Öyleyse ben bir kadın olarak bunun ironisini yapmışsam ne olmuş?
Öyleyse ben bir kadın olarak bunun ironisini yapmışsam ne olmuş?
O gün ölmedim evet. Tek farkım oydu sanırım. Toplumun sandığı gibi hayır demiyor değiliz. O ‘‘HAYIR’’ sözcüğünün hayır olmadığına inanan çok insan var.
kendi bireysel tarihlerimiz, kadınlar olarak her birimizin biricik yaşamları özgecan’dan münevver’e, ayşenur’dan ikbal’e çözmesi mümkün olmayan düğümlerle bağlı.
Akıllı da olsa deli de olsa, cahil de olsa eğitimli de olsa, erkeklerin kadınları kendileriyle eşit, eşdeğer, aynı insani vasıflara sahip görmediği bir dünyada, kadınlar her zaman harcanabilir olur.
Hem şiirinde ki öfken hemde bu şiiri yazdığın için sana yöneltilen ağır ithamlara cevap yazma zorunluluğunda hissetmen ağlattı beni.
Bu memlekette kadına dair herşey ağlatıyor bizi ve hesabımız herzaman ki gibi ALLAHA kalıyor.
iyiki Allah var tasa yok.
bayatlamış erkek ‘rehber’liği artık bir dönüp kendine bakmalı. aynı söylemler ve dikteler (haydi kibarca öneri diyelim); değişen zaman, değişen müslüman erkek, hem mitik hem de değişen zamana uygun bir karma/kırma olması beklenen kadın.
Superman erkek değil miydi?!
yüksek irade ve mantık sahibi b(ir)eylerin içgörüden fersah fersah kaçmaması bekleniyor.
her rolü modeli kadından talep eden algıyı, lûtfen, herhangi bir kadına ayırdığınız bir düşüncelik zaman dilimi kadar, mikroskoplarınızda inceleyip de beri geliniz.
“Bizim mahallede yalnızca Adamlar güzel olarak anılır.” cümlesi, meselenin özeti. Eline sağlık Nebiye…
ahlakını sorgulayan ahlaksızlar bir yana, metni ben de eleştirecektim ama alperen yazdıktan sonra gerek kalmadı. bence ismet özel’in şiirini anlamamışsın, onun kurduğu gibi cinsellik üzerinden kursan sorun değil de bizzat erkekleri “fıtratı” hormonlarıyla çalışmak üzerine kurulu olan mahluklar gibi görerek sadece haksızlık etmiyor, aynı zamanda Kuran’ı anlamakta bir güçlüğe düşüyorsun, bence sorun buralardan kaynaklanıyor. sadece kadın olduğun için akıl almaz sözlere maruz kaldığını biliyorum, onların yanında bunların lafı bile olmaz belki ama onları hesaba kattıkça konuşamaz olacağız, o yüzden onlar yokmuş gibi davranalım ve işimize bakalım: kuranî ifadeleri kullanmakta bu kadar rahat davranmadan da istediğimizi söyleyebiliriz gibi geliyor, nitekim “sana siyasetten soracaklar de ki” diye başlayan şiirindeki öykünmede olduğu gibi ifadenin gücüne kapılmadan veya öfkeyle kalkmadan önce, şiirin sadece kendi içinde bile bir ölçüyü hak ettiğini düşünüyorum.
son olarak senin nezdinde, bazen kadınların erkekçe durma, erkekleşme eğilimlerini anlamakta zorlanıyorum, hak aramak veya öfkemizi dile getirmek için niçin erkekleşmemiz gerekiyor? yani bunu hiç sorguluyor musunuz, çünkü burada o “eril dil” ironiyi aşıyor ve sevgilim’ler de dahil olmak üzere giderek “senin dilin” oluyor…
Elinize sağlık. Ofkenizi sabirla savundunuz. Kolaylıklar diliyorum.
Adamım büyüksün şiiri; erkeklere sevmedikleri, hiç fotojenik olmayan perspektifleriyle aynaya baktırdı. Gördükleri manzara kötü yanlarını yansıtıyordu. Üstelik üslup, ironik ve enpatik tarzıyla, zor anlaşılan, dalgalı bir ayna yüzeyi oluşturmuştu; bu da erkeklerin daha
nasıl olduklarını çözemedikleri bir görüntü oluşturuyordu. Çözemeyenler sinirlendiler; sinirlenenler çözemediler…
bravo. yazmama gerek kalmadı, işte öfkenin sebebi tam olarak bu.
Erkeklerin yüzüne tutulan ayna onları kendilerinden iğrendiriyor,yüzleşmek istememelerinin ve saldırganlaşmanın sebebi bu.
mehmet talhaya, sen hem ismet özeli, hem kuranı, hem de nebiyeyi anlamamışın. hepsini yeni baştan okuyup tekrar okumanı öneririm. tabi erkek olduğun için sadece hormonları çalışan yaratıklar olarak değerlendirilmek ağır gelmiştir anlıyorum elbette. ama sakın nebiye tüm ironiyi zaten bunun üzerine kurmuş olmasın. böyle zannedilmek nasıl bir şeymiş acaba -bizim sürekli hep her zaman maruz kaldığımız ithamlar- diye bir empati fırsatı sunmuş olmasın size. sana senin dilinle diyor kız, sana senin dokunuşunla diyor ya, daha ne desin ya hu. neyse canım tabii elbette sırf erkek olduğun için maruz kaldığın ithamlara aldırmadan biz işimize bakalım.
kaleminize sağlık nebiye hanım
nebiye şiirini çok beğendim ama bu toplumda erkek olmadan kazanamıyoruz. ne yaparsak yapalım olmuyor yani, o yüzden eleştirileri kişisel alma. cidden bunu yazan bi erkek olsaydı toplumsal tabuları yıkan harika cesur biri olarak bakarlardı ama değiliz. öfkeyi de kadına yakıştırmazlar, nefreti de. insan değiliz çünkü hangi cüretle kızabiliriz?!
Olumsuz yorumlara cevap yazma ihtiyacınız bile bu ülkede kadınlar olarak durumumuzu net anlatıyor aslında.
Fakat gidişat öyle gösteriyor ki yazdığınız şiirden rahatsız olan o erkek müsveddeleri ve erkek sevdalısı kadınlar için zor günler daha başlamadı ;-)
[…] oldu. Self-hating (kendinden nefret eden) Müslüman gibi suçlamalar. Ya da şu yazılarda (“Adamım Büyüksün” Şiirine Gelen Yorumlara Cevap, Sınır İhlali) gördüğünüz durumlar. Bana, başka bir kadına ya da Reçel Blog’a gelen […]