Konuk Yazar: Arzu Beste.
Görsel: Fajar P. Domingo
Uzun yıllar süren müzakereler sonuç vermeye başlamış görünüyor. Birleşmiş Fikirler Bildirgesi’nin yayınlanmasını takip eden günlerde, yıllardır yer yer sıcak çatışma; yer yer ise soğuk savaşın yaşandığı Ben ve Kendim ülkeleri sonunda “Ah bu ben kendimi nerelere koysam?” konusunu masaya yatırmak için bir araya gelmeyi planlıyorlar. Hislerarası Barış Platformu’na göre ise toplantıda tatlıya bağlanması gereken ilk konu “duygusallık politikaları.”
Bildiğiniz yada bilmediğiniz gibi Ben ülkesi yıllardır duygusallığın ne kadar kötü olduğundan çeşitli mecralarda yakınıyordu. Son toplantıda Ben ülkesi elçisinin sarf ettiği “Duygusallık politikasının güçsüzlüğün bir göstergesi olduğuna inanıyorum. Umarım Kendim ülkesi bu politikadan bir an önce vazgeçer ve biz ve diğer güçlü ülkeler gibi duygularını hapseder.” sözleri Kendim ülkesinin tepkilerine yol açmıştı. Kendim ülkesinin ise şimdiye dek bu savaşta binlerce umudunu ve yaşam hevesini son yolculuğuna uğurlamak zorunda kaldığı biliniyor ve bu süreçte kaybedilen zaman maliyetinin 24,192 saliseyi aştığı tahmin ediliyor. Yine de Kendim ülkesi elçisi “Asırlardır süren duygusal bir gelenekten geliyoruz ve doğamız bu, mücadeleye devam edeceğiz.” diyerek karşılık vermişti.
Bu coğrafyada çok yaş döküldü, barışa olan ümidimizi kesmek üzereydik diyor Kendim ülkesi sakinlerinden biri. Suların durulması ile bazı şeyleri daha net görmeye başladık. Her stratejiyi denedik ancak duygusallık konusunda çözümsüz kaldık. Ben ülkesi ise durmadan bizi tahrik edip, duygusal olmamamız gerektiğini belirten müdahalelerde bulundu; iç işlerimize karıştı; bu dönemde oldukça yara aldık.
Yaptığımız uzun incelemeler sonucunda duygusallık politikasının o kadar da kötü olmadığını gördük.” diyor bir başka sakin. Sivil Duygular Kuruluşu ise son raporunda bu konuya değinmişti:
Küreselde duygusallık kadın kavramının içinde değerlendiriliyor. Kadın güçsüzdür; o zaman duygusallık da güçsüz bir politikadır —aynı şey tam tersi için de geçerli olmak üzere— denerek süregelen zararlı bir söylem üretiliyor. Oysa yapılan son araştırmamızda ne kadınlık kavramının ne de duygusallığın güçsüzlükle bir ilişkisi olduğunu tespit edebildik.
Tüm gözler müzakereye çevirilirken ekliyor: “Ne kadar zor olsa da hissetmek güzel bir eylem. Kadın olmak güçlü bir reform ve duygusallık iyi bir politika. Umarız müzakerelerde her iki taraf da gerekli tavizleri vererek en yakın zamanda barış güvencesi sağlar. Bu süreçte özellikle Ben ülkesinden, Kendim ülkesine kazanılmış kredilerini ve gerekli hakları en yakın zamanda vermesini talep ediyoruz.”
Aynı zamanda, kulislerde, Kendim ülkesine gönderilmek üzere battaniye, gıda ve mendil yardımlarının düzenlendiği konuşulurken; Ben ülkesi elçisinin baş düşünceyi ziyaretinde hediye etmeyi planladığı playlistin, şarkılarda ağlamaları ile bilinen Kendim ülkesi halkı tarafından olumlu olarak karşılanması bekleniyor.
Yorum Ekle