Konuk Yazar: zeynep ç.
Kadınlar gününde kadınların isterse her şeyi yapabileceği, hiç kimsenin boyunduruğunda yaşamak zorunda olmadığı, kalıpları yıkabileceği, dünyayı kurtarabileceği filan üzerine yazılan yazılar, çekilen videolar hepimizi heyecanlandırıyor. Gaza getiriyor. Takdir edilmenin dayanılmaz gururu hepimizi etkiliyor. Fakat gerçekte bunların tüm kadınlar için geçerli olmadığını, kadınların bir şeyler başarması için sadece kendi iradesinin yeterli olmadığını biliyorum ve bu kalbimi acıtıyor. Sadece kendisi için bir şey istediğinde, örneğin en basitinden ciddi bir karar verip iradesini ortaya koyup boşanmak istediğini dile getirdiğinde öldürülen onlarca kadın var bu ülkede. Kadının en zayıf halka olarak görüldüğü, durumlar kötüleştiğinde ilk önce fedakârlık etmesinin beklendiği ve ilk önce feda edildiği bu toplumsal düzende kadının hür iradesinin tek başına çoğu şeye yetmediğini biliyorum. Hepimiz biliyoruz.
Herkese kendi hayat deneyimleri ışık tutar. Ailemde gördüğüm, tüm süreçlerine şahit olduğum, koca/baba hoyratlığında geçen yıllar boyunca ezilmiş ve üzülmüş, hatta ve ya da ölümleriyle yalnız kalmış, parasız ve güvencesiz kalmış, yetmemiş bu durumda çocuk büyütmüş, ev geçindirmiş, öğrenmek zorunda bırakıldıkları çaresizlik içerisinde kendilerine tanınan sınırlı alanda atabileceği sınırlı adım sayısı ile bir şeyler başarmış ve bir kez bile şikâyet etmemiş ya da takdir beklememiş ailemdeki kadınlara ve hikayesini bilemediğim diğer tüm kadınlara sonsuz saygı duyuyorum.
Bu toplumsal düzen içerisinde bir kadının eşit olmayan imkanlardan nasibine en az düşen miktarla başardığı zerre kadar şeye bol imkanla gerçekleştirilen büyük başarılardan çok daha fazla değer veriyorum.
İmkânsızlıktan imkânlar yaratan tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun.
Daha rahat yaşayabileceğiniz ve hakkettiğiniz değeri gördüğünüz bir dünya görmek ümidiyle.
“bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın
biri kırık olmalı
bu şartı yerine getirmeyenler
kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de
katılabilirler”
Benim de kafamda tam olarak bu dönüyordu: 8 Mart’ta herkes çok iyi reklamlar yaptırmış, CB çıkmış iyi sözler söylemiş, güzel güzel yazılar yazılmış da e peki ülkemin neyi değişecekmiş?
Kız çocuklarının eğitim oranı mı artacakmış? Kadın girişimci oranı mı? Yönetimde kadınların payı mı? Kadın sporcu mu? Çalışan kadın oranı mı? Nedir yani?
Yoksa bu böyle yılda bir “gönül alma” ayini mi?
Bilemedim, umarım sözde kalmaz, kırıntı da olsa somut birseylere sebep olur ama şundan eminim: Kadınların tahakkum altında yaşaması sadece kadınlara değil hepimize tüm topluma zarar veriyor. Desteğini kazanabileceginiz çok erkek var ve onlarla birlikte çoğunluk siz olabilirsiniz.