Konuk Yazar: Meryem Selva
– Hatun “Büyük bir kadın” sen misin?
– Anlamadım, kim?
– Reçel’de yazan hani
– Yoo değilim.
“Büyük bir kadının yazısını okuyorsunuz. Artık kocaman bir kadının. Küçük bir kız çocuğu idim. Öyleymişim. Kocaman bir kadın oldum bir anda…”. Baba evine döndüm. Annem kapıda karşıladı beni. Sarmaştık.
– Büyüdün mü şimdi a kızım?
– Bilmem. Büyüdüm mü sence?
Büyüdüm ya anne. Kadın ve anne oldum ben. “Yemekler yapan kadınlar büyüktür”. Senin gibi yemekler yapamadım anne. İtiraf ediyorum, senin gibi düzenli ve titiz de olmadım. Kocamın çoraplarını itinayla koltuğun altından toplamadım mesela. Bile bile orada bıraktım. Koktular. Paltosunun cebine tıktım. Kadın değildim ben. Hiç olamadım. Okurdum ben hep. Okur, okur dururdum ben. Yüksek lisans okuyacaktım ben. Sınava giriyorum bugün ben.
“Kızınızdan hemen boşanmamı istiyorsanız bana şunca para vereceksiniz. Çünkü eğer evlenmeseydim bunca param cebime kalacaktı…Bir zengin kızının büyümesi böyle olurmuş. Okul kapısında ağlamak işe yaramadı…”
Sınavdan çıktım. Feribota yetişirim umuduyla ilk gelen otobüse atladım. Baktım olmayacak. Sağ camımdan bir pizzacı bana gülümsüyor. Bastım düğmeye, indim otobüsten. Sucuğu, peyniri, biberi bol bir pizzayı mideme yuvarladım. Sözde kızarmış kofti patatesleri de mideme indirdim bir güzel. Hesabı ödeyip, çıktım.
Kabataş’a kadar on beş adımda bir patatesin ağırlığından kurtulmak niyetiyle adımlarımı sıklaştırdım. İlk hedefim bilet gişesi! Midem ve ben büyük boy filtre kahvenin hayaliyle memura veda ettikten sonra, paltomu bile çıkarmadan:
– Bir filtre kahve alabilir miyim?
Sonrası?
Hayaller Hikâye Anlatan Adam, hayatlar avukatla telefon konuşması.
– Cevap dilekçesi geldi.
Sesi iyi geliyor. Kendinden emin. Ne yazmışlar acaba. Sınav da kötü geçti zaten. Çocuk durdu mu acaba? İyi, iyi sesi iyi geliyor. Bu kahve de nerede kaldı ki?
– Dinliyorum.
– Davalı müvekkil, davacı eşini, çocuğunu sevmekte ve yuvasının yıkılmasını istememektedir.
Bu cümle olmazsa olmaz zaten. Boşanmak isteyen her kadının evlilikte niyetlenip de boşanma evresinde duyduğu, okuduğu cümle. Geçelim.
– Eşini seven müvekkil, eşine gerek okul döneminde, gerek ev hayatında, gerek hamilelik döneminde ve gerek çocuğu doğduktan sonra elinden geldiği kadar yardımcı olmuş, hiçbir fedakarlıktan geri durmamıştır.
Ben ne nankör bir kadınmışım? Böyle fedakar bir adamdan boşanmak istiyorum. Ayıp, çok ayıp.
– Müvekkilim, eşi müşterek çocuklarını alıp sorumluluklarını da önemsemeden evini terk ettiğinden… yaşadığ maddi ve manevi sıkıntılar… gerek her hafta eşini ve çocuğunu görmek için …’ya gelip gitmesi nedenleriyle işini kaybetmek zorunda kaldığından şu an işsiz olup işsizlik maaşıyla geçinmektedir.
Bir saniye. Dur orda.
– Sıkıntı? Eziyet? İşten çıkma? Ben mi yapmışım?
– Dur daha bomba yere gelmedik.
– Müvekkilimin eşi …’nın varlıklı ailelerinden olduğu için nafaka ve tazminat talebi hukuki değildir.
“Bir zengin kızının büyümesi böyle olurmuş. Okul kapısında ağlamak işe yaramadı…”
– Boşanmaya sebep veren hadise her evlilikte olan ufak tefek sorunlardır.
Onca hakaret, yalan, şiddet, tehdit… Bitmiş bir evliliğin kağıt üzerinde yapışıp kalması…
– Beni dinliyor musun?
– Efendim?
– Kusura bakma ama sen çok da akıllı bir kız değilsin!
“Bir zengin kızının büyümesi böyle olurmuş. Okul kapısında ağlamak işe yaramadı…”
– Neden hala bu adamla konuşuyorsun?
