Yazar: rumeysa ç.
Proje okullar, Toma’ların müdahale ettiği liseler, en son da “o’halde karma eğitime son!” kampanyası. Hayatımda sanırım ilk defa “Karanlığa gidiyoruz! Geriye gidiyoruz!” nidalarına sinirlenemedim ve doğru düzgün cevap veremedim. Özellikle karma eğitimin kaldırılmasına dair bu garip kampanya benim için bardağı taşıran son damla oldu diyebilirim. İleri-geri, ilkel-çağdaş gibi köhnemiş ikiliklerin üzerine kendimi hala kuramıyorum ama gittiğimiz yerin de iyi olmadığı çok açık.
Hayatım boyunca karma okullarda okudum, o yüzden karma olmayan eğitim konusunda ahkam kesecek değilim ama karma eğitimin bence toplumsal olarak ne ifade ettiğini yazmam gerektiğini hissediyorum. Kadınların ve erkeklerin ve hatta bence diğer tüm toplumsal grupların, eğitim dahil tüm kamusal alanlarda (ve mümkünse özel alanlarda) bir arada yaşamaları gerektiğine inanıyorum. Benim hayalimdeki dünyada azınlıkların dilini sadece azınlıklar öğrenmiyor, insanlar birbirinin hikayesini açıklıkla dinliyor ve kadınlar ve erkekler de eşdeğer koşullarda hayatta kalma mücadelelerini veriyor. Birbirini görmeyen, birbirinin hikayesine değmeyen, birbirinin acısını bilmeyen insanların birbirinden nefret etmesinin ve birbirine ayrımcılık uygulamasının daha kolay olduğunu söylemek çok mu bariz olanı tekrar etmek olur? Mevzu kadın erkek olduğunda sanki sürekli etkileşim halinde olan insanlardan bahsediyormuşuz gibi düşünüyoruz ama benim tecrübelerim şunu gösteriyor: Özel alandaki hiçbir etkileşim kadın ve erkek arasındaki alt-üst ilişkisini kırmaya hizmet edecek hale gelemiyor.
Bu yazdıklarımı sadece kadınlara açık alanların kadınlar için ne kadar değerli olduğunu bas bas bağıran bir kadın olarak yazıyorum. Tüm toplumsal grupların sadece kendi istedikleri zamanda sadece “kendileri gibi” insanlardan oluşan ortamlarda bulunma, eğitim alma, tartışma, iş yapma olanaklarının olması gerektiğine de inanıyorum. Ama buradaki önemli vurgu meselenin “istediğinde” olması ve bu “yalnız kalma” halinin toplumsal anlamda bir misyonunun olması. Kadınların ya da diğer toplumsal grupların kendi kendilerine kalmalarının onları güçlendiren bir misyonu olması gerekiyor bence. Güçlenecekler ki kamusal alana daha güçlü çıkacaklar, ayrımcılıkla mücadele edecekler, herkes için daha iyi bir dünya isteyecekler.
Çok ütopik ve naif duyuluyor olabilir yazdıklarım. Ama “karma eğitim kaldırılsın” kampanyasına karşı çıkışımın bir “karanlıkla mücadele” olmadığını anlatmak istiyorum Müslüman bir kadın olarak. Kamplaşmadan, gettolaşmadan çektiğimiz kadar hiçbir şeyden çekmediğimiz şu dünyada kadınları ve erkekleri kamusal alanda birbirinden uzak tutarak “namuslarınızı” koruma altına aldığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama kadın erkek arasındaki uçurumu açmaktan başka bir şey istemiyorsunuz. Kadın ve erkek arasındaki sağlıklı iletişim ihtimalini de büyük oranda çöpe atıyorsunuz. Kadınları erkekler, erkekleri de kadınlar için salt bir “gizem” haline getiriyorsunuz. Karşısındakini düşünceleri, hayalleri, umutları olan bir “insan” olarak algılamaktan uzak çapraşık bir erkek pozisyonu yaratıyorsunuz.
