Konuk Yazar: Yasemin K.
Talibim olur musun görüşmeleri -2
Münasebet kelimesi iki şey arasındaki benzerlik, uygunluk, ilgi, ilinti, ilişki, ilişik, yakınlık anlamına gelirken, benim görüşmelerimde zerre benzerlik, ilgi, yakınlık bulunmuyor. Nerede düşüncemin zıttı insan var her defasında onunla münasebetli görülüyorum. Evlilik münasebeti ile görüşmeler ayarlayan arkadaşlar var olsun ama bu münasebetsiz girişimlerin artık bir son bulması gerektiğini düşünenlerdenim.
Bir alışveriş merkezindeki pastanede buluşmak üzere yola koyuluyorum. Bu defa karşımda 1.80 boylarında, sarışın, mavi gözlü, oldukça yakışıklı bir beyefendi var.
Müsaade isteyerek karşımdaki sandalyeye oturuyor. Kibar ve bakımlı birisi. Sarışın kişiler ilgi alanıma girmese de beyefendi dikkatimi çekiyor. Ağır başlı duruşu ve düzgün konuşması ile güzel bir muhabbet başlıyor:
-Öğretmenim. Sizi gördüm, beğendim ve size talibim. Eğer olumlu düşünürsek çok uzasın da istemiyorum, diyor beyefendi.
Kendi kendime diyorum ki, bak hep tuhaf bir şeyler oluyor, cins insanlar çıkıyor karşıma diyorsun. Demek ki normal olanlarda varmış, diye düşünmeye başlıyorum. Devam ediyor:
-Aileme bağlı biriyim ve aile kurumuna önem veririm. Eşimin de her şeyden önce ailemizi önemsemesini isterim. Bizde gelenekler çok önemlidir. Ailem de ben de geleneklerimize göre yaşarız. Yıllardır bunlara uygun yaşadık ve bu kuralların hayatımızı yönlendirmesinden oldukça memnunuz. Evlilik bizde çok önemlidir. Evlendiğiniz kadını seçerken çok dikkat ederiz çünkü bizde evlenme var fakat boşanma yok!
Sanırım yanlış duydum diye düşündüm ve:
-Anlamadım?
-Yani biz evlenince o kadın bize ait olur. Boşanmayız.
-Anlaşamadığınız takdirde…
-Anlaşamadığımız takdirde de boşanmayız. Öyle sürer gider.
-Ama bu söylediğiniz şey çok saçma. Evlenmek kadar boşanmak da normaldir. İnsan seçimlerinde hata yapabilir ya da ne bileyim değişebilir.
-Âdetlerimiz böyledir. Sülalemizde boşanmış bir kişi bile yoktur. Ne olursa aile arasında sırdır, kalır. O kadın o erkeğe aittir, boşanır ise başkası ile evlenmesi söz konusu olur ki bu bizde mümkün değildir.
-Dinden yola çıkılmış bir karar desem din müsaade ediyor, âdetlerinizi bu kadar önemsemeniz çok ilginç… Hele ki bu kadar ciddi bir konuda… İnsan neden hayatı kendisine zehir eder, neden bir hayat hakkı varken bunu anlaşamadığı bir kişi ile harcar, hatta neden ikisi birbiri ile harcar? Kadının başkası ile evlenmemesi gerektiğini düşünen erkeğin de hayatı heba oluyor yani…
-Genelde mutsuz olan erkekler ikinci evlilik düşünür ama bizim âdetlerimizde bu da çok yoktur. Kısmetiniz ne ise kaderinize razı olur bu şekilde hayatınızı devam ettirirsiniz. Ama bazen de ikinci eşi alan erkekler olur tabi!
Zaten bir şey normal gitse dişimi kırarım dediğim diş, biraz sonra sıkmaktan kırılacaktı.
Bu nasıl âdet, bu nasıl gelenekti. Olduğum yerde donmuş kalmıştım. Evlilik düşüncesi uçmuş gitmiş, yerine acaba bu çileyi çeken kaç aile, kaç kadın var fikri beynimde dolaşmaya başlamıştı.
-Bu sizce normal mi peki?
-Evet. Yani insan ne olursa olsun evliliğini bitirmemeli.
-İyi de ortada evlilik kalmaz ki. Bu bir işkenceye döner haksız mıyım? Siz sevmediğiniz ya da anlaşamadığınız biri ile kaç saat zaman geçirebilirsiniz?
-Şimdiye kadar sülalemizde kimse boşanmadı. Demek ki geçirilebiliyor.
-Ben geçiremem. Bana bir hayat hakkı veren Tanrı, onu kiminle geçirmem gerektiği seçimini de bana bırakmış. Ve ben bir insanım. Hata yapabilirim ama tüm hayatımı bu hatayı çekerek geçiremem. O nedenle size, sizin âdetlerinizi benimseyen biri gerekli dedim ve kalktım.
Münasip bir aday çıkana kadar evlilik münasebeti ile münasebetsiz görüşmeler yapmasam, ruh sağlığım açısından iyi olacak….
Bunun ilkini de okumuştum sanırım aynı kalem. Bence kesinlikle şanslısınız. Karşınızdaki kendini, ne istediğini biliyor ve açık yüreklilikle dürüstçe bunu ifafe ediyor. Bu açıdan çok rahatsız edici görüşlere sahip olsalar da ilk yazıdaki de bu da bu açıdan takdiri hak ediyor. Siz de neyle karşı karşıya oldugunuzu görüp ona göre yolunuzu belirliyorsunuz. Fakat çoğunlukla bu böyle olmuyor. Bu kadar açık bi şekilde ifade etmiyorlar kendilerini, belki tam farkında bile değiller ne karşıdakinin ne kendinin.