Yazar: rumeysa ç.
Yakın zamanda emzirme haftası vesilesiyle Facebook’ta haber kaynağıma normalde olduğundan çok daha fazla emzirmeyle ilgili yazı/deneyim anlatısı geldi. Ömür Gedik’in şu yazısı da yayınlanınca her tarafım emzirme yazısı doldu taştı ve ben de bir süredir aklımda olan bu yazıya başlama gazını oradan aldım.
Oğlum Kerem dört aylık oldu. Yani dört aydır bilfiil emziriyorum. İlk haftayı atlattıktan sonra elimizden geldiğince dışarı çıktık, havalar da şansımıza iyi olunca mobilize olmak için dağları deldik, çölleri aştık (Neden bu kadar abartıyorum? Sizi bebek arabasıyla gezinmeye davet ediyorum!), sonrasında daha kolay yöntemler bulduk, slingtir, kangurudur; hayatımızı kolaylaştıran her türlü metodu zorladık ve her fırsatta dışarı çıktık.
Evden her çıkışım en başta benim için acayip bir gerginlik sebebi oldu. Ya dışarıda acıkırsa n’aparım? Emzirmek mi? Yok yok, iki saatte bir emiyor zaten, emdikten hemen sonra çıksak, çok uzaklaşmasak, sonrasında eve yetişiriz… Buna benzer milyon tane iç sesle dışarıda ne gezdiğimi bildim, ne gördüğümden bir şey anladım. Kerem on sekiz günlükken uzun zamandır gitmek istediğim bir konsere gitmeye karar verdim, daha doğrusu eşim gitmezsem kafayı yiyeceğimi anlayıp beni bir şekilde motive etti ve ilk kırılmayı yaşadım. Böyle hayat mı geçerdi yahu? Zaten çocuğun sanki robotmuş gibi saat hesabıyla acıkıp doyacağına inanma saçmalığım yetmiyormuş gibi (bunun saçmalık olduğuna da ikna olmuş olmam aslında bir ayı geçmiyor) kendime de resmen işkence ediyordum.
Sonrasında aşama aşama camiinin kadın bölümleri (burada da normal şartlarda perdelere kıl olan bendeniz, kadınlar için temiz özel alanların da kamusal alanda ayrı bir ihtiyaç olduğunu tekrar idrak ettim ve her kadının tercihine uygun düzenlemelerin hayaliyle camilerden ayrıldım), emzirme örtüsü derken artık oğlum nerede acıkıyorsa orada emziriyorum; ister bir kafede otururken, ister bir yerde yemek yerken, ister müzede, konserde… O rahatlama öncesinde her muhabbet yarım kalıyor, her türlü ortamdan aşama aşama uzaklaşmam gerekiyor, saçmasapan bir sosyalleşmenin ortasında kalıyordum. Hayır emzirmeye bile değil, doyurmaya diye insanların arasından ayrılıyordum, bu nasıl bir yabancılaşmaysa!
İnşallah daha iki sene daha sürecek bu süreçte zaman içerisinde neyle karşılaşacağımı bilmiyorum, muhtemelen rahatsızlık duyacak insanlar olacak, saçmalayan ve yine bir şekilde had bildirmeye çalışan insanlar da tabii. Ama bu bir çocuğa ve anneye yapılması en haksız şey bana kalırsa; böylesi bir tedirginliği yaşatmak bile haksızlık. Denklem belli: Çocuk aç ve doyması gerekiyor. Bu tabloda sadece memeleri gören kafaları güzelce bir çamaşır suyuna batırmak isterdim açıkçası.
Bu noktada benim tecrübem kısa, ama tartışmalarda özellikle dikkatimi çeken iki nokta daha var, onlara dair de gevezelik etmeden bu yazıyı bitiremeyeceğim: Emzirme örtüsünün tek seçenek olarak belirlenmesi ve mahremiyet vurgusu.
