REÇEL

Kadın Namaz Kıldırırsa…

Benim asıl dert edindiğim mesele, Hollanda’da kadın imam tarafından kıldırılan Cuma namazını onaylayan paylaşımlar altına yapılan yorumlardı. Bu yorumlarda kadınlara Cuma namazı kılmanın farz olmaktan çıkarılması gibi neden kadın imam olamayacağını haklı nedenlere dayandırmak için edilen her söz ile aslında kadınlar nesneleştiriliyordu.

Konuk Yazar: Fatma Çiftçi

Bu yazının da görseli olan şu görsel bilgisayar ekranında belirdiği anda, ağzımdan coşku ile ” Allahu Ekber” nidasının çıkmasına neden oldu.

Önde imam konumunda bir kadın, arkasında bi tarafta kadınlar diğer tarafta erkekler olmak üzere yan yana saf tutmuş bir cemaat.

Nihayet insan olma ortak noktasında buluşmuş, Allah’ın huzuruna durmaya hazırlanıyor. Başka bir foto ise secdeye vardıkları anı gösteriyordu.

Fotoğraflar Amina Wadud’un feminist, yazar, din alimi, siyahi gibi bir çok kimliğiyle  Hollanda’da kıldırdığı Cuma namazı haberinin görseliydi. Ben ve haberi benimle birlikte -takipçisi bol- iki arkadaşım daha Facebook hesaplarında paylaştılar.

Cuma namazı hakkında yapılan tartışmalara alışığız. Malum, Kuran’da açıkça kadın erkek bütün inananlara farz olduğu, ” Siz ey imana ermiş olanlar! Cuma günü namaz için çağrıldığınızda her türlü dünyevi alışverişi bırakıp Allah’ı anmaya koşun! Eğer bilseniz, bu siszin yararınızadır.” (Cuma/9) ayetiyle ifade edildiği halde, sonradan zayıf bir rivâyete dayandırılarak kadınların üzerinden, çocuklar ve kölelerle birlikte bu farz “kaldırılmış”tı. Yani, Allah’ın bütün inananlara yolladığı bir ayetin hükmü Resulallah’ın vefatından hemen sonra zayıf bir hadisle daraltılmış ve kadınlar ustalıkla sosyal ve siyasi bir ibadet olan Cuma namazından dışlanıp evlerine yollanmıştı. Din alimi olmadığım için işin teknik kısmı hakkında yazacaklarım bu kadarla kalsın. (Dileyenler şu yazıda nedenlerini ve kadınlar açısından yol açtığı vahim sonuçları da okuyabilir, (http://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/04/29/kadin-ozgurlugu-kadinlarin-cumasinda-sakli/). Gelelim asıl dert edindiğim meseleye…

Benim asıl dert edindiğim mesele, Hollanda’da kadın imam tarafından kıldırılan Cuma namazını onaylayan paylaşımlar altına yapılan yorumlardı. Bu yorumlarda kadınlara Cuma namazı kılmanın farz olmaktan çıkarılması gibi neden kadın imam olamayacağını haklı nedenlere dayandırmak için edilen her söz ile aslında kadınlar  nesneleştiriliyordu.

Kadınla erkek bir arada olursa bu ibadet için bile olsa bundan etkilenen erkekler olabilirdi o yüzden “ZİNHAR!” bir arada olamazlardı. Erkeklerin fıtratı bu bir aradalığa izin vermezdi. Allah’ın huzuruna dururken bile içindeki beşeri/hayvanı zapt edememekten, kendisiyle birlikte saf tutan kadının cinsel cazibesine kapılıp namazının fesat olmasından korkan erkek kişisi, kadını mescitlerden izole edip kendileri için “steril” bir alan yaratmayı o kadar normal bir şeymiş gibi dayatıyordu ki hiç kimse ibadetin özünü konuşmuyordu bile! Sosyal ve siyasal konuların da konuşulup tartışıldığı cemaatle kılınan namazlarda “Hayırda yarışmak” mü’min duruşuyken, bu yarışa katılmak isteyen kadınlar erkeklerle yarışmak isteyen hadsizlerdi!

