Güzelliğiyle, zorluğuyla Reçel’in bir koca yılını geride bıraktık. Bir cesaret giriştiğimiz bu blog, bir yıl içerisinde boyumuzu kat kat aştı, hayalini bile kurmadığımız kadar büyüdü, duyuldu, tanındı. 6 editörün kurduğu bu site, bir yılın sonunda sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok insana ait oldu.
Geçirdiğimiz sene boyunca raflarımıza sıra sıra reçel kavanozları dizdik. Blogda tam 200 yazı yayınlandı. Bunların neredeyse yarısı büyük çoğunluğunu tanımadığımız konuk yazarlar tarafından yazıldı. Kimi yazılarımız binlerce, on binlerce paylaşıldı, kimileri ise daha mütevazi bir ilgi gördü fakat biz de zaten yazıların kıymetini hiç bir zaman sadece sayılarla ölçmedik.
Burası biz editörler için daima öğrenmenin aracı oldu. Acemisi olduğumuz blogu işletme sanatının tüm inceliklerini; web tasarım kodlarının arasında düşe kalka, mail kutularımız dolup taşana kadar mail grubu tartışmaları yapa yapa, sabaha yazı girilecek diye uykusuz kala kala öğrendik. Fakat daha da önemlisi, her gelen yazıdan çok şey öğrendik. O yüzden kapılarımızı olabildiğince açık tutmaya, gelen yazıları mümkün olduğunca geri döndürmemeye gayret ettik. Blogun (esnek de olsa var olan) formatı dışında kalan ya da takvimimizin yoğunluğu dolayısıyla kendine yer bulamayan yazılar için de, editör müdahalesi dahi olmadan yazı girilebilecek formattaki mutfağımızı açtık.
Bize gelen her yazı üzerine aramızda sayısız tartışma döndü. Kimi yazıları çok sevdik, kimilerini eleştirdik, kimilerini belki de hiç tutmadık ama onun da söyleyecek bir sözü, açacak bir tartışması olduğu için blogda yer verdik. Böylece blog bizden çok hepimize ait oldu. Reçel’in gücü de buradan neşet etti. Gerek sanal yorumlardan gerek okur buluşmamıza, iftarımıza gelen 10’larca, 100’lerce kişiden duyduğumuz üzere; Reçel, daima korkusuzca söz söylenilebilecek, tam da bu yüzden ait hissedilecek bir mecra oldu. Editörlerinin bile pek çok konuda hemfikir olmadığı, bu yüzden de tartışmaların daima bereketli olduğu bir platform oldu.
İsterdik ki, bir yılımızı geride bıraktığımız şu günü görkemli bir şekilde kutlayalım. Ne yazık ki hiç durulmayan karanlık Türkiye ve dünya gündemi, en mütevazi kutlamayı bile ayıp hale getirdi. Biz de pek çok zaman, özellikle de son zamanlarda, bu karanlık tarafından sarmalandık, dilsiz bırakıldık. Kimi zaman gündem öyle şiddetli idi ki başka konuları masaya sürmeye çekindik, kimi zaman öyle yıpratıcıydı ki kalemimizi kıpırdatamayacak kadar tükendik.
Reçel kuruldu kurulalı, bize verdiği en büyük his umut oldu. Her ne kadar sonunda ışık görünmeyen bir karanlık tarafından sarmalanmış olsak da, umuda tutunmaya, Reçel’i de bunun aracı olarak kullanmaya niyetliyiz. Niyetimiz, hepimizden müteşekkil olan BİZ adınadır. Umudumuzu inşa etmek için yazısıyla, yorumuyla, desteğiyle, eleştirisiyle Reçel’i Reçel yapan herkese önümüzdeki dönemde de çok ihtiyacımız var.
Kaynatacak çok sözümüz var!
[…] Yazının tamamı için Reçel Blog’a devam edin […]
[…] Reçel bir yaşında. Bazen eve dönüşlerin bazen yeni başlangıçların, ayı Eylül, bize de yeni bir başlangıç getirmişti geçen yıl. […]