Bu tartışmada canımı sıkan bir diğer nokta ise gençlere yapılan bu “hormonlarından aklı şaşmışlık” muamelesi. 12-13 yaşlarında bluğ çağına gelen her çocuk ibadetlerinden yükümlüyse eğer ve özel alanda onlara verdiğiniz “eğitime” güveniyorsanız gençlere böyle bakmaktan vazgeçeceksiniz efendim. Eğer madem böyle ne idüğü belirsiz, nereye gideceği belli olmayan yaratıklar bu gençler, onları cidden okullarını ayırarak istemediğiniz hal ve davranışlardan uzak tutacağınızı mı düşünüyorsunuz? Hala kadın ve erkeklerin arasındaki tek muhtemel ilişkinin cinsellik içereceği kabulünün ve cinselliğin kadınlar ve erkekler birbirinden ayrıldığında ortadan kalktığını düşünmenin sığlığını ifade etmek bana komik geliyor zaten. Onu geçtim, okul çıkışları, mahalle parkları ve hatta internet… Siz hala cidden bir insanın hayatını her yönüyle kontrol edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Bakalım daha neler göreceğiz. Ama her şeye dokunun dostlar da, karma eğitime dokundurmam. Benim çocuğumun kendi beyninin de bedeninin de sorumluluğunu almayı bilmeden yetişmesine izin vermek istemiyorum. Bu hakkımı benden alamazsınız.
Karma eğitim pedagojik bir yanlıştır. Erkeklerin fıtratı sadece bir kere dinlemeye,ezberlemeye meyilli iken, kızlar,defalarca ayrıntılı bir dinlemeye ve not almaya ihtiyaç hisseder. Başta ABD, İngiltere, Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi yaklaşık 10 yıldır karma eğitimin, başarıyı öldürüp öldürmediği konusunda tartışmalar yapıyor. Konuyla alakalı düzenlenen sempozyumlarda olaya objektif bakan her profesör karma eğitim yapmayan okulların başarısının yüksek olduğundan ve bu başarı özellikle kız öğrencilerde görüldüğünden bahsediyor. Ülkemizde iyi işler başarmaya çalışan hanımlar uzun uğraş sarf etmek durumundalar…
Bir alıntı : Prof. Dr. Sigrid Metz-Göckel, Amerika’daki kız okulundan mezun kadınların başarısını şöyle anlatıyor:
“Kız üniversitelerinden mezun olan kadınlar, yeni araştırmalara göre, iş hayatında ve bilimsel çalışmalarda çok başarılı. Amerika’da, kız kolejinden mezun olanlar yüzde 4 civarında olmasına rağmen mesleklerinde başarılı olan kadınların üçte biri kız kolejlerini bitirmiş. Kız koleji mezunları, kadınları çok iyi temsil ediyor ve ekonomi alanında yönetici pozisyondalar, Kongre’deki kadınların yüzde 24’ü kız koleji mezunu, tabii bilim dalları ve tıp alanında doktora yapanlar da var.” (Schule Lebendig Gestalten, Dr. Maria Anna Kreinbaum, s. 64.)
Ben toplumsal barış diyorum, siz akademik başarı diyorsunuz :) Ne diyeyim :)
ABD’de kiz kolejlerinin buyuk cogunlugu Mount Holyoke ve Smith gibi son derece seckin okullardir. Bu okullara lisede buyuk basari gostermis, okul disi faaliyetlere katilmis, cogunlukla da yuksek sosyo-ekonomik siniftan ogrenciler gider. Haliyle bu ogrenciler yalniz kadinlari degil, ait olduklari sosyal sinifi ve gelir grubunu da temsil etmektediler. (Artik “temsil etmek” ne demekse…) Prof. Dr. Sigrid Metz-Göckel calismasinda bunlari belirtmediyse istifa edip Alman akademisindeki binlerce issizden birine yer acmasini tavsiye ederim.
sacmalamayin boyle bir sey yok, neymis erkekler bir kere de dinleyip ezberler, kizlar defalarca. madem iddianiza cok guveniyorsunuz cift kor kontrollu bir calisma yapip yayinlayin biz de degerlendirelim.
Olaya objektif bakan profesör… profesörün profesörlüğünün yanında bir de objektif ünvanını haketmiş olması çok hoş. Fahri objektif mi baya çalışıp mı objektif olmuş?
