Konuk Yazar: 3 in 1
Müsaadenizle mevzuya dümdüz dalıyorum.
Bunlar genelde büyürken babaları tarafından herhangi bir arkadaşının dükkanına götürülüp çalıştırılmamış kişilerden oluşur.
Burada mevzuyu para olarak düşünmeyelim.
Bu tip tecrübeler yetiştirilme çağındaki çocuklara sosyal beceri katar ve bunlar genelde o dönemde olabildiğince şımartıldığından bu tarafları pek gelişmemiş, zorluk (gerçek hayatla ilgili kritik bilgiler) görmemiş kişilerdir.
Zorluk görülse dahi aile çocuğa yansıtmamıştır.
Aslında çoğu, gençliklerinde dava insanı olan kişiler tarafından yetiştirilir fakat ana babalar çocukları hakkında “biz çok çektik onlar çekmesin” düşüncesine olduklarından “onlar çekmesin” derken hayatı öğretmezler.
Gerek aile gerek sosyal çevre kapsamında herhangi bir sorumluluk almadan büyüyen bu güruh, üniversiteye başladıklarına hedefleri ve hevesleri olmayan kişilerdir.
“Bitir artık şu okulu!” denile denile zorla bitirirler. Genelde en az bir dönem de uzar bilgisini buraya iliştirmek isterim.
Üniversite süreci içinde, yine kendi kafalarından olan tayfalarındakilerle iş tutturmaya çalışırlar.
Ama genelde sonu hüsrandır.
Sorumluluk nedir bilmeyen, sorumluluk almayan/alamayan, alsalar da sonunu nadiren getiren bu türün yapamadıkları/beceremedikleri her türlü iş asla ve asla onlardan kaynaklı değildir. Onlara göre, bu yaşanan terslikler her zaman 3. kişiler yüzünden olmuştur.
Ve babaları arkalarını (sansür) toplar.
Genelde hayatlarında ekonomik gücü olan kadın sayısı azdır.
Varsa da onlara sallar (O kadın şöyle biri, tamam bu konuda iyi olabilir, ama şunu beceremez gibi).
Anneleri genelde bunları el üstünde tutarak büyütmüştür.
Ve hayatlarına giren kadınlardan aslında onların anneleri olmasını isterler.
Ama bir yandan da eşi olsun ister.
Tabi kızcağızın elinde patlar bu.
Bir adama hem “karılık” hem “analık” yapamazsın bacım.
Kızlı – erkekli ilişkilere mütemadiyen laf ederler.
Ama her fırsatta bir hatun kişisiyle takılmaları gözlerden kaçmaz.
Sonra da o hatun kişinin arkasından, kendi kafasından olan yakın arkadaşlarıyla birlikte (O muazzam çekirdek kadro neredeyse hepsine vardır) sallarlar.
Kadının erkeğe bağımlı olması gerektiğini alttan mesajlarla her ortamda bir şekilde dile getirirler.
Bilinçaltlarında (Aslında direkt bilinçtedir bu ama bir yere kadar bağırabilirsin) “Hayatımdaki kadın bana muhtaç olmalı” düşüncesi yatar.
Adamın esas olayı neslini yürütmektir, bu yüzden ilkel hareket ederler.
Babalarının kıymet verdiği hatunlara (eşi veya kız çocuğu olabilir) ancak onlara kıymet verirler.
Ama diyelim ablası/kız kardeşi iyi yerlerde, maşallahı olan bir bacılarımız ise bu durum o adam için gurur kaynağı iken ve bununla böbürlenirken, evleneceği kişiyi asla bu şekilde seçmez.
Mümkünse ilahiyat, psikoloji gibi hani “Evde otursa da olur.” grubundan kızlarla evlenirler.
Çünkü bunlara “Bilgi birikimini çocuğunu yetiştirirken kullan.” demek kolaydır.
Mühendise kalkıp bunu söyleyemezsin.
Seninle masaya oturup cihat yapar, ama baba evine tek bir katkısı dahi olmamıştır.
Maddi/manevi katkıdan bahsediyorum, aile içi görev paylaşımına yapılan katkıdan.
Ama ümmeti bunlar kurtarır.
Aile içinde kız kardeş/ abla üzerinde söz sahibi olmayı çok severler.
Bu konuda babalarının yapmadığı saçmalıkları yapabilirler.
Baba karışmıyordur mesela ama bu ağabeyimiz laf eder.
Bu alışkanlık gün gelip sevdiği bir kız peydah olduğunda o kızın üstüne kalır. Kızın ne giydiğine, nereye gittiğine, eve kaçta geldiğine, kaçta çıktığına, kimle oturduğuna, kimle kalktığına gibi olabildiğince her şeyine laf eder ve karışırlar.
İzin vermezler mesela.
Ama ona göre hakkıdır.
Yani özünde onun muazzam mantelitesinde kendisine haram olan kişiye “helali” gibi davranır. Ki normalde ona helal olan hatunlara da yapma hakkı bulunmayan şeyleri o kıza yapar.
