REÇEL

Ergen Ölüsü

Aynı çocuk 35 yaşında da bunu söylüyor, 50 yaşında da söylüyor, 60 yaşında da.

Konuk Yazar: Kaldırım Tanrıçası

Screenshot 2015-11-02 22.53.39

+Abi kız güzeldi, fena değildi yani, ama doğaldı böyle, çok bakmazdı kendine. İşte ben de sıkıldım biraz, ayrılık sinyalleri vermeye başladım. Ya bi’ baktım bu böyle miniler giymeye başladı, bir makyaj yapıyor, ama acayip seksi bir şey oldu yani. Ben kıza âşık oldum. Sürekli görmek istiyorum. Aradan birkaç hafta geçti, bu bi gün geldi yanıma, ben ayrılmak istiyorum dedi. Nasıl ya dedim. Ben seni tek kaşken sevmiştim, gitme dedim ama durmadı gitti.”

+Bir keresinde de başka bi kızla tanışmıştım. O zaman da çıktığım bir kız var. Neyse bu tanıştığım kızla birlikte oldum. O kızla birlikteyken arada birkaç kızla daha beraber olmuştum. Çok aldatmışım kızı harbiden şimdi bak, düşününce…”

-Çok mu memnunsun yaptıklarından peki?”

+Ya memnun olmak değil de… Bence sevgililerin birbirinin her şeyini bilmesine gerek yok. Ne gerek var abi, onu o gün, o gece yaşıyorsun gidiyor. Seninle ilgili bir durum, özel bir durum.”

-Ama sonuçta yalan söylüyorsun?”

+Sayılmaz kızım bu. O an yaşıyorsun, geçiyor.

+ Şimdi Merve’yi hatırladım böyle deyince sen. O kıza da ne çektirdim yaa.

-Ne çektirdin?

+Ya sonuçta çok kıskandığım için bütün arkadaşlarıyla ilişkisini kesti benim yüzümden. Kimseyle görüşmemeye başladı. Şimdi ayrıldık, ben hayatıma devam ediyorum, onun etrafında kimse yok. Benim yüzümden. Kızın hayatını mahvettim ya. Ama çok seviyordum biliyor musun? Çok âşıktım yani.

-Peki, Merve’yi aldattın mı hiç?

+Yok, Merve’yi aldatmadım. Yani tek bir kere bir kızla yattım da, o aldatmak sayılmaz.

-Çüş artık, ne demek sayılmaz?

+Sayılmaz, çünkü hiçbir şey hissetmedim yattığım kıza.

En fazla 18 yaşındaki liseli genç, çocuk, ergen, ama en çok da çocuk, boru gibi, daha oturmamış, daha herkesi parmağında oynatabileceği düşündüğü o ses tonuyla böyle söylüyor; benimse aklıma birkaç sene önce ses tonu oturmuş, tok, etkileyici bir adamdan, 35 yaşında, hayatta yaşadıkları benim boyumu kat kat aşan bir adamdan duyduğum cümle geliyor:

-Birlikte oluyordum ama bir şey hissetmiyordum. Bunu anlaman zor.

Bu cümle karşısında öylece durduğumu, “Ne diyorsun be sen” diyemediğimi, kapıyı çekip gidemediğimi, “Nasıl yani” diye soramadığımı hatırlıyorum. Sadece “Kızı kullanmışsın” demiştim.

Liseli çocuğun söylediği suratımın ortasına bir yumruk gibi oturuyor. Gözlerim sinirden doluyor. Çocuk erkekler açısından da toplum açısından da çok normal bir şey söylüyor. Aynı çocuk 35 yaşında da bunu söylüyor, 50 yaşında da söylüyor, 60 yaşında da.

İki sene önce veremediğim tepkiyi bu çocuğa veriyorum, dişlerimi sıkıp kafeden çıkıyorum.

Erkeklerin içinde ergen ölüleri.

Konuk Yazar

5 yorum

  • Yıllar önce bir hocama, benle yaşıt ama tam bir ergen gibi davranan erkeklerden yakınıyordum. “Hocam bunlar ne zaman büyüyecek?” diye. “Bazıları hiç büyümüyor, hayatlarını o şekilde devam ettirebiliyorlar.” demişti.

    “hayatlarını devam ettirebiliyorlar” hakikaten, bunu yapabiliyorlar.

    Ayrıca “bunu anlaman zor.” demiş ya, neden? Bunu anlayabilen erkekler var mı? Bize anlatmak isterler mi? Anlatsalar dinlemek ister miyiz?

    Bundan üç beş yıl önce, otobüste iki adam başka bir arkadaşlarından bahsediyorlardı. Karısını aldattığından falan. Adamdan iğrenerek bahsediyorlardı ve nasıl yapabildiğini anlamıyorlardı. Hanımı da çok namuslu, çok sadık falanmış, hiç haketmiyor öyle bir adamı dize üzülüyorlardı.

    Bütün bunları da sessiz sessiz konuşuyorlardı, edepli böyle. Ama otobüs kalabalıktı, zorlayınca duyabiliyordunuz. Bir de hani, kamuya açık köşe yazısı değil, tweet değil, facebook gönderisi değil, erkek erkeğe muhabbet ediyorlardı. Laf işte o aşağılık adama gelmişti. Söylediklerini öyle de değerlendirmek lazım.

    Hala aldatmayı “anlayamayan” o abilerle karşılaştığım için sevinirim.

  • ben bi de şuna takıldım aslında. aldatma kelimesi fazla mitsel bi kelime olabilir belki de. çünkü bunun belli bir ritueli var. modern bir kutsala değiyor ve deliyor geçiyor. yani şu seküler ve liberal dünyada çift olma hali kutsal bir değerimiz. bunun kadar katı kurallar hiçbir yerde yok. yalan söylemenin, kandırılmanın her koşulda, her ilişkide kötü birşey olmasının yanısıra, bu çift olma halinin kutsal mitsel alanlarında aldatılmanın bireyin kişliğinde tam olarak neden bu tahribatlara öfkelere sebep olduğunu sorgulamalı belki de. çünkü bu çift olma haline bizim yüklediğimiz anlamlardan dolayı böyle işliyor bence. bu hadi özgürlükler olsun, aldatalım falan manasında değil ama bi kaç katman aşağıdan gelelim de tartışalım bence. benliği ne tamamlıyor, ne tahrib ediyor, niye böyle mesela?