Liseyi kız lisesinde okudum ve akademik anlamda benim ve arkadaşlarımın başarı ve motivasyonumuzu düşürmekten başka bir işe yaradığını düşünmüyorum. Kadın ve erkeklerin birbirine insanca bakabildiği bir toplumda söylediğiniz mümkün olabilir belki ama bizim toplumumuz henüz bu durumda değil gibi duruyor.
bu fıtrat kelimesini 1994 yerel seçim sonrası Refah partisi İstanbul Büyükşehir belediyesini aldıktan sonra ne çok duyar olmuştuk tv oturumlarında…kapitalizmi, sanayiden kaynaklı çevre sorunlarını eleştirmek üzere de çok kullanıyorlardı da şimdi hepsi birer kapitalist oldular…karma eğitime son vernmek için de yeni bahaneler arayışındalar…4+4+4 uygulamasıyla kızlar okuldan uzaklaştırmaları yetmedi
İlla öğrenci başarısına bakılacaksa, karma eğitim yapan üniversiteler ve yapmayanlar arasındaki yapısal farklara ve öğrenci-hoca dinamiklerine de bakmak gerektiğini düşünüyorum. Karma eğitim yapan üniversitelerde erkek öğrenciler hocaları tarafından kayırılıyorsa (tutum, not, söz hakkı verme, kendine guven asilama, vs.), kadın öğrenciler zaten anlamaz/ileride çalışmaz vs. gibi bir takım önkabuller üzerinden ayrımcılığa uğruyorsa orada sorun kişilerin fıtratında değil, sistemin cinsiyetçi tutumunda aranmalidir.
iki eğitim metodunun da farklı avantajları ve dezavantajları olsa de hem kültürümüzde hem de devlet geleneğimizde karma eğitim esastır. Ancak giderek değişen kültürümüz ve farklılaşan devlet geleneğimiz( bunu değiştirme yolundadır.
Sevgili Rümeysa kardeşim bende seni yazından dolayı anlamaya çalıştım,anladım sanırsam…
YA İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN/YAŞAYAMAZSAN , YAŞADIĞIN GİBİ İNANMAYA BAŞLARSIN.
Yaşadığın yanlışlıkları ve tecrübeleri idealize etmişsin,
Erkek ve Kadın ilişkisinde alt üst ilişkisi nedir nasıl bir söylemdir?
Eğer Bir alt-üst ilişkisinden bahsedilecekse de erkeklerin üst tarafta olmadığını birçok örnekle ortaya koyabiliriz.Geçmiştede bu böyle idi günümüzde de böyle.
Birde kızlarımızın ve erkeklerimizin İFFETLERİNİ korumaları isteniyor bizim hayat rehberimiz olan
KUR’ANı KERİMDE
Kız çocuklarımız veya gençlerimiz ve Erkek çocuklarımız ve gençlerimiz iffetlerini nasıl sürekli konuşarak aynı mekanda sürekli yüz yüze bakarak başarabilirler ,bu daha zor bir imtihana talip olmak değilde nedir?
Bu yazı bilerek veya bilmeyerek fıtratı yok sayıp yanlışı veya münkeri hoş göstermek çabası
Şu yazdıklarınız üzerinden yazıda anlattığım hiçbir şeyi dinleme taraftarı olmadığınız açık. Yorumunuzu da yaygın bir kullanım olduğu için onayladım. Ama düşünmez misiniz? Diyen Kur’an bize iffetlerimizi de kendi korumamız altına veriyor. “Sınavı kolay yoldan geçmek” isteyen öğrenci gibisiniz. Madem alt üst ilişkisi yok binlerce kadın her gün neden ölüyor? Neden bu sitedeki onlarca yazı yazılıyor? Bu sınavı da kolayce geçmişsiniz, ama benim dersim bu değil. Benim derdim Allah’ın kadınşara verdiği canların, hayatların hiç yoluna heba olmamasında. Keşke biraz dinleme taraftarı olsanız
Sevgili yazar bütün karşı yorumlara anlamıyorsunuz diye karşılık vermek anlaşılma gayretinizi göstermez sadece dediğimi tasdik edin isteğinizi ortaya koyar. Karşı yorum yapanlar gayet objektif delillerle konuşuyor uygun değilse size, teşekkür edersiniz. Karma eğitimi de görmüş kız lisesinden mezun biri olarak diyebilirim ki lisede kesinlikle eğitim ayrı olmalı. Üniversitede belki sorun olmaz ama öncesinde kesinlikle karma eğitim çeldirici.
