REÇEL

Maimouna Guerresi Eserlerinde Kadın Figürü

Eserlerinde mistik tasvirleri sıkça kullanan Guerresi’nin kadın merkezli çalışmalar yapmasında ise Rabiatü’l Adeviyye’nin misyonu etkili olmuştur.

Konuk Yazar: Şuheda Ekinci

Maimouna Guerresi İtalya’da dünyaya geldi. Guerresi kavramsal feminist çalışmalarıyla ön plana çıkan sanatçılardan biri. Eserlerinde siyahi insanlar üzerinden betimlemede bulunan Guerresi’yi buna 1991 senesinde Senegal’de tasavvufî bir camia ile bir araya gelişi iter. Batı Afrika’nın büyüleyici mistik geleneğinden oldukça etkilenen Guerresi, eserlerinde gerçeküstü ve sembolik anlatımlarla metafizik alana atıfta bulunur. Guerresi, modern denilebilecek resim tekniklerini ve tasavvuf geleneğine harmanlayarak işler ve  sadece resim sanatında değil fotoğrafçılık, video çekimleri, yerleştirme ve heykel gibi alanlarda da sanatını gösterir.    

Guerresi’nin çalışmalarında kadın temalı bir kozmos görüntüsü göze çarpar. Eserlerinde mistik tasvirleri sıkça kullanan Guerresi’nin kadın merkezli çalışmalar yapmasında ise Rabiatü’l Adeviyye’nin misyonu etkili olmuştur. Ona göre Tanrı’nın var ediciliği ve kadının üretkenliği arasında sembolik bir benzerlik vardır. Guerresi bu konuda şöyle demiştir:

Çalışmamda, özellikle kadınsı figürler etrafında merhamete vurgu yapıyorum, çünkü Tanrı ‘‘misafirperver bir rahim gibi.

Guerresi’nin “Genitilla Al Wilada” adlı resminde beyaz elbiseli bir kadın figürü vardır. “Genitilla Al Wilada” iki adı olan bir karakterdir: Eski bir pagan festivalinden sonra Genitilla ve Arapça’da ‘‘hamile kadın’’ anlamına gelen diğer Al Wilada.’’

Merkezinde bir kara delik olan resimde, bu kara delikten baloncuklar çıkmaktadır. Bu baloncuklar galaksileri, varlığa henüz çıkan âlemleri temsil etmektedir. Guerresi’nin, varlığın meydana gelmesi ve kadın arasında ilişki kurması İbnü’l-Arabî’nin dişiliği varlıksal alanda üstün bir mevkide görmesiyle uyumlu bir görünümdür. İbnü’l-Arabî’ye göre dişilik bütün varlıkta ontolojik bir ilkedir. Dişilik ve erillik varlıksal anlamda eşit olsalar da rol bakımından farklı mertebelere sahiptirler. Varlığı mümkün olan her şey, her edilgen ve her etkilenen eril de olsa aslında dişi mertebesindedir. İbnü’l-Arabî’ye göre dişilik ve erillik varlığın her alanına yansımıştır ve bu zıtlık aynı zamanda yine onlarda dikkat çeker.

Yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi Guerresi’ni eserlerinde yalnızca kadınları değil erkekleri de sembolik bir tarzda kullanmıştır. Kadın ve erkek ona göre bir ve bütün olan varlığın farklı tezahürleri gibidir.

Guerresi’nin “İbrahim” adlı bu eserini aynı şeyin farklı özellikleri olarak yorumlaması; fakat varlığın meydana gelişini tasvir ettiği tablonun “Genitilla Al Wilada” olması İbnü’l-Arabî’nin var oluş anlamda dişiliğe ve erilliğe yüklediği anlamlar ile benzerlik göstermesi dikkat çeker.

Guerresi’nin sanatında sembolizmin dili güçlü bir şekilde kullanılır. Görsel figürlere yoğun olarak yer verilir ve izleyiciye ezoterik bir dünyanın kapıları açılır. İnsan bedenini fizikî görünümü ve mistik öğretiler arasındaki karşılıklı ilişki güçlü bir şekilde dile getirilir.

Guerresi, insan bedenlerinin bu şekilde kullanılmasını gotik mimarîye benzetir. Bunun sebebi O’na göre insan bedeninin kutsal boyutu sembolik gerçeklikte en yerinde figürdür. Guerresi’nin bu bedenlerde belirgin olarak kullandığı kafa kısmı ona göre yaşam unsurlarına en çok maruz kalan kısımdır. Guerresi’nin insanın fiziksel görünümünde özellikle kafa kısmını kullanması ve bunu mistik öğretiler anlamında sembolize etmesi İbnü’l-Arabî’nin bilinç ve sezgiyi kutsal bilginin kaynağı olarak görmesini hatırlatır.

İnsan bedenlerine giydirilen kıyafetlerin bir ritüel haline gelmiş beyaz Sûfî kıyafeti olması Guerresi tarafından bilinçli bir şekilde tercih edilir. Guerresi insan bedenlerini kullanması vücut sanatı bağlamında değerlendirilir. İnsan bedenlerini kullanırken hem sanatçı hem de bir sanat eseri olduğunu belirten Guerresi bu konuda şöyle demiştir:

Performansımla cennet ve dünya arasında arabuluculuk yapan bir ağaç haline gelip, evrenle kozmik bir temas kurmaya çalıştım. Mitolojide Apollo’nun dokunuşundan kaçmak için bir ağaca dönüşen Daphne gibi doğayla ve efsanevi karakterlerle özdeşleştirdim. Sanatımda metamorfoz kavramını ifade etmeyi sürdürdüğümde, sadece bedenin değil, aynı zamanda mimarlık ve siyah alanların da vücudun bir parçası olduğu ‘Devlerin’ mistik bedenlerinde manevi dönüşümü temsil etmeye çalıştım. Bu aynı zamanda, şimdiki ve gelecekteki sergilerde Hindistan’da sergilediğim ‘Aydınlatma’ veya ‘Hint Kırmızı Kozmos’ dizisinin olup olmadığına dair son çalışmaların da altını çiziyor.

Görüldüğü gibi Guerresi’nin sanat eserleri ilahî gizemi kozmik görüntüler ve insan bedenleri eşliğinde sembolik anlatımlarla ifade edilir. Guerresi’nin Aydınlatma III. Adlı eseri bu kozmik görüntülerin yansıtıldığı eserlerden biridir. Guerressi bu tabloda galaksileri sûfîzmin de bir sembolü haline gelmiş beyaz renkler eşliğinde sunar. Guerresi eserlerinde aklın bilebileceğinin ötesindeki anlamlara işaret eder ve bunu görsel bir şölen eşliğinde gerçekleştirir.

Konuk Yazar

1 Yorum