Konuk Yazar:Z.
Görsel:Wadah Mehdi
Derya,
Eşinin arkasından kameraya çekingen bir halde el sallayan güzel kız…
Bana uzattığın eli ilk o an sezdim biliyor musun?
Üzerinde durmadım ama, affet.
Sonra çıktın geldin. Görüşme salonunda çarşafının altından çakmak çakmak gözlerin bana bakıyordu. Merak dolu bakışlar… Şaşırdım, bu soğukta onca yolu tek başına nasıl gelebildin diye. Burada olma sebebin eşindi evet, fakat bununla sınırlı kalmayacağını ikimiz de biliyorduk.
Biraz bekledin. Ben odamı havalandırdım.
Göçmensin; iletişimde sorun yaşar mıyız, diye biraz endişelendim.
Seni aldım karşı koltuğuma. Ne kadar gençtin, ne kadar güzeldin.
-Nasılsınız?
+İyiyim hocam çok şükür, siz nasılsınız?
-Ben de iyiyim… Sizi tanımak ve eşinizin sürecini bir de sizden dinlemek isterim.
Bir iki dakika, hatırlamadığım birkaç cümle… Çaresiz bir gülümseme ve başlayan gözyaşların.
Çok gençtin, daha 16 yaşında çocukken gördüğün bir adamla evlendirildin. Eşinin kumar sorunundan haberin dahi yoktu. Türkiye’de, hiç bilmediğin bir şehirde yaşamaya başladın. İki evlat sahibi oldun. Bu ülkede yakınım diyeceğin bir Allah’ın kulu bile yoktu. Babanı 11, anneni ise 8 sene önce görmüştün.
İran’da yedinci sınıfa dek okudun, İngilizce öğrendin. Türkçe’yi kolay bir şekilde öğrenmende İngilizce bilmenin etkili olduğunu söyledin. Dil öğrenmeyi seviyorsun.
+Anlatabiliyorum değil mi hocam? İyi mi Türkçe’m?
-Gayet iyi…
Eşin çalışmıyor, sen günlük temizlik işlerine gidiyorsun. Kazancın ile evi geçindiriyorsun. Büyük çocuğun ilkokul ikinci sınıfta, uzaktan eğitim için bu ay internet bağlatabildin fakat faturanı daha ödeyemedin.
+Süt yardımı alıyorum, bebeğim iki günde bir kutu sütü bitiriyor. Yardım kartım vardı, bezi o kartla alabiliyordum ama kartı iptal ettiler.
+Kayınbabam beni, yalnızlığımı anlardı. 2 ay önce vefat etti. Vefatı sonrasında bir kez gidebildim evine, kendimi boşlukta hissettim.
Evliliğinde fiziksel ve psikolojik şiddet vardı. Boşanmayı da düşündün. Boşansan soy ismi farklılığından dolayı çocuklarını İran’a götürememekten korktun. Gitsen annen baban da sahip çıkacak mıydı? Bilemedin…
Bekarken böyle bir evliliği sürdüreceğin aklına gelmezdi, şaşırıyorsun kendine. Seviyorsun, onun mücadelesine destek olmak istiyorsun. Sonra ellerini gösteriyorsun bana, son gittiğin evde temizlik yaparken yaralanmış ellerini. 200 TL almışsın, faturayı ödesen gıda alacak paran kalmıyor.
“Yalnızım” dedin… “Kimseye anlatamıyorum” yargılıyorlar dedin. Kimseye açamadığın kalbini bana açtın. Onca yolu çıktın geldin.
+Eşim gitme dedi, yardım falan etmezler. Ben gelmek istedim, konuşmak istedim. Psikolojik olarak desteğe ihtiyacım var. Yaşama yetemiyorum. Yine de şükür…
Benimle yaşıttın Derya. Bir gün önce evi süpürürken yoruldum deyip başka bir iş yapmamıştım. Sen koca evleri temizlemeye gittin, bir de geciktiğin için eşinden hakaret duydun.
Benimle yaşıttın Derya… Kıytırık bir tişörte 200 TL vermişken, sen o parayla aile geçindirdin.
Benimle yaşıttın Derya. Eşim öperek uğurlarken sen evinden tartışarak çıktın.
Benimle yaşıttın Derya. Çok gençtin.
Dünyadaki nice güzelliği sen hak etmiştin.
Sana diyemedim. Dolup taşan gözlerimi senden sakladım. Telefon numaranı verirken heyecandan titreyen sesin karşısında elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim. Sana sarılmak istedim.
-Bir sonraki randevu için arkadaşlarımız sizi arayacak.
Sana buradan sesleniyorum.
Nefesim tükenene dek senin kız kardeşin olacağım.
Ocağında pişireceğin sıcak bir çorba için, test kitabında çocuğunla çözeceğin sorular için, çeşmenden akacak suyun için, tarayacağın saçların için elimden geleni yapacağım.
Uzattın o eli tutup iyi ki geldin diyeceğim.
Varlığını, kadınlığını, anneliğini ayrı ayrı taçlandıracağım.
Sana güzel haberler vereceğim Derya.
Andım olsun.
Ahh hem hüzünlendiren hem de içimi ısıtan bir yazı.. umarım hayatta tüm Deryalar hakettiği hayatı yaşar…