“Gerçekten engel olamayacağın bir durum söz konusuysa kadınları eve kapama kendini izole et! Yani namazını evinde kıl! ya da Resulullah’ın tavsiye ettiği gibi oruç tut! Libido denen Beşeri/hayvani dürtüye hakim olamıyorsan zaten Allah’ın huzuruna durma!”,  “Eğer gerçekten kadın ve erkek bir arada ibadet etmesi yasak olsaydı Kabe’de neden bir arada tavaf ediyor?” demek, olmadık suçlamalara muhatap olmak demekti.

Kişisel olarak, kadınları camiye, mescide, toplu ibadet zaman ve mekânlarına hasret bırakan bu uygulamaya iki cins arasındaki çekimi bahane etmenin, bu bahanenin altında yatan asıl amacı örtmek için kullanıldığını, kadınların sosyal siyasal hayata dahil olmalarına engel olmak için erkek egemen sistemin ustalıkla çevirdiği entrika olduğunu düşünüyorum. Hatta işte “hikmet-i ilâhi, asıl amaçları için ürettikleri bahane hakikatları olmuş, gerçekten nefislerini “zapt edemez” hale gelmiş, zapt edemedikçe de kadınlar üzerinde ki baskıyı arttırmışlardır!”, diyorum.

Haber paylaşımının altında ki tartışmaları okuyup zamana zaman katılıp üzerinde düşünürken bir kaç gün öne okuduğum yazıdaki tanışıklık hissinin nedeni de açığa çıktı. Bazı yorumları okudukça “işte aynı şey”, diyordum.

Oysa söz konusu yazı seküler mahalleyi anlatıyordu. Olay ve mekân bambaşka olsa da “dindar/muhafazakâr” erkekler ile “solcu demokrat yurtsever” erkekler aynı yere denk düşüyordu işte, egemenliklerini kaybetmemek için yoldaşı/dindaşı olan kadınları nesneleştiriyor, özne olarak kabul etmedikleri gibi buna itiraz edince bizi “anlamamakla” suçluyorlardı. Ortaklaştıkları en önemli nokta ise bunu yapmalarına rağmen meşreplerine göre kullandıkları dini yada feminist argümanlarla zalimliklerini meşrulaştırmakta gösterdikleri ustalık!

Dindar kadınların uğradığı linç girişimlerinden biri de ne zaman Allah’ın kendilerine verip de sonradan erkek egemen sistemin gasp ettiği haklarını talep etseler mutlaka bir “dış mihrakla” bağlarının oldukları suçlaması. Bahsettiğim tartışmalarda Gezi’den paralele oradan 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ’ye kadar uzanan suçlamalar havada uçuştu.

Bu uçuşma da bizim payımıza düşen bonus oluyor her zaman!

Konuk Yazar

18 yorum

Nebiye için bir cevap yazın İptal Et

  • Tamamen demogoji üslubuyla yazılmış bir yazı.
    Tek bir şeyi yazacak zamanım var: kadınlar Efendimiz (s.a.v) zamanında erkeklerle karışık mı namaz kılıyordu?
    Namaz ibadete dair bir unsurdur, sosyolojik sorunlarla aynı şekilde değerlendirilemez.

    • Peki peygamberimize kadınlar asla erkeklerle yanyana namaz kılamaz veya imam olamaz diye bir vahiy inmiş mi? Yoksa sadece o dönemki Arap kültürünün gereği olan bir uygulama miydi bu?

      Biz 1400 yıl önceki cahiliye devrinden yeni çıkmış toplumun geleneklerine göre yaşamak zorunda mıyız? 1400 yıldan bu yana kadının yeri hiç değişmedi mi? Bu soruları sormak zorundayız. Farz ile geleneği ayırt etmek zorundayız.

  • Tamamen demagoji üslubu ile yazılmış bir yazı.
    Birçok noktasına katılmıyorum. Sadece bir şeyi söylemeden geçemedim: Efendimiz zamanında kadınlar erkeklerle karışık mı namaz kılıyordu?
    Namaz, ibadete ilişkin bir meseledir, sosyolojik konularla aynı çerçevede ele alamazsınız.

