REÇEL

“Adamım Büyüksün” Şiirine Gelen Yorumlara Cevap

Öyleyse ben bir kadın olarak bunun ironisini yapmışsam ne olmuş?

Konuk Yazar: Nebiye

note-paper-93145note-paper-93145

Öncelikle tüm yorumlar için teşekkür edeyim.
Ben yıllardır şiir yazıyorum iyi kötü birçok dergide de yayınladım, şiirlerde kimi zaman öfkeli, kimi zaman alaycı, kimi zaman da sakin bir üslup kullanıyorum çünkü bir insan olarak yaşadığım duygular şiirime yansıyor. Çok kallavi şiirler yazdığım iddiasında olmadım hiç, yaşamım gibi ortalama şiirlere sahibim. Edebiyat kuramlarına ve akımlarına hakim olmadığımı da bir eksiklik görerek belirtirim. Lakin hiciv nedir, kin kusma nedir bunları ayırt edebilecek bir zihne sahibim. Şiirim hicvin ironik halidir. Kin kusma ise sadece hakaretlerden oluşan bir öfke patlamasıdır, ha bence şiirde isteyen kinini de kusabilir, küfrünü de edebilir. Ha islami açıdan uygun değil diyorsanız o da tercih ve irade meselesidir diyebilirim ancak.
Şiiri neden bir dergide değil de Reçel gibi kadın meselesinin konuşulduğu bir yerde yayınladım?İslami veya İslamcı edebiyat dergilerinin kadroları çoğunlukla erkeklerden oluşur (eğer dergi takibi yapıyorsanız) hatta bu durumu özenle korurlar. Ben bu şiiri Müslüman mahallesinden herhangi bir edebiyat dergisinde yayınlatamazdım. Çünkü bir erkek “yosma’lı, sevişmeli, göğüslü, dudaklı” bir fantezi şiir yazsa dahi yayınlanmasına rağmen, erkekliğe sövgü barındıran ve bir kadına ait olan ve cinsel şehvet içermediği halde kırmızı çizgiyi aşan bu şiir yayınlanmazdı. Sadece bu şiir için önceden herhangi bir şiirimi göndermediğim mahalle dışı dergilere de mahalle değiştirir gibi göndermeyi arzu etmedim. Esasında bir edebiyat dergisine yolladım şiiri ama dergi editörüyle ilk konuşmamda feminizm tartışması geçince biraz duraksadım sonra şiiri hiç yayınlamamaya karar verip geri çektim. Diğer yandan Reçel ekibi şiiri iştiyakla istiyordu çünkü ilk yazdığımda kadın meselesiyle alakalı bir şiiri “erkek” dergilere göndermeyi istemeyip onlara göndermiştim ve beğenmişlerdi. Açıklamamda da yazdığım gibi şiiri yayınlayıp yayınlamamak arasında oldukça gidip geldim ve sonunda benden sadır olan bu şiiri yayınlama kararına vardım.
Bu şiir üzerinden özel yaşamıma dair çıkarımlar yapan ya da rumuzlar arkasına gizlenip ahlakım hakkında yorum yapan insanlara hesap gününü hatırlatırım sadece. Öyle ki şiir üzerinden benim azmış olduğumu söylemekten ar etmeyen “ahlaklı” erkeklerin ve kadınların şiirden bi bok anlamadıklarına eminim.
iöcz
