Konuk Yazar: Amine Kurtdişi
Benden yazdıklarımı satmamı istiyorlar. Kelimelerimi sansürleyip insanların zihinlerine pazarlamamı istiyorlar. Benden oyunu bırakmamı ve geri çekilmemi istiyorlar yani anlayacağın beni öldürüp diri tutmak istiyorlar. Üzerime günahtan kopup gelmiş ayaklarıyla basıp meydanlardaki sesimi kısmak istiyorlar. Oysa Tanrım bilmiyorlar ki kelimelerimi kötü kelimelerin geçtiği sokaklardan topladığımı. O sokaklarda ne tür savaşlar verip kaç kişiyi ardımda bıraktığımı. Kollarımda kaç bedenin can verdiğini ve benim hala o ruhlarla yaşadığımı bilmiyorlar. Korkuyorlar Tanrım. Kelimelerimin aydınlattığı sokaklarda yeşeren umutlardan korkuyorlar. Onların istedikleri değil de kendi istediklerimi olup kelimelerimle canlarına okuduğum için korkuyorlar.
Tanrım benden duymuş olma ama koltuğunda gözleri var gibi. Bu dünyada herkes Tanrı olmak için çabalıyor. Şu aralar herkes herkese senin soracağın soruları soruyor. Seni görevini yapmamakla suçluyorlar. Üstelik bir iki değil milyonlarcası hatalarının faturasını sana kesiyorlar. Kafataslarının içindekini kullanmakta o kadar acizler ki kullananları dört duvara tıkıyorlar. Görmelisin tanrım taş betonların üstü çiçeklerle dolu, dört duvar yeşeriyor sanki. Rutubet kokusu değil demirlerden sızan nergis bahçesi. İçerdekilerle bütünleşiyoruz Tanrım sesimiz her geçen gün daha fazla çıkıyor. Çünkü biz sana inanıyoruz. Sana inananlar umut eder. Umut ettiğimiz için kelimelerimizi satmıyoruz. Sana inanmayanlar ruhlarının anahtarlarından efendilerinin boynuna güzel bir mücevher sunar.
İnsanlara bunları söylediğimde beni tanrılarına şikâyet ediyorlar. İnanamazsın ama Tanrım bu çakma Tanrılar mücevherlerini kaybetmemek için her türlü hileye başvuruyorlar. Daha geçenlerde yanlarına çağırıp tehdit ettiler kalemimi. Kelimelerimi satın almaya kalkıştılar. Yeşilçam filmlerindeki gibi bastılar paraları önüme. Tanrım bu çakma tanrılar çok ahmaklar. Kelimelerimin değerini bilemeyecek kadar ahmak. Benim kelimelerim toprak kokan insanlar gibi. Ben kelimelerimi özgürlük için savaşanların üzerine elbise diye dikmişim. Gözlerden akan yaşı dindirsin diye mendil yapmışım. Maviyi süslesin diye gökyüzüne yollamışım. Ben kalemimi savaşta insanların bedenlerinden çıkan mermilerle doldurmuşum. Ne zaman mürekkebim biter savaş sona erer o zaman bırakır ve yaralamam Tanrılarını insanların.
Buradan Tanrılara sesleniyorum. Belki bir gece yarısı bir köşe başında yere yığarsınız bedenimi. Belki bir gün vazgeçip Tanrılıktan yaşarsınız insan gibi.
Yorum Ekle