  • sonunda olay nereye bağlandı hay yarabbim. allah selamet versin, doğru bildiğini zannedip kitleleri yanlışlara yönlendirmekten korusun sizi.
    kuran kadınlar ve erkekler için indirilmiş amenna, ama her kural iki cinsiyet için de geçerli değil. bunu biz peygamberimiz Muhammed Aleyhisselamın uygulamalarından öğreniyoruz. hangi hadis kitabında kadının erkeklere imam olabileceği yazıyor? Hangi fıkıh kitabında bu islamda vardır diyor? (Öyle bir kibr ki, fıkh alimleri, mezhep imamları bilmiyor siz biliyorsunuz ha!) erkek diye beğenmiyor olabilirsiniz, o zaman kadın alimlere bakın, hazreti fatımaya bakın, hazreti ayşeye bakın hangi biri imam olmuş namazda? kadınlar arkada erkekler önde cemaat olunabiliyor, ama imam olabilirsiniz demiyor dini bize öğreten peygamberimiz! Şafiide kadınlar kadınlara imam olabilir ama diğer mezheplerde böyle bir şey yok. Valla Allah hepimize doğru yolu göstersin. ama biraz azcık minicik ben bilirimciliği bıraksanız, dini siz indirmediniz onu bi hatırlasanız.

  • Keşke derdiniz cuma namazı olsa dedim içimden.
    En son hz adem’in erkek olmadığını savunuyordunuz şimdi ise ümmetin yüzlerce yıllık icmasını “zayıf rivayet” diye bir cümlede yuvarlayıveriyorsunuz.
    Lütfen istediğiniz herşeyi konuşun. Ama ilgi alanınız olmayan konularda konuşmayın sevgili reçel yazarları.
    Şu halinizle (hem islam hem erkek egemen söylem vıdı vıdılarını birleştirerek) o kadar komiksiniz ki.

  • Peygamber efendimiz zamanında kadın erkek bir arada namaz kılıyordu üstelik bir üst kat yada perde de yoktu. Soruyu sormadan biraz okuyup araştırmanız hoş olurdu.

    • Nebiye kardeşim doğru peygamber Efendimizin zamanında kadın ve erkekler arka arkaya namaz kılıyorlardı görseldeki gibi yan yana değil. hatice onu kasdetmiş olmalı

    • Nebiye kardeşim doğru peygamber Efendimizin zamanında kadın ve erkekler arka arkaya namaz kılıyorlardı görseldeki gibi yan yana değil. hatice onu kasdetmiş olmalı

    • Soru karışık mı kılıyorlardı şeklinde, siz de soruyu cevaplamadan önce onu doğru okuyabilirsiniz. Ve biraz araştrırsanız arkalı önlü karışmayacak şekilde kılındığını öğrenirsiniz. Yazının uslubu, facebookta bahsedilen paylaşımların altına yazılan yorumlardan farksız. Kafaya göre yapılmış sosyolojik incelemeler usul Vs bırakmamış ortalıkta. Bir tarafın yanlış açıklamalar getirmesine (onlar da kendilerine göre psikolojik Vs sebepler sıralamışlar) diğer taraf biraz daha üst bir dille ama aynı mantıkla cevap vermiş. Neyse ki ilim böyle düz mantıkla yürümüyor ve bunu düzgünce yürüten insanlar da var

  • öyleyse kadın peygamberlerde geldi mi? kadın, erkeklere imam olabiliyorsa erkeklere önder de olabilir değil mi? şunu unutmayalım hz. ayşe bir çok konuda erkek sahabilere yol gösterici olmuştur, ama onlara imam olduğu hakkında bir rivayete rastlamadım. bazı yerlere katılıyorum fakat kadının erkeklere imamlığını kabul etmiyorum. okurken çıkartamadığım diğer bir konu da şu; erkekle kadın yan yana mı saf tutsun yoksa aynı hiza da mı saf tutsun? kadınla erkeğin temas etmemesi gerekiyor, cemaat halinde kılınan namazlarda ise saflar omuzlar birbirine değecek şekilde tutulur.. kadınla erkeğin yan yana saf tutmasının libidoyla bir alakası yok, bu bir dini düstur. erkekle kadının birbirleriyle aralarında sınırlar olmasını emrediyor islam. yani benim inandığım iman ettiğim islam. bir programda şöyle demişti birisi “aslında islamı yaşayan kimse yok herkes kendi inandığını, inanmak istediğini yaşıyor” dilerim hepimiz islamı yaşayanlardan oluruz, inandıklarımızı yaşayanlardan değil. sevgilerle