Mesela diyelim kıza “Ahmet’le konuşmanı istemiyorum.” der ve sebep olarak da “haram” (!) olduğunu sunar.
Ama hiç düşünmez ki kızın kendisiyle konuşması da “haram” dır.
Hatta bu işin derecesi varsa eğer, kendisiyle konuşması daha “haram” olmalıdır.
Sonuçta kendisi alenen kızla birlikte olan kişi ve ona karşı hisleri var. (?)
Kızla gerçekten evlenmeyi düşünmüyorsa(!) fiziksel temas olaylarında gittiği yere kadar gidebilir.
Evlenmeyi düşünüyorsa bunu belirli bir çizgide tutar.
Ama genelde her daim vardır.
Buna el ele tutuşması falan dahil edilerek geniş kapsamda düşünülmelidir.
Ama arkadaş ortamında sevgilisinin elini tutan/yakınlaşan ve muhafazakarlığından kendince şüphe duyduğu diğer ağabeylerimize demediğini bırakmaz.
Çünkü karşı cinse dokunmak “haram”dur.
Ama sonuçta sevgilisi onun için helal. Neden sorun olsun?
Allah önce beni, sonra da sizi ıslah etsin beyler.
Tesbit gibi tespit. Ağzına, diline, yüreğine, kalemine sağlık!
Sadece sonundaki duaya bir cümle eklemek istiyorum ; Allah c.c böyle erkeklerle karşılaştırmasın, böyle erkek evlat yetiştirmeyi nasip etmesin…
Bu Allah’ın belası tipler ancak bu kadar güzel özetlenebilrdi..
Helal olsun..
o kadar güzel, o kadar gerçekçi yazılmış ki…gerçekten böyleleriyle doluyken toplum boşanmaların artmasına şaşılmamak gerekir
Bir de bu kişilerin kibirli versiyonları da vardır. İlim okuduğunu sanır, ama okuduğunu bir türlü yaşama geçiremez. Karşısındaki hanım felsefe,sinema, edebiyat vs gibi konularda bilgiliyse çekemez çünkü onlara göre bu bilgiler gereksizdir. Sorsan zinanın günah olduğunu elaleme anlatır ama gizli saklı köşelerde yapmadığı da kalmaz. Hanımhanımcık, evinde oturan, çevresindekilerin bakıp ne güzel kız almışsın diyeceği ve bu sayede de gururlanacağı bir eş isterler ama çalışan kadınları da överler. Ha bu arada kadın eve para getirebilir ama bu asla kamusal alana girip erkeklerle iletişime geçeceği yerlerde olmaz. Konfeksiyonda çalışırsa, örgü örüp satabilirse para kazanması mümkündür. Bu Zatı muhteremler komplekslerini yenemedikleri için eşleri ondan fazla kazanırsa ezileceklerini, hakarete uğrayacaklarını düşünür. Kafalarında hep bi çelişki vardır. Ki çelişkili de davranırlar. Postmodern dönemde muhafazakar erkek başörtüsünü söküp atmıştır. Fikri kapalı ama gözleri açıktır. Bu muhteşem yazı için de size ayrıca teşekkür ederim. Tespitleriniz şahane.
Profili çok güzel tasvir etmişsin, bayıldım. Şaka maka bunlardan gerçekten çok fazla var. Bir de bunların içinden muhafazakar çevre paralı olmayı gerektirdiği için, tembelliğine ve beceriksizliğine kılıf bulmak üzere solcu “takılmaya” başlayıp sermayeye sövmeyi şiar edinmiş alkoliğe evrilen bir tayfa da zuhur etmiştir. Evlerden ırak kardeşlerim…
Yazılmış olmak için yazılımız bir yazı.
Birde zibidi tipleri yada serseri tipleri yazmış
olsanızda nasıl bir tasvir yapacaksın bunu bilsek.
Muhafazakar kesmi tanımadan yazılmış bir yazı
Reçel’i zaman zaman okurum ve çoğunlukla beğenirim, genellikle de bir genelleştirmeler silsilesi içeren yazılar bulunur. Her ne kadar kaçınılmaz son olsa da genelde genellemelerden kaçınmak gerektiği kanısındayım. Bu arada yukarıda ironi, esasen realite. Her cümlemizde var genel kalıplar. Yukarıdaki yazar arkadaşa çoğunlukla katılmıyorum. Bunu tek tek ifade etsem “aynı şeyin farklı varyasyonları” denecektir ki değil. İnsan kişiliği, karakteri; toplumsal süreçler ve dahası bla bla çok farklı şekillerde ve kombinasyonlarda karşımıza çıkıyor. Bu noktada aslolan güç eşitsizliklerine dikkat çekmek olsun.
Bunların bir kısmı da solcu takılıyor muhafazar erkekliğe bir de solculuk kattın mı dadından yenmez:) çığlık çığlığa iliğine kadar çamura batmış olsalarda solculukla temizleme çabaları taktire şayan:)
kadınlardan ırak olsunlar:) keyifle okudum, teşekkür ederim.