İsmet Özel’den “sevgilim hayat” ve Cahit Zarifoğlu’ndan “çoğalmak” şiirini örnek vermemin sebebi; şehvetle nasıl edebiyat yapılır, şair cinsel yaşamını şiire nasıl yansıtır sorularına cevap vermek, yoksa şiirimi onlarla kıyaslamak değil amacım. Farkı böyle bir şiir yazarak daha net gösterebilirdim ama ısmarlama usulü yazamıyorum.
“Bebeğim” ifadesine takılanlar vardı sanırım, eski şiirlerime göz atmalarını beklerdim yorum yazmadan önce. Benim bir çok şiirde kullandığım bir hitaptır ve konuşarak yazılan şiirlerde genelde bir şekilde hitap etmeniz gerekir ya da bu benim hissiyatım.
Bu şiir benim hayatımın ne bir köşe taşı, ne de mucizesi ya da felaketi, bu sadece yazdığım başka bir şiir. Ne parlatılmasına ne de yerin dibine batırılmasına ihtiyaç var! Öfkeyle değil eğlenerek yazdım çünkü bu gerçekleri zaten Kadına Şiddete Karşı Müslümalar İnisiyatifi’nde ciddi bir şekilde tartışıp, üzerine düşünüyor ve bir şeyler üretiyoruz arkadaşlarımla. Ama bazen de insan bir şeyleri tersinden göstermek istiyor. Erkekler üstünlük istiyor, erkekler hakimlik istiyor, erkekler egemenlik istiyor, Erkekler ayrıcalıklı olmak istiyor, Öyleyse ben bir kadın olarak bunun ironisini yapmışsam ne olmuş?
Bu şiirin bir kısmını cinsellik üzerinden kurduğum gerçek ama erkeklerin/erkekliğin kadınları görmek istediği tek yerin bu nokta olması da acı bir gerçek değil mi? Üremek ve şehveti doyurmak için değil mi hakim erkeklik algısının “kadın”ı anlamlandırdığı yer?
Aynı kadınlar şiir yazmasın dedikleri gibi, kadınlar öfkelerini kusmasın gibi neresinden bakarsan bak saçma olan istekler böyle bir şiirin altına bile yazılıyor ya pes diyorum. Kadınlar şiir yazıyor ve bazı erkekler bunu görmezden gelip kadın şair mi var? Hani bi İsmet Özel gibi kadın var mı diyorlar? Okumuyorsunuz arkadaşım okumuyorsunuz. Bir edebiyat dergisi etrafında şair okumaları yaparken önerdiğim Lale Müldür’ün kitabını sadece iki erkek okuyarak gelmişti ama biri hariç beşi birden eleştiriyordu ( evet evet okumaya gerek yok ama eleştirmek şart çünkü). Bizim mahallede yalnızca Adamlar güzel olarak anılır yedisi de olsa yetmiş yedisi de olsa bu böyle. Neyse..
Erkekler deyince bazı erkek arkadaşlarımız kırılıp darılıp kızıyorlar bize, o sebeple erkekler dediğimizde önünde arkasında ya da yanında ne ile andığımıza/eleştirdiğimize bakarak kendilerini o genellemeden çıkartıp rahatlasınlar.
O kadar çok yorum var ki her birine ayrı ayrı cevap yazamadığım için kusuruma bakılmasın diyorum umarım cevaplamam gereken ve kaçırdığım bir şey olmamıştır.
Selamlar..