Bütün yorumlara anlamıyorsunuz diye cevap vermiyorum. Sadece benim tartışma noktamın kaale alınmamasını görmek, yazımın kaale alınmadığını görmek demek oluyor. “Çeldirici” ne demek mesela? Neye çeliniyor insanların zihinleri? Ben karma okulda okuduğum için neyi başaramadım ya da neyi yanlış öğrendim?
Amacım karma olmayan eğitimi yermek değil ama karma eğitimin kaldırılmasını talep etmenin hatasını göstermek. Benim işaret ettiğim noktayı kaale almadan yorum yaptığınızda nasıl cevap verebilirim?
Hem karma hem de kız lisesinde eğitim görmüş biri olarak kesinlikle şunu ifade edebilirim ki karma eğitim gören sınıflardaki kızların ve erkeklerin karşı cinse bakışları daha sağlıklı ve normal gelişiyor. Büyüme çağında karşı cinsle etkileşimi olmayan bireylerde cinsiyet algısı ve toplumsal roller gerçekçi olmayan bir yöne evrilebiliyor. Batı ülkelerindeki kız kolejleriyle kıyasın da doğru olduğunu düşünmüyorum, çünkü öncelikle o ülkelerde kişiler okulda olmasa bile sosyal hayatın farklı yerlerinde biraraya gelebiliyorlar. Bu da yazıda bahsi geçen sakıncaları ortadan kaldırmış oluyor. Bizde idealize edilen model ise namahrem kabul edilen tüm karşı cinsle sıfır iletişim. Bunun, Kur’an’da ve Peygamber’in örnekliğinde sunulan modelle de çeliştiği kanaatindeyim. Kur’an’da “mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin velileri, yardımcılarıdırlar” şeklinde bir ayet var. Sahabe kadınların mescidde halifenin hutbesine müdahalesi var. Peygamber’e gelip eşlerinden şikayet eden kadınlar var. Savaşta komutanlık yapan bir Peygamber eşi örneği var. Bu örneklerin daha yüzlercesi dururken karma eğitime İslam adına karşı çıkılması çok acı verici.
Yazmamak için direndim ama kadın ve erkeklerin birbiriyle olan münasebetini dengede ve ‘normal’ şartlarda sürdürebilmesinin en temel gerekliliği bence karma eğitimdir. Okul hayatım boyunca karma eğitim veren okullarda okudum, üniversiteyi kazandığım sene de babam beni karşısına alıp konuştu. (Şimdi evden uçacak, kendi başıma yeni bir şehre gidecek ve o çoooook korkulan şeyi yani hayata karışmayı başımda anne ve babam olmadan yapacaktım) Malum başımız örtülü ve o dönem iman derecen erkeklerden ne derece kaçtığınla yakından ilintili idi. Haşa sınıf arkadaşlarımızdan biriyle konuşmak, bir merhaba etmek, sağdan soldan bir iki lafın belini kırmak mevzu bahis bile değil. E ben de sıkı sıkıya bunlara bağlıyım. Sevgili babacığım gerçekten çok dindar bir insan olmasına karşılık bana şunu tembihlemişti: ”kızım, her erkek senin kocan olacak değil, insanlarla konuşmaktan onlara selam vermekten korkma. Sen sosyal hayatın içinde hep olacaksın, eğer evde oturup haramdan kaçmayı planlıyorsan hiç kendini yorup da o okula gitme.” Babamın, kendi mesleğinden dolayı muhattap olmak zorunda kaldığı, meslek sahibi dindar hanımların bu tavırlarından belli ki çok muzdaripti. Şimdi yaşını almış, sosyal hayatın içine az çok karışmış biri olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; müslüman kadın ve müslüman erkeklerin karşı cinsle ‘normal ve insani’ bir şekilde iletişim kurma problemi had safhada. Ya çok ölçüsüz bir şekilde uzak