REÇEL

Denizli’de Bir Kadın Bu Defa Ölmedi!…

Daha 7-8 yaşlarındaydım, bir gece “yardım edin beni öldürecek” çığlıkları ile koştuk pencereye.

Konuk Yazar: Neslihan Akbulut Arıkan

161

Kadın cinayetleri herkesin gözü önünde kocalar tarafından işlenip, kimsenin pek müdahale etmediği cinayet türü olarak tanımlansa yanlış olmaz sanırım. Bu “müdahalesizlik” bazen insanı insan olduğunu dahi sorgulatacak duruma getiriyor. 9 Şubat’ta medyaya yansıyan Denizli’den bir bıçaklama olayı bütün bu seyirci kalma durumlarını hatırlattı bana. Çünkü bu olay cinayetle sonuçlanmadıysa bunun tek nedeni ilginç bir şekilde olaya müdahil olan üçüncü bir kişiydi. Karısını güpegündüz sokak ortasında yere yatırıp kesmeye azmetmiş kocaya, eline geçirdiği çöp bidonunu siper ederek müdahale eden kişi o an oradan geçmekte olan bir adam. Sokak ortasında yere yatırılıp katledilmeye çalışılan bu kaçıncı kadın bilinmez ama silahlı bir caniye karşı kadını ölümden kurtaran bu adam türünün ilk örneği olabilir maalesef…

Daha 7-8 yaşlarındaydım, bir gece “yardım edin beni öldürecek” çığlıkları ile koştuk pencereye. Tam karşı komşumuzun epeyce yaşlı (tahminen 65-70) yaşlarındaki kocası evde kadını resmen duvardan duvara vurarak dövüyordu. Giriş kattaki dairenin perdeleri sonuna kadar açık olduğu için tüm mahalle evin içindeki dayağa bizzat şahit oluyorduk. Kadın kanlar içinde dışarıya sesini duyurmaya çalışarak, bazen de adamdan kurtuldukça pencereye kendini atarak yalvarıyordu. O gece biz de diğer komşular gibi 155’i aramakla yetindik. Polis gelene kadar da çok sevdiğimiz o komşumuzun dayak yemesini seyrettik resmen… Hani her gün medyada yer buluyor ya, birileri öldürülüyor. Hem de hayat arkadaşı diye nitelenen kişiler tarafından. O gün o komşu teyze de ölebilirdi. Ölmedi. Ama biz seyirciler şunu anladık ki ucunda ölüm de olsa hani o hep öve öve bitiremediğimiz mahalle karı-koca arasına girmiyor… Arkasından günlerce hatta aylarca konuşabiliyor, dışlayıp yüz çevirip hayatı zindan edebiliyor ama ölüme dahi müdahale etmiyor. Bugün bu haberle karşılaşınca yine gözümde o komşumuzun kanlar içinde bağırdığı sahne geldi. Ve belki de bu nedenle Denizli’de eli bıçaklı, gözü dönmüş kocaya çöp bidonuyla müdahale eden adam gözümde öyle büyüdü ki, işte bu dedim, 155’i aramak maharet olamaz, kadın ölecek, hemen biri bıçak vuran o eli durdurmalı!…

O görüntüler umarım bu tür olaylara şahit olacak başka insanlara da ulaşmıştır. Bir kadın daha ölüme giderken hatırlanır, o kadını da kurtarmaya vesile olur belki. Biliyoruz ki o Denizli’deki kadın ne ilk, ne nadir, ne de son örneği yanımızda yöremizdeki kadın cinayetlerinin. Tabi şunu da biliyorum, yoldan geçen biraz cesur birine emanet edilemeyecek kadar değerli bu hayatlar. Bu nedenle sadece bu defa, o olayın görüntüleri karşısında, geçmişteki tecrübeyi de hatırlayarak, “başka ne yapılabilir”i düşünmeden insanlığımıza seslenmek geldi içimden. Her güne bir kadın cesedi düşen bu ülkede bu manzaraları göre göre tepkisiz kalıp da insan kalabilmek gerçekten zor…

Konuk Yazar

1 Yorum

  • Yazdıklarınıza üzülerek katılıyorum. Hatta kadın cinayetleriyle ilgili şu internet sitesini gördüğümde
    bir kaç gün etkisinden kurtulamamıştım. http://www.anitsayac.com/
    Ama ne yazık ki biz ; bu gibi durumlarda yardım etmek isteyen insanlar ,cinayete teşebbüs eden zatın salıverilip sadece öldürmek istediği kişinin canına değil ; onun teşebbüsüne karsı cıkan adam veya kadını da bulup onların da canına kast ettiği olayları duydukça yerimizden kıpırdayamıyoruz. Elimiz 155 e giderken bile tedirgin..