Dünya Çok Üzücü Bir Yerdi*

Konuk Yazar: Özlem Türkdoğan

Öncelikle Özgecan Aslan’a Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Adalet yerini bulacak demeyi de çok isterdim.

Bu vahşet de eklendi “kadın cinayetleri” istatistiklerine. Ölüm yarıştırma cenneti olduğu için makbul olmayan cinayetler ve makbul cinayetler diye kategoriler var ülkemizde. Her ölümün ardından ölüyü sahiplenenler, çocukların ölümü üzerinden taraflarını ve siyasi kavgalarını büyük bir iştahla devam ettiredursunlar cinayetler artıyor, caniler salıveriliyor. Özgecan’ın cansız bedeni toprağa verilmeden katilleri yakalanmadan siyasi rantlarını cansız beden üzerinden yürütmeye başlayanlar da öfke nöbetlerine sebep oluyor.

Kimileri siyasi iktidara bağladı hemen olayı, kimileri muhalefete. İktidar hızlıca dünyadan örnekler taşıdı sosyal medyaya sanki öldürülen 20 yaşında gencecik bir kız değilmiş gibi, muhalefet istatistik açıkladı, sayısı bilmem kaç katına çıkan ölümlerin. Rakamlar konuşunca acılar azalıyor mu ya da cinayetler duruyor mu diye düşünmeden. Yetmedi tabi, birilerinin kirli çamaşırını ortaya dökme telaşı her iki kesimi de sımsıkı kuşattı olağanüstü capslar eşliğinde…

Tartışmanın hemen ortasına düşen pembe kabus ise yeni bir paragrafı hak ediyor. Kadınları pembesi mavisi olmadan öldüren, sırf aynı durakta indi diye takip eden, taciz eden erkeklerin dünyası değil ya burası koca koca hocalar çözüm “üretiyor”..Kadınları ahlaklı ahlaksız diye ayırmak için iyi yöntem, gerçi kesmez sizi pembe otobüs, uçakları, trenleri, tramvayları hepsini ayıralım, aile içi tecavüzler için pembe gözlük önerisi olan.. En iyisi evleri pembeye boyamak içinde ahlaklı kadın var demek için , sokaklar ve kaldırımları da ayıralım külliyen çözüm…

Birileri de bu erkek şiddeti değil dedi. 3 dakikada bir kadın sevgilileri, karıları, anneleri ve devlet anaları tarafından öldürülen erkekleri anarak..O da kesmedi maalesef başka bir yarış daha; yok laik sistem, yok Alevi, yok Kürt, yok efendim komplo..Mini etek, dekolte, tahrik vs. hiç saymıyorum

Artık diyorum kadınların neden biber gazı taşıdığını, taksiye binerken neden telefonda plaka verme numarası yaptığını, evde yalnızken sipariş edileni ya da kargoyu alırken evde biri varmış gibi neden içeriye seslendiğini, kıyafetine her an kullanıma hazır çatal iğneyi neden taktığını, gündüzün ortasında yalnız yürüdüğü sırada neden telefonla konuşuyormuş gibi yaptığını –ki bu taciz, tecavüzden korunmak için en bildik pardon kadınların en bildiği pratik yöntemler ve yalnız bir kaçını sayabildim- konuşsak..

Biber gazı taşıyan kadınların ülkesi sizin için de yeterince tuhaf değil mi? Bir kadın cinayetinin üzerine güya protestoyla ettiğiniz küfürleri, kullandığınız şiddet dilini boca etmeniz sahi tuhaf gelmiyor mu size de.. Haber dilinize yapışmış adam kelimesi, gazetelerde, televizyonlarda kullandığınız boy boy pespayeler, pornografik diliniz de mi tuhaf gelmiyor..

Biliyoruz ki adalet işlemeyecek, rızası var, mini etek giyinmişti, tahrik etti, kot pantolon giyip doğum kontrol hapı taşıyordu, bağırmadı demek ki tecavüz değil indirimlerinden hangisi Özgecan için sözüm ona adalet saraylarında kullanılacak onu bilmiyoruz.

Siyasi rantlarınızı, tecavüzü meşruiyet için çabalarınızı, küfürlerinizi, sürekli bahsettiğiniz erkek cinselliğini, erkek fıtratını, pespaye medya dilinizi alıp gider misiniz?

Bildiğimiz bir şey daha var ki, çok üzgünüz, kızgınız, bir cinayeti daha siyasi tarafınıza yazmanıza öfkeliyiz , acısını yaşamak, yasını tutmak, rahmet dilemek için sussanız diyoruz…

* Birhan Keskin, Ve İpek Ve Aşk Ve Alev şiirinden bir dize.