İlk kez regl olduğumda mahallemizdeki bakkaldan bozma ufak marketten ped alırken zorlandığımı hatırlıyorum, satan kişi, yaptığım utanılacak bir şeymiş gibi gözlerini dikip bakmıştı. Bugün bile görüntüsü, o hâli canlı. Pedi aldım ama bir daha oradan alamayacağımı düşündüm. O adam artık regl olduğumu biliyordu! Ne korkunç! Genç bir kadın, tamamen doğasına, yaradılışına uygun bir şekilde regl oluyor ve bununla ilgili bir ihtiyacını temin ediyor. Ne ayıp! O yaşlarda biri size bunun utanılacak, saklanması gereken bir şey olduğunu söylerse siz de utanır ve saklarsınız. Bu durumdan beni süper marketler ve babam kurtarmıştı. Düzenli olarak, üç kızına ped aldı. Utanmanın ne kadar garip olduğunu, babamın yaptığının ne kadar önemli olduğunu zamanla anladım. Aradan geçen zamanda tüm bunların değiştiğini sanıyor insan ama sonra bir bakıyorsun, pedleri alırken siyah bir poşete koymamızı söyleyen, ped aldığımız için bizi kınayan ya da regl dediğimiz için sapık ilan eden birilerine denk geliyoruz. Bazı şeylerin değişmesi zaman alıyor.
Bahar Aldanmaz Fidan ve İlayda Eskitaşçıoğlu’nun yazdığı, Aslı Alpar’ın resimlediği Hadi Konuşalım da bunu konu alan bir kitap. İlayda Eskitaşçıoğlu ve Bahar Aldanmaz Fidan Konuşmamız Gerek Derneği kurucuları. Böyle bir kitap hazırlamaları da ataerkil bir düzende yaşayan kadınlar için yerinde bir çalışma, regl, rahatça konuşulması gereken bir konu.
Genç kadınlara, henüz regl olmuş ya da olmak üzere olan kadınlara hitap eden bu kitap regl hakkındaki mitleri ve tabuları Elif’in yaşadıkları üzerinden değerlendiriyor. Kitap boyunca Elif’in günlüğünden de yaşadıklarını takip ediyoruz. Elif regl olunca hem konuya hâkim olmamasından dolayı şaşkınlık yaşıyor, hem de çevresindeki insanların tepkilerinden çekiniyor. Bazı arkadaşları ona regl iken turşu kuramayacağını, duş alamayacağını söylüyor. Bunlar mantıklı gelmese de Elif tüm bunlara şaşırıyor. Günlük, bir biçim olarak okuyanın daha rahat empati kurmasını sağlıyor. Sınıfta Konuşmamız Gerek Derneği tarafından verilen ufak bir eğitimde bile yaşananların kadınlara tanıdık gelmemesi imkânsız. O yaşlardaki genç bir kadının bakış açısı yerinde aktarılmış, eğitimde anlatılanlar elzem.
Kitap sadece regl olmak üzerine de değil tabii, regl yoksulluğundan da bahsediyor. Dünyada ve Türkiye’de pede ulaşmakta zorlanan kadınlardan ve sebeplerinden de bahsedilmiş.
“Hijyenik ped, tampon ve menstrüel kap gibi ürünleri herkes rahatlıkla satın alamıyor ne yazık ki. Bu ürünler çok yakın bir zamana kadar %18 Katma Değer Vergisi ile, sanki lüks tüketim ürünleriymiş gibi vergilendiriliyorlardı, biliyor musunuz? Ne mutlu ki yakın zamanda bu vergi oranı biraz daha düştü. Ancak sorunlar ortadan kalkmadı. Bugün ortalama bir ailenin menstrüel ürün ihtiyaçlarını giderebilmesi için hiç de azımsanmayacak bir miktarda para harcaması gerekiyor. Asgari ücretle geçinen bir aile için veya kayır dışı çalışmak zorunda kalan mevsimlik bir tarım işçisi bir mülteci aile için bu çok yüksek bir fiyat bu yüzden regl olan pek çok kişi bu ürünlere erişim sıkıntısı çekiyor. Tek sorun bu ürünlerin pahalılığı değil ne yazık ki. Kimileri için zor yaşam koşulları nedeniyle temiz, güvenli bir tuvalet, bir çöp kutusu da bazen erişilmez olabiliyor. Biz bunların tümüne regl yoksulluğu diyoruz.”
Regl olmak, hasta olmak değil, bu bilinçle hareket etmenin bile bir kadının iç dünyasını değiştireceğine inanıyorum. Kendine her ay “hastalanıyorum” diye bakmak yerine, bu olağan bir şey demek ister istemez fark yaratır. Bazen kendini sevmeyi, kendini kabul etmeyi kapsül bilgilerle sunanlara tepki gösteriyoruz ya, regl ile barışmak benim için kendimi sevmek, kendimi kabul etmek demek. Regl olduğum günler yorgun hissedebileceğimi biliyorum, yaşadığım o durum ya da çok meşhur bir komedyenin bir zamanlar dalga geçtiği gibi “hâllerim” normal. Hâllerimle şeytanlarım gibi savaşmıyorum artık. Nedense kadınların hâlleriyle dalga geçerken, erkeklerin trafikte öfkeli tavırları, tüm dünya ve yol hakları onlara aitmiş gibi davranmaları hâlleri çok normal… Kimse yaşadığı herhangi bir sorunda, olay çıkaran bir erkeğe “Özel günündesin galiba?” demiyor. Aslında şunları yazmak bile saçma geliyor ama tane tane anlatmamız gerekiyor bazen. Tüm yaşadıklarımızın sebebi de tıpkı kitapta bahsedildiği gibi, daha çok erkekler tarafından yani regl nedir bilmeyen, bunu deneyimlememiş, bu yüzden empati kuramayan insanlar tarafından yönetilmemiz. Bazen anlaşılmasa da bazıları bu konuyu geçtik biz dese de biz konuşalım istiyoruz. Regl bir tabu olmamalı. Tabu olmamalı ki özellikle genç kadınlar kendilerinden, kadınlıklarıyla ilgili yaşadıklarından utanmasınlar, daha da önemlisi regl yoksulluğu yaşamasınlar.
Çok
sevdiğimiz bir diziden bir replikle de mesajımızı verelim. “Kanınız sizin
arkadaşınız!”[i]
[i] We Are Lady Parts dizisinin ilk bölümünden bir replik. Müslüman, çizer, feminist Bisma, regl kanını temsilen çizdiklerini iğrenç bulan genç kadınlara böyle seslenir.
Yorum Ekle