Yazar: Büşra Eser
Ayşe Tükrükçü, hayatının bir dönemini evsiz olarak geçirmiş bir kadın. Kendi hikâyesini hayata sımsıkı sarılmanın bir yolu haline getirmiş. Aslında pek çoğunuzun Şefkat-Der ya da Çorbada Tuzun Olsun Derneği sayesinde ismine aşina olduğu birisi. Sonrasında Dilara Moran ile beraber Hayata Sarıl Derneği’ni kuruyorlar.
Özellikle kadınlar için evsiz olmanın, sokakta olmanın ne kadar zor olduğunu, tacizin, tecavüzün, her şeyin var olduğunu anlatıyor röportajlarında.
Bir kadın için 38 gün kıyafetlerini değiştirmeden yaşayabilmek ne kadar zor bilemezsiniz. Yemek yemenin nasıl bir nimet olduğunu da… İnsanlar çocuklarına kızar “Şu yemeğini ye.” der. Bense onları gördüğümde “Allah’ım bir an önce doyup kalksalar da kalanları yesem.” diye dua ederdim. Hastanedeki refakatçiler içtikleri çayı yarım bırakırdı. O bardağın içine sigara izmaritlerini atarlardı. O içine attığını görmezdi ama bardağın içindeki sıcak çayı görürdü gözlerim.
Bugünlerde ise hayli meşguller. Çünkü uzun zamandır hayalini kurdukları Hayata Sarıl Lokantası’nın kapılarını açtılar.
İlk defa, 21 yıl sonra sigortalı bir işim var. Mutfak eğitimi aldım, sertifika aldım. Kendime “Geçmişim bitti.” dedim. Sertifikayı elime alınca çığlık atıp “Başardım. Lanet olsun sana geçmiş. İşte geleceğim!” diye haykırmak istedim.
diyor bugünü için. O zamanlar, evsiz yaşarken, hep şöyle demiş kendi kendine:
Bir gün zengin olursam evsizlere yardım edebileceğim. Bir lokanta, çamaşırhane, konaklama ne olursa demiştim kendime. Terk edilmiş bir bina gördüğümde içimden hep “Şurayı bize verseler biz orada neler yapmayız ki!” diye geçirir, dua ederdim.
Kendisinden, vermenin ve yardım etmenin adabına dair alacağımız çok ders var. Kendisi çorba dağıttığı dönemlerde de her bir evsizle birebir ilişki kurmuş, hikayelerini dinlemiş, saygıyla yaklaşmış. En basitinden, kendi yemeyeceği hiçbir şeyi bir evsize ikram etmemiş:
Benim için önemli olan, evsiz bir insanı, lokantaya giden sıradan bir insan gibi ağırlamak. Önlerine peçetelerini koyup, çatallarını yerleştirip onlara hizmet etmek.
Lokanta 19:30’da günlük müşterilerine kapılarını kapatıp, evsizlere hizmet vermeye başlıyor. Bu arada lokantada çalışanlarının büyük çoğunluğu evsiz ya toplumdan dışlanıp, sokağa mahkum kalmış kişiler. (Bu noktada mülteciler/göçmenler için kullanılan bir slogan aklıma geliyor: Kimse nedensiz kaçmaz, hepimiz göçmeniz. Aynı şekilde düşünürsek kimse sebepsiz de sokağa mahkum kalmaz.) Çalışanlar sigortalı bir işe girmiş oluyorlar, mutfak eğitimleri alıyorlar. Ekip 6 ayda bir değiştiriliyor, eskiler yeni yerlere yerleştirilirken, Hayata Sarıl’a yeniler geliyor. (kaynak)
Bu halleriyle, hedefleriyle bana bir şeylerin farklı olabileceği, dünyanın başka şekiller alabileceği umudunu veriyorlar. Ama desteğe ihtiyaçları var. Kendileri, gerçekten de, insanların oraya gelmesini, yemek yemesini, lokantaya destek olmasını, askıda yemek için para bırakmasını temenni ediyor. Siz de belki toplantınızı, kitap okuma grubunuzu, arkadaş buluşmalarınızı Beyoğlu’ndaki bu mekânda düzenlersiniz. Çünkü burada yaptığımız her şey, kendimizden başkaları için bir şey olacak, başkalarına katkı sağlayacak.
Bizler Reçel Blog olarak sadece bir haber girmek istemedik. Lokantayı ziyaret etmek, destek olmak da istiyoruz.Bu yüzden 9 Aralık Cumartesi günü 14.00’da beraber yemek, tanışmak, Ayşe ve Dilara hanımlar ve diğer lokanta çalışanlarıyla sohbet etmek için Hayata Sarıl Lokantası’nda küçük bir buluşma organize etmek istiyoruz. Bunlar dışında yemek üzerinden sosyal fayda yaratmak, gönüllülük deneyimleri, evsizler ve mülteciler hakkında konuşacak çok şeyimiz var.
Lokanta ile şimdiden konuştuk, bizleri bekliyorlar. Lokantanın fiziksel şartları müsaade ettiği sürece gelmek isteyenleri bekleriz. Fakat rezervasyon yaptırmamız gerek, katılmak isteyenler aşağıdaki linke tıklayabilir:
Buluşma: 9 Aralık Cumartesi, 14.00
Yer: Beyoğlu
Detaylar için tıklayınız.
*6.12.2017- 10.00 itibariyle kayıtları kapattık, ilginize teşekkürler. :)
Yorum Ekle