Yazar: B.
Bir akşam, yok yok baya geceye doğru aslında, yürüyüşümden dönmüşken Emine ve ailesi ile karşılaşıyorum. Emine komşumuzun torunu, ortaokul yaşlarında olsa gerek. Annesi daha evlenmeden öncesinden beri tanışıyoruz. O saatlerde ya da daha geç saatte, dışarı çıkmanın evle nasıl kavgalar yapılarak elde edildiğinden ve sonra bir de kendi kendine korkmamayı öğretmeye çalışmayı gerektirdiğinden habersizler tabi, birazcık garip baksalar da selamlaşıyoruz. Küçükken, lise çağında olan benim yanıma “Seninle oynamaya geldim.” diyecek kadar cıvıl cıvıl bir çocuk olan Emine, içine kapanmış gibi; geçen her gün selam verip takılmalarıma daha kısa, sıkılgan cevaplar veriyor. Birazcık ergenlik dönemine girmekten belki, biraz da belki başını yeni örtmesinin verdiği ürkeklikten gibi geliyor bana. İç sesler “O da alışacak işte, yeni daha….” Acaba gerçekten ne yaşıyor? Acaba Emine de başını ilk örtme kararı aldığında “Başımı örtsem de kardeşimle parka gittiğimizde kayaktan kayabilir miyim?” diye sormuş mudur annesine? Ya da “Bugün buz patenine gideceğim başımı örtmek istemiyorum oradaki insanların yanında.” diyor mudur ara sıra? Emine’nin teyzesiyle ilk tanıştığımda 12 yaşındaydım, yeni örtünmüş sayılırdım ve o bana “Canım sen kaç yaşındasın? Peki okuyor musun?” demişti, biri ona da böyle bir şey sormuş mudur? Emine liseye geçince neler olacak acaba? Hiç, bir öğretmeni onun duymasına aldırmadan “Kim o türbanlı kız?” diye diğer öğrencilerle soruşturacak mı? Başını tüm okulun, bahçenin ortasında açmanın gerginliği kaldıramayacağı için okula başörtüsüz gidip, bunun suçluluğunu hissedecek mi? Ya da nasıl kıyafetler giymek isteyecek? Paten kaymak, kuzenleriyle futbol oynamak, hoodiler, spor kıyafetler giymek isterken, annesi tarafından hanım hanımcık olma kıyafetleri mi alınacak ona? Olmak istediği tarzın kıyafetini bulamayıp, kurdelalı pardesülere ve tüllü eteklere -ve bu doğrultuda görüntüde ona verilen başörtülü makbul kıza- mi geçiş yapacak?
↑ Bunların hiçbiri olmayacak, çünkü bu anlattıklarım 12-13 yıl öncesinin Türkiyesi ve Emine imam hatipe gidiyor, çünkü artık Türkiye hiç böyle değil, başörtüyle ilgili böyle şeyler yaşamayacak muhtemelen ve pek tabi istediği her kıyafeti de bulabilecek.
Ama Emine nasıl biri olacak? “Müslümanız, Türkiye’de Müslümanız ve bu yüzden çok haklıyız.” kafasında mı olacak? Üniversitede tüm okuduklarına, tüm anlatılanlara, tüm hocalarına, tüm solculara, feministlere -kendinden menkul bir özgüven içinde- onun sadece kendi olduğu için vakıf olduğu gerçeklerden yoksun ve büyük bir yanılgı içindelermiş gibi mi bakacak? Başka dünyaların varlığını anlayabilecek ve kabul edebilecek mi? Ya da belki kuzenim Dilara gibi o ortama ait her şeye diklenmek için lise hocasının sınıfta “Kime oy verirdiniz?” sorusuna “HDP’ye verirdim.” diyip (bunu de benden gördü sanırım) ailesine şikayet edilecek mi? Ya da kuzenimin arkadaşı Sevde gibi “Basket benim en büyük şeyimdi ama başımı örtmeye karar verdiğim gün basketi bırakmak zorundaydım, kulüpten çıktım.” gibi şeyler mi anlatacak hüzünlü hüzünlü, basket oynamayı başörtmekle kesinlikle çelişen bir şey gibi mi görecek? Bir insanı hayata ve dünyaya bağlayan, bir şeylere yatırım yapmasını sağlayan pek çok şeyden, “Ama Müslüman kadın…” olduğu için dışarıda durması mı beklenecek? “Nurettin hocam çok haklı kadın olarak aslında evin dışında olmamız bile yanlış, biz aslında çok hatalıyız.” mı diyecek sınıf arkadaşlarına? En doğru Müslümanlığı sadece kendi çevresiyle ve evinde sadece evinde yaşadığı bir yer olarak mı hayal edecek?
Bir defasında İslamcı bir abi “Sadece Akp hükümetini gördüğün bir Türkiye’de büyümek nasıl bir şey ki?” demişti bana, ki zaten diğerlerini hiç görmediğimden ve bilmediğimden böyleydim ya aileme göre. Ben de merak ediyorum acaba bundan sonraki Türkiye’de büyümek tüm bu çocuklar için nasıl olacak, ara alanları olacak mı?
Ben de çok merak ediyorum… AKP hükümetini görerek büyümüş sayılırım, ama çocukluğumu öncesinde yaşadım. Şu anki çocuklar için bu şekilde büyümek nasıl bir şey olacak, çok merak ediyorum. Kişisel/ulusal eleştirilere tahammülsüz, benmerkezci insanlar mı olacaklar önceki nesiller gibi…
Maalesef insanların, özellikle kadınların kıyafetlerine söz sözleme hakkını herkes kendinde buluyor. Şimdi de tam tersi bir durum var. Okullarda kız çocukları birbirini yargılamaya başladı. Sen kapatmıyor musun başını neden? Bu soru eskiden sorulan “neden başını kapatıyorsun?” sorusu kadar tehlikeli. Bizler, başı açık ve başını kapatmayı düşünmeyen ama başını kapatan kadınlara karşı uygulanan baskıya karşı, başörtülü kadınların haklarını savunan kadınlar, aynı desteği başörtülü kadınlardan görecek miyiz?
Benden göreceksiniz, evet. Ama temennimim o ki, ne bir baskı olsun kadınlar üzerinde, ne de bu baskılardan dolayı desteğe ihtiyaç duyan kadınlar.