REÇEL

Kahkaha Meselesi Üzerine

Kahkaha atmaya başlamam üniversiteye başlamamla ve kadınlığa, feminizme dair düşünmeye başlamamla eşzamanlı.

 hepburn
Bülten Arınç’ın geçmiş dönemde yapmış olduğu açıklamaları herkesin malumu (unutulduysa bile buyurunuz:  Bülent Arınç’tan kahkaha açıklaması). Kadınların kahkaha attıkları resimlerini paylaşmalarından tutun, açık mektuplara kadarda bayağı bir tepki oldu meseleye dair. Ama üstünden zaman geçmiş, o kadar konuşulmuş olmasına rağmen bende bir şeyler eksik kaldı, yazmadan edemedim.
Kahkaha atmaya başlamam üniversiteye başlamamla ve kadınlığa, feminizme dair düşünmeye başlamamla eşzamanlı. Ne zaman ki kahkaha atmaya başladım, üstümden sanki tonla yük kalktı. Sanki tek kahkahayla, başörtülü olduğum, Müslüman bir kadın olduğum için neyi nasıl yapmam gerektiğine dair söylenen onca söz, etraftaki onca yerimi bildiren bakış birden toz duman oldu. Birden “başörtülü bacı”dan kendim olmaya doğru bir “ay savaşçısı” gibi dönüştüm. Yani tek kahkaha nelere kadirdi meğersem…
Bülent “amca”lar, Tayyip “amca”lar işte tam o benim tek bir kahkahayla uzaklaştığım halet-i ruhiyenin ellerinden gitmesini istemiyorlar, çünkü diğer türlüsü her türlü erklerinin karşısında tehlike. “İslami kimliğin” sembolü olduğu için kendini yere göğe sığdıramayan, ama elini kolunu nereye koyacağını ağabeylerine bilemedin ablalarına soran, hayatına dair kendi kararlarını veremeyen, karnındaki bebekten çıktığı direğe kadar tartışma malzemesi olan “başörtülü bacı”lar, kadınlar istiyorlar her tarafta. O yüzden biz sıkıldık, onlar sıkılmıyorlar!
Fakat ne yazık ki bu süreçte biz derken kimi kastettiğimi de bilemez oldum. “Evet biz iffetsiziz, önümüze gelenle sevişiyoruz sana ne” içeriğindeki yazıların (bkz. Bülent Arınç’a Açık Mektup) genellemelerinden de sıkıldım. Tek eşliliği tercih eden, önüne gelenle sevişmeyen, hatta bir de bunu inancına uygun yaşamak adına yapan kadınlar da kahkaha atabilir ve onlar da tam Bülent Arınç’ın işaret ettiği yerdedir ve bundan sıkılıyordur ve buna söylenecek sözü olabilir, izin verilirse eğer…
Velhasıl kelam, genellemeler özneleri/nesneleri kim olursa olsun sakattır. Bunu topluca anlayana kadar nasıl başkaları bizi sıkıyorsa, “biz” de birbirimizi sıkmaktan da uzak duramayacağız.

rumeysa |REÇEL

4 yorum

  • grupta söyleyemedim, buradan söyleyeyim, eline sağlık rümeysa. yazılarındaki sade dil ve bununla beraber meramını çok içten anlatabilmen ferahlatıcı.

    bu vesileyle kahkahaya dair bir şey paylaşmak istedim. benim istediği zaman, istediği kadar kahkaha atan ve kahkahasından tanınan bir teyzem var. öz teyzem yani. ve bu kadının kahkahası babam için dünyadaki en büyük tehditlerden birisi. yani bu söylemlerin hakikaten gündelik hayatta veya gündelik hayatın içinde bir kadından hınç almada, onu itibarsızlaştırmada kullanıldığı oluyor. daha doğrusu gücünü oradan alabiliyor zaten. gel gör ki aynı babam bülent arınç bu açıklamayı yaptığında “ya ne münasebetsiz adam, her şey her yerde söylenir mi, ona ne ki kadınların kahkahasından” demişti. bir yanıyla şeyi de düşündüm kadınlar sanki ne kadar çok kahkaha atabiliyorlar da şu memlekette, bir de olmayan kahkahaya ket vurmaya çalışıyorlar. ama bu tür beyanların çoğunlukla gündemi başka yere çekmeye çalışmak olduğunu de düşünüyorum. çünkü ne zaman ciddi bir olay pörtlese, bülent arınç sahaya sürülüyor ve anti-feminik bir demeç veriyor:)

  • Cevap vermek için biraz geç kaldım sanırım ama yorum için çok teşekkür ediyorum..
    Vallahi bütün olayımız, bütün derdimiz de senin anlattığın gibi çelişkili durumlar gibi geliyor.. Tutarlı olsunlar, canımızı yesinler :)