Tamam artık çalışabiliyoruz, okula gidebiliyoruz ama hep silik kalmak, fazla görünmemek zorundayız.
Tamam artık çalışabiliyoruz, okula gidebiliyoruz ama hep silik kalmak, fazla görünmemek zorundayız.
O gün ölmedim evet. Tek farkım oydu sanırım. Toplumun sandığı gibi hayır demiyor değiliz. O ‘‘HAYIR’’ sözcüğünün hayır olmadığına inanan çok insan var.
kendi bireysel tarihlerimiz, kadınlar olarak her birimizin biricik yaşamları özgecan’dan münevver’e, ayşenur’dan ikbal’e çözmesi mümkün olmayan düğümlerle bağlı.
Akıllı da olsa deli de olsa, cahil de olsa eğitimli de olsa, erkeklerin kadınları kendileriyle eşit, eşdeğer, aynı insani vasıflara sahip görmediği bir dünyada, kadınlar her zaman harcanabilir olur.
Başörtülü arkadaşlar olarak yaptığımız çalışmalarla ilgili bir sunuma gitmemiz gerekiyordu. Ve bize “profesyonel” akıl veren bir erkekle aramızda şöyle bir diyalog geçti:
– “Sunumda giderken yanınızda başı açık bir kız da olsun.”
+ “İyi ama, grubumuzda başı açık arkadaş yok ki?”
– “Olsun, yanınıza rastgele birini alın, o konuşmayıversin sunumda. Yoksa bu kadar başörtülü kız olarak çok katı bir tutum sergilersiniz. Açık biri de olsun ki sizi başı açıklara düşman gibi algılamasınlar. Sizin için diyorum ben.”
+ “Biz çalışmamızı sunarken sırf başörtülüyüz diye niçin başı açıklara karşı gibi bir algı oluşturalım?”
– “İşte değilseniz eğer grubunuzda başı açıklar da olmalı. Siz de karşı olmadığınızı ispat etmiş olursunuz.”
Saçma sapan algılar, ön yargılar, düşmanlıklar… Tiksiniyorum.
Bu “öyle görülmesin” “öyle anlaşılmasın ” mazeretleri riyakarlığın politically correct hali oluyor. Midem bulanıyor .
Kesinlikle ayni seyleri ben de yaşadım yaşıyorum. Bunun Bilinçaltı var Dindarlar hala 28 Şubat baskısını içlerinde benliklerinde hissediyorlar, kendilerine gösterdikleri anlayışsızlık bundan. Kendine güvenmeme duygusu toplumun bu kesimine cok yoğun yansımış patlak Tesettür modasından çıktı, ilk önce eğitim bir farklılık olarak öndeydi sonra zenginlik. Suanda samimiyetini kaybetmiş zaten özgüveni eksik olan bir kesim var elimizde. Biz de bu kesimin kurtulmaya çalışan dindar bireyleriyiz. Hala hava atmadan, insan kayırmadan, seçmeden ama kendi manin farklılığını benimsemiş ve baskasına kabul ettirmiş azınlığı olarak. Sevgiler!
bu olay ve türleri hep hayatımızda. sen uğraşır didinir başarırsın ama sunumunu yapamazsın. sonra biri kalksın senin yerinde olmak istemem desin. ya acırlar, ya kızarlar, ya da sen kendini savunursun. iletişimin bundan ibarettir. işe girdim diye sevinemezsin başına geleceklere her an hazır olmaktan hayatın neşesini kaybedersin…
Aslında ilk başta başörtülü Müslüman kadınlar birliktelik ve duygusallık olarak çok zayıf kaldılar. Dolayısıyla zaman içerisinde bir aşağılık, ezilmişlik kompleksi oluştu. Bunu kırmak için biz Müslüman erkeklere ihtiyaçları olduğunda yanlarında olamadık. Ama yeni bir heyecan ve bilinçlilik var. Başarılar.
Dinde olan hosgoru gunumuzde politikada yok. Dini kaygilardan ziyade politik kaygilarla basortusu takan azinlik ama yeterince kalabalok bir kesimin bilincaltinda hep bu gercek var. o nedenle tavirlarinin dini oldugunu hissettirmek icin basi aciklarla bir arada bulunmak istiyorlar… Heterojen ortamlardan kacinma geregi duyuyorlar…
Etkiye tepki beklentisi toplumda mevcut o yüzdendir ki “başörtü yasağını uygulayanlar aynı şekilde kendilerine bir yaptırım geleceğinden korkmakta ve makam mevki sahibi olanlar bunun engeli için hali hazırda uğraşmaktadırlar.” Başörtü yasağı resmi olarak kalktı ama islam dininden ve tesettürlü kadından korku hala var ve sebebi anlaşılamayn bir korku gereksiz biçimsiz ve yersiz bir korku. Burda tesettür adına bayanlarında yaptıkları uygulamalara değinmeden edemeyeceğim piyasada oeydah olan ve bir furya gibi artarak çoğalan tesettürlümü yoksa tesettürsüzmü anlayamadığımız kişileride engelleyemiyoruz her anlamda zarar verşyorlar blinçli ve bilinçsiz Allah ıslah etsin saygılar.