onu da kendimizden ayırmayınca bu kadar kasmayalım artık hanımlar diyoruz ama o ilk doğduğunda ve biz hiçbirşey bilmezken, nasıl kafayı yemeyelim? Tek güvendiğimiz kaynak internet ve kitaplarken..
annelik seruveninde herkesin mutlaka bir kirilma noktasi oluyor. illa bi kendimizi eksik anne hissetme durumu mutlakaki oluyor sanirim :)
ben son derece mukemmel hamilelik dogum yoktur hanigisi beni iyi hissettirecekse o en iyidir diyerek. mide bulnatilarimda aman cok zararli diyenlere kulak asmayip doktorumun verdigi ilaclari kullandim cok rahat ettim. bende 18 kilo aldim ama kilo bu verilir elbet verilmese ne olcak top madelmiyim ben dedim hicc kafa yormadim. epiduralsiz normal dogumu hic aklimdan gecirmedim, aman felc olursun diyenlere kulak bile kabartmadim doktoruma guvendim rahat rahat epiduralli dogurdum.
ama gel gelelim emzirme surecinde bunalimlara girdim, bir ay bir yandan kizim bir yandan ben aglaya aglaya emzirmeye calistim ama olmadi. gelsin pompalar :) pompayla saga saga biberonla besledim bi sekilde kizimi ama tabi eksik annelik duygusu hic gitmedi ustumden. iki kere mastitis oldum 40 derece atesler sismis patlamaya hazir memeler. 7. ayda artik yeter gelmiyo sutmudur nedir mamalarda doyurur elbet dedim bitirdim bu sureci.
tabi bu aradaki mahalle ve kayinvalide baskilarini hic anlatmiyorum.
ama kizim buyudu bi sekilde 2 yildir saglikla yasiyoruz beraber. mukemmel anne olmayabilirim ama kizimin tek annesiyim, baska annesi olmadigina gore ortamda en birinci anne benim bence :)