Konuk Yazar

12 yorum

  • Hem şiirinde ki öfken hemde bu şiiri yazdığın için sana yöneltilen ağır ithamlara cevap yazma zorunluluğunda hissetmen ağlattı beni.
    Bu memlekette kadına dair herşey ağlatıyor bizi ve hesabımız herzaman ki gibi ALLAHA kalıyor.
    iyiki Allah var tasa yok.

  • bayatlamış erkek ‘rehber’liği artık bir dönüp kendine bakmalı. aynı söylemler ve dikteler (haydi kibarca öneri diyelim); değişen zaman, değişen müslüman erkek, hem mitik hem de değişen zamana uygun bir karma/kırma olması beklenen kadın.
    Superman erkek değil miydi?!
    yüksek irade ve mantık sahibi b(ir)eylerin içgörüden fersah fersah kaçmaması bekleniyor.
    her rolü modeli kadından talep eden algıyı, lûtfen, herhangi bir kadına ayırdığınız bir düşüncelik zaman dilimi kadar, mikroskoplarınızda inceleyip de beri geliniz.

  • “Bizim mahallede yalnızca Adamlar güzel olarak anılır.” cümlesi, meselenin özeti. Eline sağlık Nebiye…

  • ahlakını sorgulayan ahlaksızlar bir yana, metni ben de eleştirecektim ama alperen yazdıktan sonra gerek kalmadı. bence ismet özel’in şiirini anlamamışsın, onun kurduğu gibi cinsellik üzerinden kursan sorun değil de bizzat erkekleri “fıtratı” hormonlarıyla çalışmak üzerine kurulu olan mahluklar gibi görerek sadece haksızlık etmiyor, aynı zamanda Kuran’ı anlamakta bir güçlüğe düşüyorsun, bence sorun buralardan kaynaklanıyor. sadece kadın olduğun için akıl almaz sözlere maruz kaldığını biliyorum, onların yanında bunların lafı bile olmaz belki ama onları hesaba kattıkça konuşamaz olacağız, o yüzden onlar yokmuş gibi davranalım ve işimize bakalım: kuranî ifadeleri kullanmakta bu kadar rahat davranmadan da istediğimizi söyleyebiliriz gibi geliyor, nitekim “sana siyasetten soracaklar de ki” diye başlayan şiirindeki öykünmede olduğu gibi ifadenin gücüne kapılmadan veya öfkeyle kalkmadan önce, şiirin sadece kendi içinde bile bir ölçüyü hak ettiğini düşünüyorum.

    son olarak senin nezdinde, bazen kadınların erkekçe durma, erkekleşme eğilimlerini anlamakta zorlanıyorum, hak aramak veya öfkemizi dile getirmek için niçin erkekleşmemiz gerekiyor? yani bunu hiç sorguluyor musunuz, çünkü burada o “eril dil” ironiyi aşıyor ve sevgilim’ler de dahil olmak üzere giderek “senin dilin” oluyor…

  • Adamım büyüksün şiiri; erkeklere sevmedikleri, hiç fotojenik olmayan perspektifleriyle aynaya baktırdı. Gördükleri manzara kötü yanlarını yansıtıyordu. Üstelik üslup, ironik ve enpatik tarzıyla, zor anlaşılan, dalgalı bir ayna yüzeyi oluşturmuştu; bu da erkeklerin daha
    nasıl olduklarını çözemedikleri bir görüntü oluşturuyordu. Çözemeyenler sinirlendiler; sinirlenenler çözemediler…

    • bravo. yazmama gerek kalmadı, işte öfkenin sebebi tam olarak bu.
      Erkeklerin yüzüne tutulan ayna onları kendilerinden iğrendiriyor,yüzleşmek istememelerinin ve saldırganlaşmanın sebebi bu.

  • mehmet talhaya, sen hem ismet özeli, hem kuranı, hem de nebiyeyi anlamamışın. hepsini yeni baştan okuyup tekrar okumanı öneririm. tabi erkek olduğun için sadece hormonları çalışan yaratıklar olarak değerlendirilmek ağır gelmiştir anlıyorum elbette. ama sakın nebiye tüm ironiyi zaten bunun üzerine kurmuş olmasın. böyle zannedilmek nasıl bir şeymiş acaba -bizim sürekli hep her zaman maruz kaldığımız ithamlar- diye bir empati fırsatı sunmuş olmasın size. sana senin dilinle diyor kız, sana senin dokunuşunla diyor ya, daha ne desin ya hu. neyse canım tabii elbette sırf erkek olduğun için maruz kaldığın ithamlara aldırmadan biz işimize bakalım.

  • nebiye şiirini çok beğendim ama bu toplumda erkek olmadan kazanamıyoruz. ne yaparsak yapalım olmuyor yani, o yüzden eleştirileri kişisel alma. cidden bunu yazan bi erkek olsaydı toplumsal tabuları yıkan harika cesur biri olarak bakarlardı ama değiliz. öfkeyi de kadına yakıştırmazlar, nefreti de. insan değiliz çünkü hangi cüretle kızabiliriz?!

  • Olumsuz yorumlara cevap yazma ihtiyacınız bile bu ülkede kadınlar olarak durumumuzu net anlatıyor aslında.
    Fakat gidişat öyle gösteriyor ki yazdığınız şiirden rahatsız olan o erkek müsveddeleri ve erkek sevdalısı kadınlar için zor günler daha başlamadı ;-)