Tesettürlü iseniz ya da başkaları memelerinizi görmesin istiyorsanız emzirme örtüsü cidden insanı oldukça rahatlatan bir seçenek. Ama rahatlatan derken yanlış anlaşılmasın; bu yaz sıcağında çocuk içeride damla damla terliyor, içeride de bir sauna ortamı oluşuyor, o anlamda bana kimse bu örtünün rahat falan olduğunu iddia edemez. Ama kendinizi örtmek isteğiniz varsa, o konuda cidden yardımcı oluyor bu aparat. Ancak tek seçenek değil. Kadınlar istedikleri yerde çocuklarını istedikleri şekilde emzirebilmeli. Yani ben kendi tercihlerim vesilesiyle emzirme örtüsü kullanarak her yerde emzirebilmeliyim ve başka bir kadın da sırf sıkıntı bastığı için bile olsa emzirme örtüsü olmadan istediği yerde istediği kadar emzirebilmeli. Başta bana bile garip geliyordu ama kadın olmak ve çocuğu olmak kadar doğal olan böyle bir şeyi gizli saklı yapmayı tercih etmeyen herhangi bir kadın herhangi bir kısıtlamayı hak etmiyor.
İkincisi de çocuk anne arasındaki mahremiyet vurgusundan ben bir şey anlamıyorum sanırım. Ne anneliğin kutsallığı meselesine hâlâ kafam basıyor ne de çocuk anne arasındaki o özel bağa… Evet, 7/24 bir arada olmak, tamamen savunmasız bir yaratığın hayatına devam etmesi için tek vesile olarak hayatına devam etmek farklı bir his ama arada “sadece ikinize özel” olmasını gerektiren ne var emzirmede bana anlatmak isteyen olursa memnuniyetle duymak isterim. Sevgi, bağ, birliktelikler hep böyle etiketler ve gizli saklılıklar üzerinden anlatılıyor ve yaşanmak isteniyor. Halbuki bu süreçlerin hepsi tamamen doğal ve doğal haliyle güzel. Bu anı yaşamak için o kadar emek harcayan, günlerini, saatlerini ayıran, çocuğunun en azından kendisinden kaynaklanan nedenlerle sağlıksız olmaması için elinden geleni yapan kadınların emeklerini görünce şu mahremiyet tartışmalarını falan anlamak gittikçe zorlaştı. Bırakın kasılmayı, çocuğunuzu emzirmeye, o anı beraberce güzel bir şekilde yaşamaya bakın, derim bana fikrimi soran olsa. Bu an ne saklanacak ne de gizlenecek bir an; doğal, doğal olduğu için de güzel bir an, ne eksik, ne fazla.
[…] Yazının tamamı için Reçel Blog’a devam edin […]
Hamileyken gobegin belli olmasina bile baska gozle bakan zihinler varken emzirmenin doğal karşılanmasını beklemek fazla ütopik
Bir kadinin kendi arzusuyla baska insanlarin oldugu ortamda emzirebilmesi ayri, bir de ” ac kizim utanma, bebek acikti” diye bluzlerine asilan hanim teyzelerden yakasini kurtarmaya calisanlarda var:)
Sanirim bu utangaclik en cok Ilk bebekte oluyor, digerlerinde bir bakmidmssin bebegin gazini cikariyosun, emzirdiginin farkinda bile degilsin:)
Yine de emzirme bezini boynuma gecirip havaaninda bir erkegin karsisinda emziremem, tenha bir yerde arkami donmeyi tercih ederim, gogusler fora gezen kadinlar bile emziriken uluorta cekinirler, bu mahremiyet algisi bebegin manevi dunyasina da tesir eder.fazla dogalcilik ta iyi degil
Emzirmenin son derece dogal ve utanilacak bir durum olmadiginin farkindayiz, kadinlarin her ortamda cekinmeden emzirebilmesinden yanayim fakat cekinmeden emzirme eyleminin gerceklestirilmesi ile cekinmeden acip sacilmak eylemi arasinda da ince bir cizgi oldugu kanaatindeyim. Bir anne icin gogusler bir sure sonra siradanlasmaya baslasa da bir cok insan icin farkli bir obje olmaya devam ediyor. Ornegin sadece bayanlarin bulundugu bir ortamda dahi rahatca acilip cocugunu emziren kadinlarin memelerini istemeden de olsa gordugumde rahatsiz oluyorum, nereye bakacagimi sasiriyorum. Benim icin normal olmayan durumlar bunlar, dolayisiyla beni irite ediyor. Nihayetinde tuvalete gitmek de son derece dogal bir eylem olmasina ve bundan utanip sikilmamamiza karsilik, kimse avret yeri ortada gezmiyor. Emzirme ortusu bunaltiyorsa bir koseye cekilmek veyahut korunakli sekilde, arkaya donmek, en azindan gorunmemek icin caba sarfetmek en guzeli diye dusunuyorum. Apacik sekilde, sadece kadinlar bile olsa insanlarin ortasinda emzirmenin cocugun mahremiyet duygusuna da zararli oldugunu dusundugumu eklemek isterim ayrica.