  • Bilgisi sınırlı olup bu siteyi bu tip yazılar için takip edenleri Allah doğru yoldan sapmaktan korusun.

  • “Haber paylaşımının altında ki tartışmaları okuyup zamana zaman katılıp üzerinde düşünürken bir kaç gün öne okuduğum yazıdaki tanışıklık hissinin nedeni de açığa çıktı. Bazı yorumları okudukça “işte aynı şey”, diyordum.”
    Ah ah! Yorumlar ne zaman bu ‘aynı şey’ olma halinin gerektirdiği kadın biraradalığına dair olur acaba?
    Her ramazan orucu bozan şeylere takılı kalmış toplum er/dişi ‘imamın mabadı’ meselesini aşıp da ubudiyette eşitliği yakalar mı ki bi vakit.

  • Türkiye’de muslumanları temsil ettiğini söyleyenlerin başını çektiği firavun düzeni devam ederken dindarların cahil kesimi kız çocuklarını okutmamak gerektiğini, kendini az biraz entellektuel zannedenler ise kadınların cumaya imamlık yapıp yapmamasını tartışıyor. Benim için iki kesim de bizans yıkılırken meleklerin cinsiyetini tartışanların haline eşit. Hali pür melalimiz..

  • * İğrenç, iğrenç, iğrenç bir yazı. Utanın be. Özgürüz diye diye dinden çıkacaksınız. Kadınla erkekler, ancak erkekler önde, varsa çocuklar arkada, ondan sonra da kadınlar arkada ve perdeyle ayrılmış şekilde namaz kılabilir. İslâm’a feminizmi ve özgürlüğü bulaştırarak dinimizi kirletiyorsunuz. Kafanıza türban geçirmişsiniz ama kalbinize o tesettürü yerleştirememişsiniz. Yazıklar olsun. Yahu hiç bir erkekle bir kadın yan yana namaz kılabilir mi? Bir kadın, erkeklere imamlık yapabilir mi?

    * Bu yorum içerdiği suçlamaların yaygınlığı nedeniyle “ibretlik” olarak yayınlanmıştır

    • herşeyi geçtimde çocuklar neden kadınların önünde hahaah çok saçma olmuş :)))) kadının imam olabileceğini düşünmüyorum ama bu yazıyı yazana saygı duyuyorum. bence çok gerçekçi toplumsal sorunları gün yüzüne çıkarmış. maalesef günümüz müslüman erkeği kadına saygı duymuyor genel olarak. yazınınız tarzından ve iğrenç iğrenç iğrenç diye hakaretinizden ötürü sanırım sizde bu tipik müslüman erkekleri arasındasınız, tebrik ediyorum :) keşke erkekler gerçek manasıyla sünneti uygulayabilseler, herşey çok güzel olurdu. Allaha şükürler olsun böyle bir eşim var, yan yana namaz kılıyoruz, benden her zaman bir adım önde olmaya dikkat ediyor, hatta fazla önde olduğu zaman rahatsız oluyor, beni ileri çekiyor. keşke her erkek kadının fikrine, özgürlüğüne, karakterine bu denli saygı duyabilse … keşke her erkek fazla önde olmanın eşine yaşatabileceği rahatsızlık ihtimalini düşünerek rahasız olsa …Ah ah…

      • Yazınızı cümle cümle değerlendireyim:
        1. “Bence çok gerçekçi toplumsal sorunları gün yüzüne çıkarmış.” demişsiniz.