ya da yine çok ölçüsüz şekilde samimi. Erkeklerin yanlış anlamaya o kadar müsait bir algısı var ki malesef çoğu zaman babacığımın bana vermiş olduğu ölçüyü bir kenara bırakmak zorunda kalıyorum. Sadece kibar olmak için bile gülümseyemiyorum misal. Yemek yedikten sonra masayı toplayan garsona gülümseyerek teşekkür edecekken kendimi frenliyorum, hey ne yapıyorsun burası Türkiye! Günlük hayatın zorunlu ortak alanlarında ne kadar suratınız asık ve ne kadar mesafeliyseniz imanınız da o derece güvence altında. Halbuki dünyada ‘karşı cins’ olmak dışında da dertleri olan bireyleriz. Kadın ve erkek olarak, bulduğumuz ilk boşlukta, ilk fırsatta kendimizi ötekinin kollarına atarak teselli bulacağımızı zannediyorsak, veya bu tarz bir tehlike ile her an karşı karşıya olduğumuzu farzediyorsak büyük bir yanılgı içerisinde değil miyiz? İnsanları tutan bişey olmalı evet, günahtan, haramdan, bu derece düşmekten muhafaza eden bir şey ama sanmıyorum ki bu dikenli tellerle çevrilmiş sınırlarımız olsun.
ne güzel yazmışsınız..
Bence ayrı olmalı. Niye mi? Çok sebep var. Laf olsun diye değil o kadar sebep var ki. Üşeniyorum hepsini yazmaya şimdi. Ama sadece birini yazayım bari. Erkekler kendini kızlara beğendirebilmek için türlü maymunluklar yapıyorlar. Böylece karakterleri oturmuyor. Karaktersiz budala tipler çıkıyor. Bu budala nesil ileride hiçbir şeye itiraz edemiyor, hakkını savunamıyor. Özel sektörde eziliyor, kamuda eziliyor. Bir millet düşünün erkekleri kaypak ve karaktersiz. Ne işe yarar? Erkekler böyle olursa ne aile düzgün olur, ne çocuklar karakterli bir baba figürü görebilirler. O çocuklar zaten Allah yardımcıları olsun.
Ben de erkek lisesinde okudum ve bahsi geçen “maymunluk” caddelerde, sokaklarda ve başka okulların kapılarında (bugün baktığımızda tacize varan) maymunluklara dönüşmüştü. Üstelik gününüzün önemli bir kısmını yüz yüze geçirmediğiniz, ertesi gün büyük olasılıkla tekrar yüzünü görmeyeceğiniz insanlara karşı çok daha pervasız, aşırı davranışlar sergilenebildiğinin ilk elden tanığıyım. Okul, sınıf, sıra bir rabıta zeminidir, bir sosyal müşterektir. Ne yapasanız yapın orada çok daha ölçülü olmaya sevkeder sizi. Üstelik birbirinden izole edilmiş genç insanların en basit en doğal detayları bile nasıl abartıp, mitleştirdiklerini, her şeyi sürekli hayal güçlerine havale ettiklerinde ne kadar yanlış ve temelsiz hezeyanlara kapılabildikleri de söz konusu. Eğitim karma olmalıdır.
bence her cesit okul olsun, isteyen karma okula isteyen ayri okula gitsin.
konu kilit.
Fiziksel okul olmasın. Yıl olmuş 2018. Eğitim ve öğretim online olsun. Ameliyatlar bile artık kıtalararası yapılabiliyorken insanları insanlarla muhatap etmeye gerek yok. Karma eğitimi kaldırdınız diyelim, aynı cinsler aynı ortamda… cıx! Olacak şey değil. Eşcinsellik yayılacak bu defa da. Kız Kuran kurslarında, erkek koleji yurtlarında tanık olunmuş olaylar var. Sonra insanlığın nesli tükenecek efenim. Fıtrat bu fıtrat. Ateşle barut yanyana duramadığı gibi ateşle ateş, barutla barut da yanyana durmamalı. Üst üste de durmamalı. Hiç durmamalı efenim. İnsanın aklına neler getiriyorsunuz öyle.