aysenur kardesim eline saglik tamda Senin yorumun gibi yorum yazacaktim yorumunu okuduktan sonra vazgectim.sanki bu site kadinlari hayasizlastirmak icin kurulmus.hayizliyken abi ve babalar anlamasin diye anneler tarafindan zorla sahura kaldirilan kizlarin feryadini okuduktan sonra dehsete dustum.simdide bu yazi.allah hidayet versin hepimize .gayri ıslami bir gazetede övgüyle bahsedilen bu sitenin kime neye hizmet ettigi belli .haya güzeldir kadinda daha güzeldir
Sizse Ayşenur hanımın yorumunu oldukça yanlış anlamışsınız.
Kendisi beni “haya”ya falan davet etmiyor, karşılıklı bir hassasiyet vurgusu yapıyor. Meseleyi karşındakini dinleyerek ele almakla karşındakine had bildirmek arasında bayağı kalın bir çizgi var ve siz çizgin oldukça “hadsiz” kısmında duruyorsunuz ne yazık ki. Yazıda eleştirmek istediğiniz kısım varsa buyrun, tartışalım. Ama hakaret etmek kısmında sadece gülünç bir görüntü oluyor, ben de bu görüntüyü yorum vesilesiyle paylaşmak istedim yoruma izin vererek.
Ben bu yorumu (Ayşenur hanımın yorumunu) daha önce okumuş, cevap yazmak istemiş, ama geciktirmiştim. Bu konuda katılıyorum aslında büyük oranda kendisine, meselenin tuvalete benzetilemeyeceğini düşünüyorum sadece. Dikkat etmek, karşıdakini de düşünmek cidden önemli, ama günde yaklaşık 10-12 defa yapılan bir işte belirli bir aşınma oluyor ister istemez.
Önemli olan karşılıklı saygı ve hassasiyet sınırlarını korumak sanırım.
Engeller en çok bizim içimizde. Kızım 11 aylıkken ve emzirme sürecim devam ederken işe başladım. Tesettürlü bir anne olarak bebeğimin değil ama bedenimin görünmesini uygun bulmadığımdan emzirirken dikkatli davrandım. Ilginç olan şu ki, bizden önce ve çok daha önceki kuşaklar her yerde emzirmiş. Annem, yengemler vs. Başörtünüz göğsünüzü örtecek büyüklükteyse sorun olmuyor zaten. Bebeğe de Sauna etkisi oluşturmaya gerek kalmıyor. Ben öyle yaptım. Erkeklerin de olduğu Pek çok görüşme ve toplantılarımda emzirdim. Bunlar da çoğunlukla geleneksel dindar erkeklerdi. Ne bir eleştiri ne de bir ima aldım. Her yerde emzirme özgürlüğü büyük bir başörtü veya Şal kullanarak çok daha rahat kullanılabiliyor. Tavsiye ederim :) selamlar
Esra hanıma katılıyorum, hiç bir örtü kullanmadan emzirmek mümkün ve bence en rahatı. Biz de oğulcumla bol bol gezdik ve hemen hemen her ortamda emiştik.(bence emzirmek işteş bir fiil :] ) Siyah bir emzirme atleti üzerine giyilen herhangi bir tişörtle bazen başörtüsüne bile gerek kalmıyor, zaman geçtikçe kendi ekolünüzü kuracağınıza eminim.