“Onca hakaret, yalan, şiddet, tehdit… Bitmiş bir evliliğin kağıt üzerinde yapışıp kalması…”
– Ofise geleyim mi ben? Yarın değil, sonrasında. Görüşürüz. Ben dee. Sen de.
“Bir zengin kızının büyümesi böyle olurmuş. Okul kapısında ağlamak işe yaramadı… ”
Tuttum kafede ağladım. Utancımdan menüyle yüzümü kapamaya çalıştım. Kimi saklıyordum? Durduramıyordum. Hikâye anlatan adam? Feribota kaldı artık. Bozuk paralar kaydı elimden. Garsonu beklemeden çıktım. Patates filan kalmadı. Kusura bakma leziz pizza, senden çaldım. Tramvayın da duracağı tuttu. Sağım solum insan. Ne bakıyorsun? Adam gibi ağlıyoruz burada işte. Işıkları geçtim. Simitçiden saklandım. Köftecinin oradan sahile inecek yer bakınıyordum ki bu kez motor… Az dur kızım, köşeyi dönelim öyle ağlarsın. Benzinliği geçtim. Çeşme… çeşme vardı bir yerlerde. Oraya vardım mı tamam sahili bulacağım. Feribotun kalkmasına bir saat var. Sahile indim mi yarım saat doya doya ağlayacağım. Her saniyesini kullanacağım. Bak gene durduramıyorum. Dikkat edin, sokakta ağlayan bir kız görürseniz bilin ki sevgilisinden ayrılmıştır. İstisnasız bu böyledir. Aklı başında hiçbir kız gündüz gözüyle ağlamaz. Ağlamıyorum. Sevgilim değil… Şelale… Kabataş… Kullanıldım ben… Şuradan bir dalga çıksa fena ıslanırım. Kullanıldım ben… Durmuyor… Bu insanlar da nereden çıktı şimdi? Sigara içesim geldi. Hâle bak, oldu Türk filmi. Çocuk durdu mu acaba? Cebim sümüklü mendil. Feribotun oraya dönmeliyim. Kusura bakma ama sen çok da akıllı bir kız değilsin! Şimdi sınavdan çıktım ben. Bugün mail aldım ben. Yüksek onur belgeliyim ben. Durmuyor…. Kullanıldım ben. Baba, affet…
“Bir zengin kızının büyümesi böyle olurmuş. Okul kapısında ağlamak işe yaramadı…” Büyüdüm mü şimdi ben?
[…] Yazının tamamı için Reçel Blog’a devam edin […]
çok zor bir durum olsa gerek.evlenmek üzereyim ve bir şekilde bunlar aklıma geliyor.allah yardımcınız olsun ne denilir ki
Allah yar ve YARDIMCINIZ olsun
Dünden beri yazıyı kaç kere okuduğumu bilmiyorum, yazı gerçekten çok dokunaklı. Gerçek bir olaydan böyle “dokunaklı” diye bahsetmek, sanki hikaye gibi anmak hoş değil, biliyorum. Şunu demek istiyorum, bizlere yaşadığınız zorluğu çok güzel anlatmışsınız.
Bir zengin kızın büyümesi, en az diğer kızların büyümesi kadar zor oluyormuş. Belki daha da zordur, etrafta zenginliğin her şeyin çözümü olduğunu düşünenler varsa.
Klişe olacak ama, güzel günler elbet gelecek, bekleyip görmek lazım.
Gerçekten, ne denir ki?
Allah yardımcınız olsun
Evlenmeden önce babanın maaşının hesabını yapiyor sen ise mutlu bir yuvanin hesabını
Her şey güzel olacak derken aklina bile gelmeyecek sıkıntılar yaşıyorsun,yasattiriliyorsun.
Sen babanin prensesiyken,zamanında biz ne sıkıntılar gördük sende göreceksin diyor bir kaynana musvettesi.
Bakılıyor ki babanın maaşından fayda yok bu sefer senin hayallerini susleyen mesleğin geliri uzerine hayaller kuruyor O ‘da.
Çocuğun oluyor bir de sonrasında binbir tartismalari getiren..Senin ailen daha fazla görüyor onlar çocuğun her masrafını çeksin benim ailem hiç bir sey almasa da çocuk üzerinde onlar söz sahibi olacak diyor.
Bunlar yetmezmis gibi bir de hep tehtit ediyor bosanacağım bosuyorum bosaniyorum.
1,2,3 derken bitmis bir evliliğin kagit uzerine yapışıp kalması o ise başka biriyle yaşamaya başlamış bile.
Dipnot:Hala büyümedim.