        Cevap: Bu yazıda gün yüzüne çıkarılan toplumsal bir sorun yoktur; zira söz konusu yazı, kadının imametini övmekte ve bunu sanki olağan bir şeymiş gibi göstermektedir. Eğer bu yazı, toplumsal bir sorunu gün yüzüne çıkarsaydı, söz konusu duruma muhalefet edilirdi. Yazıda, kadının erkeklere imamlığına muhalefet edilmemiş, bilakis bu imamet desteklenmiştir.

        2. “Maalesef günümüz Müslüman erkeği kadına saygı duymuyor.” demişsiniz.

        Cevap: Kafaya geçirdiği türbanı kalbine geçiremeyen bir Müslüman kadına değil bir Müslüman erkek, Müslüman bir kadın da saygı duymaz. Maalesef günümüzde feminist Müslümanlar türedi. Kendi dinini öğrenip yaşamak yerine kendilerine bir şey katmayan feminizm ideolojisiyle hareket eder oldular.

        3. “Keşke her erkek kadının fikrine, özgürlüğüne, karakterine bu denli saygı duyabilse.” demişsiniz.

        Cevap: İslâm’da özgürlük yoktur; erkek ve kadın, Allah’ın kurallarına tâbi olmak zorundadır. Bu bakımdan erkeğin ve kadının özgürlüğü, Allah’ın haram dediği yere kadardır. Bir Müslüman’ın İslâm dışı savunduğu özgürlüğüne saygı duymuyorum.

        4. “Keşke her erkek fazla önde olmanın eşine yaşatabileceği rahatsızlık ihtimalini düşünerek rahatsız olsa.” demişsiniz.

        Cevap: İslâm’da erkek ile kadın, ancak karı koca olduklarında aynı yerde namaz kılabilirler. Bu durumda da erkek, her daim kadının biraz önünde olur. Evli değillerse, aynı odada asla namaz kılamazlar. Camide ise erkekler önde, çocuklar ortada, kadınlar ise en arkadadır ve kadınlar bir perde ile öndeki erkeklerden muhakkak ayrılmalıdır. Bu kuralı ihlal eden kimse, Allah’ın tesettür emrini de inkâr eder.

        Bunlara bir itirazınız varsa, tartışabiliriz. Eleştirimde üç defa “İğrenç.” diyerek yanlış yaptığımı biliyorum; hepinizden özür dilerim; ama nefretimin arkasındayım. Her daim.

  • Hafsa binti Ömer (r.anhumâ) anlatıyor: Birgün Hz. Fatım (r.anhâ) ile Mecsid-i nebevîde yatsı namazı kılıyorduk. Hz. Aişe ( r.anhâ) kamet getirdi. Hz. Fatıma Hz. Ali’ye (kerremallahu vechehû) işaret edip buyur sen kıldır dedi. Hz. Ali “esrağfirullah” dedi.”resulullahın ciğerparesi, onun şerefli soyunun annesi duruken ne haddime. Namazı Fatıma kıldırdı. Namazın sonunda bir de aşir okudu. Sesi o kadar etkiliydi ki, orada bulunanlar içinde ağlamayan kalmamıştı.
    (El-Minhac)
    Böyle bir rivayet işinizi görür diye paylaşmak istedim. Aksi takdirde kimse inanmaz bu fantazilere. Bu mücadeleyi usulüne uygun yapmalı. Adam patlıcan satmak için hadis uyduruyor, siz böyle ılvi bir davaya bir hadis uyduramıyorsunuz.

  • Merhaba,

    Tebrik ederim Merve Hanım. Türkiye’de Amina Wadud hakkında ve kadın imamlar hakkında yazılmış bir yazı var mı diye bakarken buldum bu yazıyı.

    Yorumlarda da görüldüğü gibi toplumdaki tabuları yıkmak kolay olmuyor, zaman istiyor. Ama değişimin önünde duramaz kimse. Yavaş yavaş daha adil bir toplumda dinimizi erkeklerle eşit şekilde yaşayabileceğiz inşallah.

    Cesaretinizi tebrik eder iyi çalışmalar dilerim.