Bu yazınız bana islami takılan sözlüklerden birinde “kafede bebeğinizi emziren edepsiz kadın” minvalinde bir başlığı hatırlattı. Erkeklerin meme algısını değiştirmek çok zor ne yazık ki. Evet, onlar göğüs değil! Meme! Lütfen biraz gerçekçilik. Göğüs ciğerleri ve kalbi içine alan bölgenin adı. Bu arada tüy dökücü krem de yok, onlar kıl kardeşim. Kuş musunuz siz tüyünüz var? Edep ve haya sınırları bellidir lakin herkesin ders vermeyi çok sevdiği konular bunlar. Neyse.
Misal: bebeğimin ateşi var, bi sorun mu var emin olmak için aile hekimine gidiyorum, evime yürüme mesafesinde. Küçük bir salon var, orada dr un gelmesini bekliyorum. Oğlum durmuyor, emmek istiyor, çok da huysuzlanıyor. Ben de en köşedeki sandalyeye salona arkamı dönecek şekilde oturup oğlumun gönlünü eyliyorum. Bir kadın iniyor merdivenlerden ve beni görünce ne kadar rahatsız olduğu tüm vücudunun kasılmasından belli. Önce çıkıyor kapıdan dışarı iki sn sonra geri geliyor, “Hanfendi şurada bir emzirme odası var isterseniz oraya geçin.” teşekkür ederim böyle iyiyiz diyorum, dönüp gidiyor. Bu arada benim memeyi görme imkanı yok ha, arkam dönük kendisine. sonra bizim aile hekimimiz beyefendi geliyor, ben kendisini görmüyorum arkam dönük. orada danışma gibi yerde duran ablaya sesleniyor, hanfendiye söyleyin emzirme odasına geçsin. Az lütfen biri şuraya bir noktalı virgül koysun. Burası eski adıyla sağlık ocağı. Dönüp merhaba diyorum aile hekimimize, “size gelmiştik”. Bir şey demiyor neyse ki.
Bi garibiz vesselam. Kadını suçlamaya yer arıyoruz her ortamda, her fırsatta.
Bence emzirmek çok özel ve kişiye özgü bir durum.
Bu arada “sadece ikimize özel” olan şeyi ben işten gelince üzerime atlayıp kıyafetlerimi açmaya çalışıp, başarılı olduktan hemen sonra gözlerimin içine baka baka cokcok emmesiyle iyice içselleştirdim ben.
Analık çok güzel, Allah isteyen tüm bacılarıma nasip etsin.
sevgiler..
İçtenlikli cevabınız için çok teşekkür ederim. Paylaştığınız tecrübe de oldukça güzel ve güçlendirici, ben de yavaş yavaş kendi metotlarımı geliştiriyorum sanırım ama yenilerini öğrenmek her zaman için iyi :)
Sevgiler
benim anlayamadığım, fıkhi olarak bir kadının başka bir kadının göğsünü görmesinde hiç bir sıkıntı olmamasına rağmen bunun bu kadar “mahrem” ve rahatsız edici bir eylem olarak algılanması. kadınlar arasındayken bile emzirme eyleminin başkaları için rahatsız edici olacağı fikrinin bu kadar baskıyla üstünde durulmasını anlayamıyorum. açıkçası bir kadının “meme”sini çocuğunu emzirirken görmek beni hiç rahatsız etmiyor. kaldı ki, dini olarak bırakın kadınları, size mahrem olan bütün erkeklerin yanında, ki buna dayınız, dedeniz, amcanız, kardeşiniz, babanız da dahildir, göğsünüz açık durmanız serbest iken, günah değilken, bu mevzunun bu kadar olay haline getirilmesinin dini kaygılardan ortaya çıkmadığını düşünüyorum. toplumsal ahlaki değerlerin, geleneklerin, yani ataerkil toplum yapısının hayatlarımız üzerinde dinimizin belirlediği helal ve haramlardan daha fazla rol oynamasını en basit tabiriyle kaygı verici buluyorum.
Bir dayiya babaya meme acmadigimiz kalmisti, muthis fetvalar icin sagol:))