Konuk Yazar: Zeynep Ö.
Geçtiğimiz günlerde IŞİD’in kadınlardan oluşan polis gücü el-Hansa bir manifesto yayınladı. Kellekesen maskeli canilerin günlük hayatlarında neler olup bittiğine dair içerden bir bakış sunması açısından çok önemli bir belge olan manifesto hemen İngilizceye tercüme edildi. Üstelik manifestoyu kaleme alanların kadınlar olması belgeyi daha da ilginç kılıyordu.
Manifestoda yazılanlar aslında benim gibi muhafazakar ailelerde büyümüş olanlara çok tanıdık gelecek. Kadınlarla ilgili aktarılan hadisler, kadının asli vazifesinin ne olduğu, eğitim hakkının nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiği gibi konularda IŞİD kadınlarıyla uzlaşmakta sıkıntı çekeceğimizi hiç sanmıyorum. Hatta manifestoyu yazan kadınlar Türkçe bilseler İHL’lerde din derslerine girebilir, evlerimizde yapılan dini sohbetlerde başköşeye yerleşip en saygıdeğer hocanım olabilir ya da dini gazete ve dergilerimizde aile danışmanı olarak köşe kapabilirlerdi.
Manifestoyu okuyunca gördüm ki kafirlerle savaşmak için IŞİD’e katılan adrenalin tutkunu kadınları bekleyen kötü bir sürpriz var. Onlar için öngörülen hayat tarzında “kutsal cihad” yer almıyor. Bunun yerine kadının esas yerinin evi, esas vazifesinin de kocasına hizmet olduğu söyleniyor. Tabi kadının yeriyle ilgili bu tespitler yapılırken de belli dini referanslar itinayla seçiliyor ve arzuya göre servis ediliyor. “Kadın Adem’den ve Adem için yaratılmıştır” ifadesi anahtar cümlemiz. Ardından ayet geliyor: “O’nun işaretlerinden biri de kendilerine ısınasınız diye sizin cinsinizden eşler yaratması ve aranıza sevgiyi ve şefkati yerleştirmesidir.” Tabi aslında cinsiyet belirtilmediği halde ayetteki “eş” ifadesini kadın olarak yorumlama eğilimi de yine hiç yabancı olmadığımız bir kelime oyunu.
IŞİD’e göre kadının işi kolay. Fıtraten erkeğe eş olmak için yaratılan kadının dünyada ve ahirette mutlu olması için namaz kılması, oruç tutması, iffetini koruması ve kocasına itaat etmesi yeterli. Kocasını memnun etmenin yanı sıra “Cennet annelerin ayakları altındadır” hadisiyle kutsal annelik vazifesine değinmeden de geçilmemiş. Manifestoya göre yedi yaşından itibaren dikiş, nakış, yemek, ev işi, ilmihal, Kur’an ve azıcık da İslam tarihi öğrenen kadın en geç 16-17 yaşında evlenmeli ve gerekli haller dışında evinin dışına çıkmamalı. Kadınlara hizmet vermek koşuluyla doktor ve öğretmen olabilir, ama aksi takdirde eğitim hayatını bitirse iyi olur. Makyaj, estetik kesinlikle yasak. Kuaförler zaten şeytanın mekanları ve zinhar haram.
Bu noktada “Manifestoyu kadınların yazdığından nasıl emin olabiliriz?” sorusu akıllara gelebilir. Belgenin giriş bölümünde hadis olarak aktarılan bir ifade var: “Eğer bir insanın diğerine secde etmesini emretseydim kadının kocasına secdesini emrederdim.” Hemen ardından da manifestoyu yazan kişiler, “maalesef” böyle kadınların ne kadar az olduğunu belirtiyor ve ilave ediyorlar: “Adamlar adam olsaydı kadınlar da kadın olurdu.” Sanırım bu son cümle yazanların kadın olduğunun delili sayılabilir.
Özetle, ülkemizdeki dindar çevrelerin kadına bakışıyla IŞİD’inki arasında tahmin ettiğimizden fazla benzerlik var. Nitekim İHL mezunu ve geleneksel çevrelerde hayli vakit geçirmiş biri olarak manifestoda yazanlar beni hiç şaşırtmadı. Açıkça ifade etmeseler bile tanıdığım birçok Müslüman erkeğin kafasındaki ideal kadın rolünün yukarıdakilerle örtüştüğüne bahse girebilirim.
sevgili yazar, zihnine bayılıyorum arkadaşım ☆
Türkiye’de pekçok cematin/kişinin zihniyetinin aynı yukarıda yazdıklarınız gibi düşündüğünü yaşayarak öğrendik. Hatta birkaç gün önce çok bilinen bir cematin mensubundan kız yurdunun kuralları duydum yukarıda yazdıklarınızın aynısı eksiği var fazlası yok. Yurtta kalırken iki haftada bir sokağa çıkmasına izin verilen kızlar, pantolon giymek kesinlikle yasak, perdeyi açıp camdan dışarı bakmak hele çok büyük yasak ve bunun gibi pek çok yasaklar kurallar… Tek vazife ibadet etmek, itaat etmek ve anne olmak… Buna karşı çıktığımızda ise “cennete gitmek çok kolay! hala neden şikayet ediyoruz ki.” Cennet dağıtan cemaat hocaları bize garanti!!! vermişken hem de. Yani diyeceğim bu İşid kafası bizden çok uzakta değil yanımızda, yakınımızda…
Bu planli ve organizeli isi kim yapmissa, büyük ihtimalle iyi calisilmis isini, Islam tarihini iyi okumus, Islam tarihinde hic bu kadar organize ( sözleriyle, kiyafetleriyle) bir is yoktur herhalde…
Bir arkadaşım IŞİD için islamcıların 1984 ü demişti.
Bu vesileyle birdaha izlemek gerek belki de https://www.youtube.com/watch?v=Z4rBDUJTnNU
Işidle benzerlikler çok fazla tespitine katılıyorum yazar :) Zaten ışid de buralardan yani hep aramızda olan birilerinden çıktı dışardan değiller belki de bu ev sohbetlerini dinleyen çocukların büyümüş halleri var aralarında. Dehşet verici olan da bu sanırsam.
Halimizin ne kadar içler acısı olduğunu bir kez daha anladım. Bu yazıyı Ali Bulaç gibilerin gözlerinin içine sokası geliyor insanın.
[Editör notu: İbret-i alem olsun diye yayınlanmıştır!]
siz kadınları anlamak ne kadar güç bir iş
yukarıda ışıd diye yazılan kadına verilen vazife kadar kutsal bir vazife olabilirmi?
siz illa da işyerlerinde çaycı hizmetçi süpürgeci genelevlerde ırzına geçilen fahişe podyumlarda cinselliğini sergileyen ve kocasına ait olması gereken vücudunu para karşılığı sergileyen alçak bir patronun metresi bir fabrikada ezilen sömürülen ve yaşam hakkı rahatı huzuru elinden alınan bir zavallı sex objesi beş kuruş para kazanmak hırsına ve hayatını devam ettirebilmek için günde kilometrelerce yolu tepen beygir mahkeme salonlarında zalim ve cani insanlarla karşılaşarak ruh dünyası alt üst olan bir canavar olmayı ne kadarda arzuluyorsunuz
size kadın demek en büyük yanlış kanımca
sizin evin başköşesinde oturup evinin sultanı eşinin goncası çocuklarının öğretmeni ve arkadaşı olma gibi bir hakkınız yok
size sultanlık değil aşağılanmak yakışır öylemi
yazıklar olsun işte çağdaş kadının hali bu
sizler eğitimsiz(belki üniversite bitirmiş olsanız dahi) sürülersiniz acınacak haldesiniz
aklınız olsa idi aklınızı başınıza alın derdim ama nafile
sürünün ayaklar altında size layık olan bu
Evin dışını bu kadar kötü ve aşağılık yapan nedir ? “Dışarıdakiler ” onlar kim ? Çogunlukla “erkekler “, sizin anlayisiniza göre hepsi. Yine sizin anlayisiniza göre evdeki “kadinini” sultaaannn yapan erkek, dışarı cıkınca neden /nasıl bi kadar kötü oluyor ?
Ayrica hergün yaşanan kadın cinayetlerinden gördügümüz kadariyla, katiller coookk büyük bir oranda eşler! “Sultan ‘lara layık bıcak darbeleriyle ölüyor tüm o kadınlar !!
Şu ‘evinin sultani ‘ klişesi kadar kelime-i tevhid okusaniz cennet garanti size !!
Ağzına sağlık kardeşim. Bu kadar nokta atışı bu kadar doğru bir yorum olabilir miydi bilmiyorum. Lafı gediğine oturtmak diye buna derim ben.
Kur’an’ı kerim’i okumadığımız Resuülün örnekliliğine kuran ışığızla anlamdığımız ve aklımızı kullanmadığımız sürece bu devran böyle yürüyecektir şüphesiz.
Sürüden ayrırsan kurt kapar mantığı ile yıllardır bizi koyun yerine koydular. biz koyun oolmaya aday oldukça elbette çobanlarda olacaktır.
Rabbim aklını kimseye kiralamayanlardan etsin bizleri. Tek sorguya çekileceğimiz kitaba tekrar iman etmeye ve atlarımızın dininin bize verdiği zararları görmeyi nasip etsin…
Ves-selam
ülkemizdeki dindar çevrenin benzer bakış açısına sahip olduğu fikrine katılıyorum ama bu metni kadınların yazdığına ikna olmak için metnin sonundaki cümle yeterli değil bence. Gerçi bu bir şey değiştirir mi bilmiyorum, çünkü bazı kadınların da altına imza atacağından şüphem yok.
[…] bir hikayede birden bu imgenin belirmesi garip değil mi? Kısacası, daha önce bize gelen yazılardan birinin de söylediği gibi IŞİD’le aramızdaki bu dehşet verici benzerliği görmeden ne kendimize, ne etrafımıza, ne […]